Göstereyim mi translate Spanish
691 parallel translation
"Size kazanma hırsının kanıtını göstereyim mi?"
- ¿ Quiere que le dé una prueba del poder de la voluntad?
En çok övündüğümüz taraflarını göstereyim mi? Can sıkıcı olabilir.
¿ Puedo destacar las cosas de las que estamos más orgullosos aunque sea aburrido?
- Yol göstereyim mi? - Yok, sağol.
- ¿ Quiere que le lleve?
Karargahınızı göstereyim mi, yoksa kalacak mısınız?
¿ Le enseño sus aposentos o se quedan?
Ben de sana ne kadar özleyeceğimi göstereyim mi?
Tanto así te extrañaré.
Sana babamın saatini göstereyim mi?
¿ Me permite que le enseñe el reloj de mi padre?
- Hatalı olduğunu göstereyim mi?
- ¿ Quieres que te saque de tu error?
Suyun nereden geldiğini göstereyim mi?
¿ Os enseño por dónde entra el agua?
Sana kanıt göstereyim mi?
¿ Debo mostrarles la evidencia?
Nasıl yapacağını göstereyim mi?
¿ Debo mostrarte cómo?
- Sana göstereyim mi?
Vamos a verlo.
Joe'ya serayı göstereyim mi?
Me gustaría llevar a Joe afuera y enseñarle el invernadero.
Kendini koruman için. Göstereyim mi?
Es un aperto. ¿ Yo puedo?
- Sana tıp kitabı göstereyim mi?
- ¿ Quieres ver un libro de medicina?
- Birkaç. numara göstereyim mi?
¿ Quieres aprender?
Bir şey göstereyim mi?
¿ Te hago un truco?
- Hapiste işlerden sıyırmak için. Göstereyim mi?
- Para no trabajar. ¿ Quiere verlo?
Sana göstereyim mi?
¿ Quieres que te enseñe?
- Çok kolaydır. Göstereyim mi? - Evet.
Es fácil. ¿ Puedo?
Göstereyim mi sana?
¿ Quiere ir allí por primera vez?
Sana makyaj malzemelerini nasıl kullanacağını göstereyim mi?
Haremos una cosa, ¿ te enseño a maquillarte?
Göstereyim mi?
¿ Os lo enseño?
Göstereyim mi?
¿ Quiere verlo?
Sana ölüleri nasıl hazırladığımızı göstereyim mi?
¿ Te muestro cómo preparamos a los muertos?
Size kiminle uğraştığınızı göstereyim.
Mi documentacion esta en el bolsillo.
Bayan banyo yapmak ister mi? Size göstereyim.
Yo enseño dónde duchar señora.
Sana kuklamı göstereyim.
Le enseñaré mi monigote.
Bir yabancı gibi görünüyorum, değil mi? Sana bir şey göstereyim.
Sí, tu también pareces una extranjera.
Bayan Elizabeth, izin verin de size... Leydi Catherine'in eşsiz sanat eserlerini göstereyim.
Ahora, mi querida Srta. Elizabeth, permítame mostrarle algunos de los valiosos tesoros de Lady Catherine.
- Size odamı göstereyim.
- La acompañaré a mi cuarto.
Özür mü dileyeyim yoksa sahit mi göstereyim
Escucha cielo, no quieres ni disculpas ni excusas, ¿ no es así?
O zaman size tepkimi göstereyim.
Bien, entonces le diré mi reacción.
Sana odamı göstereyim.
Te mostraré mi cuarto.
Ver bana onları da kemeri dayayınca nasıl konuşturuyorum bak göstereyim!
Déjemelos a mi y haré que canten estos delincuentes con una buena zurra.
Size benim bölgemi göstereyim.
Le enseñaré mi territorio.
Şimdi, biliyorum ki o Tudor Richmond'ın gözü ağabeyimin kızı Elizabeth'te. Bu birleşmeyle tacı ele geçirmeye hevesleniyor. Ama önce şu kıza ben bir gideyim de gönül kazanmak nasıl olurmuş göstereyim.
Ahora, sabiendo que Tudor Richmond pretende a la joven Isabel, la hija de mi hermano, y que, con ese enlace, ambiciona la corona, le haré la corte... como un galante enamorado.
Sana karşı iyi niyetler beslediğimi göstereyim.
Te mostraré mi buena voluntad.
Gece bana uğra, sana müzik setimi göstereyim.
¿ Pasarás esta noche? Quiero que veas mi cadena.
Sana yeni silahımı göstereyim.
Te enseñaré mi nuevo revólver.
Doktor Hockstader size oğlumun bahçesini göstereyim.
Dr. Hockstader permítame mostrarle el jardín de mi hijo.
Size ilk komedi yürüyüşümü göstereyim.
Permítame que le muestre mi andar gracioso.
Kim olduğumu göstereyim size.
Te mostraré mi valía.
Hadi, tatlım, sana çadırımı göstereyim.
Vamos, te enseñaré mi tienda.
Sana göstereyim mi?
¿ Quieres que te lo enseñe?
Ah, fakat, müsade et sana hünerlerimin minik bir örneğini göstereyim.
Pero permítame mostrarle un pequeño ejemplo de mi arte.
Size içki mi ikram edeyim yoksa odalarınızı mı göstereyim.
¿ Les ofrezco un trago? ¿ O los llevo a sus cuartos?
Sana resimlerimi göstereyim.
Quiero enseñarte mi cuadro.
Pekala, ördek gibi vaklamayı deneyelim iyisi mi. Size göstereyim.
Bueno, aprendamos a parpar como patos.
Fotoğraf göstereyim mi?
- ¿ Le enseño la foto?
Sana evimi göstereyim.
Le voy a mostrar mi casa.
Hadi gel, sana mahzenimi göstereyim.
Vamos, te enseñaré mi pozo de cal.