Hayâlî translate Spanish
62 parallel translation
Hayâlî yay ve ok aldın eline.
Y eligió un arco imaginario y una flecha imaginaria.
Yalnızım diye bunalımda mıyım? Bunalım, hayâlî bir şey gibi görülürdü eskiden.
Al melancólico acostumbraban a verlo como un visionario.
Himmler bir hayâli gerçekleştirmek üzere yola çıktı.
( traductor ) Himmler había establecido para lograr un sueño.
- Hayâli öğretmen olmak. - Mezun olabilirse tabii.
¡ Que alegre graduación!
Yeni araba, havyar ve yıldız hayâli için kendime bir futbol takımı almalıyım, derim! "
Auto nuevo, caviar, sueño de cuatro estrellas. Creo que me voy a comprar un equipo de football. "
Tessa hayâli ajanlar kullanıyor.
Tessa dirige agentes fantasma.
Tessa var olmayan hayâli ajanlar mı kullanıyor?
¿ Tessa ha estado dirigiendo agentes que no existen?
- - Hayâli bir ajan uyduruyorsun, neden?
- ¿ Tienes agentes fantasma?
Tessa hayâli ajanlar kullanıyor.
Tessa tiene un montón de agentes-fantasma.
- Hayâli bir ajan uyduruyorsun, neden?
- Tienes un agente fantasma. ¿ Tessa, porqué?
İlk içişten sonra insanlar, arzu ettikleri hayâli görüyorlarmış.
La gente dice que la primera vez, vez las cosas como deseas que sean.
Bir anlamda, onları hayâli bir dünyaya yönlendir.
Llevarlos a un mundo irreal, que no existe.
Onun hayâli küçük bi aileye sahip olmaktı... ve benim hayalim uluslararası organize suç bitirmekti.
Su sueño era tener su propia pequeña familia... y mi sueño era acabar con el crimen organizado internacional.
Bilmiyorum. Hayâli Kek Büfesi açmak sanıyordum.
No sé, pense que su sueño era tener el puesto de Muffins.
"Onlar için birlikte bir yaşam hayâli, zaman aldı..." "... ama sonunda evlendiler ve birlikte çalıştılar. "
Les tomó tiempo imaginar una vida juntos, pero finalmente se casaron y trabajaron juntos.
Dr.McKay'in hayâli aynen gördüğü gibi gerçekleşti.
La visión del Dr. McKay se volvió cierta exactamente como la vio.
Dr.McKay'in hayâli aynen gördüğü gibi oldu, ama yorumlaması yanlıştı.
La visión del Dr. McKay ocurrió como él la vio pero su interpretación fue incorrecta.
Hayır, sen ve ben çok iyi biliyoruz ki, hiçbir zaman bir tuzağa doğru hazırlıksız gitmeyiz,.. ... McKay o hayâli görmemiş olsaydı bile.
Tú y yo sabemos que nunca hubiéramos caído en una trampa sin estar preparados incluso aunque McKay no hubiera tenido esa visión.
Hayâli bile güzel.
Pero sólo es un sueño.
İnanılmazdı, her tarafı delik deşikti bir travma cerrahının hayâli gibiydi. Koyabildiğim her yere turnike bağladım, damarlarını çıplak ellerimle tuttum ama her tarafı kanıyordu, midesi, göğsü.
El sueño de un cirujando de trauma puse torniquetes donde pude, empece tratando las arterias con mis propias manos pero el sangrado estaba en todos los sitios... estómago, pecho la mejor presion que podria pensar fue mi propio cuerpo
Biliyorsun, bu hayâli Tanrı'yla bir anlaşma gibi kurdum.
esta fantasía una especie de acuerdo con el Señor.
Aslında, bir çocukluk hayâli.
Es un sueño de la infancia.
Hayâli katilin vücudunda mermiyle kaçtığını mı söylüyorsun?
¿ Estás diciendo que nuestro asesino imaginario huyó con una bala dentro?
Psikoz hastası, hayâli dünyasında yaşıyor. İlaçlarını almamış yine.
Delirante, sicótico, dejó de tomar sus medicinas otra vez.
- Hayâli.
Elegante.
Hayâli köpek gibi yürüdün mü yoksa bir diğeri gibi şeyi sikip attın mı?
¿ Paseo al perro imaginario o qué mierda?
Bunlarla beraber kuvvetimizin hayâli, gerçekliğin düşüşünden daha büyüktü.
Y como con todo lo demás, la fantasía de nuestra fuerza... fue mayor que el verdadero decaimiento.
20'li yaşlarımın hayâli.
Yo era veinteañera.
Hayâli bile güzel.
Bueno, al menos puedo soñar.
Eskiden şeytana tapma ayinlerinin orta çağlardan gelen bir şey olduğunu ya da tamamen hayâli bir şey olduğunu düşünürdük.
Solíamos considerar al abuso por ritual satánico... de algo de la Edad Media, o como fantasía literaria.
Şu an yapmamız gereken gerçekle hayâli birbirinden ayırmak.
Ahora tenemos que separar lo real, de lo imaginado.
Ve o zamandan beri kuzenim el altından.. ... bütün hisseleri, hayâli bir isim.. ... adına bu hesaba koyuyordu..
Y desde que ha estado haciendo todo esto... por debajo de la mesa, él puso todas las acciones... en esta cuenta, en esta cuenta fiduciaria, bajo un nombre ficticio.
Hayâli de.
Su sueño también.
Hayâli.
Su visión.
Her genç kızın hayâli.
El sueño de toda chica.
Hayır, daha da fazlası. Sen hayâli birisin.
No, no, más que eso, es un ficticio.
Kendi dünyandan bu dünyaya getirilmiş hayâli bir karaktersin.
Es un personaje de ficción traído a la vida desde este mundo, tu mundo, a este mundo.
Profesör Moriarty, O hayâli.
¡ Profesor Moriarty, es ficticio!
Hayâli karakter canlanıyor çok sihirli bir varlık.
Un personaje de ficción traído a la vida. Seres muy mágicos.
Prospero hayâli bir karakter.
Prospero es un ficticio.
Evet. Orijinal eşyalar ilk kez 1611'de Fırtına'nın ilk performansından sonra Prospero ilk kez hayâli olarak görüldüğünde kırılmıştı.
El cetro original fue roto en 1611, justo después de la primera presentación de "La Tempestad", que es cuando Prospero apareció por primera vez como ficticio.
Hayâli varlıkların başı benim.
Soy el primero de los Ficticios.
Hayâli ekibe hoş geldiniz.
Bienvenido al equipo ficticio.
Bu başka bir hayâli.
Es otro ficticio.
Hayâli bir varlığı kurguyla yendim.
Vencer a un ficiticio con ficción.
Hiçbir hayâli bir daha oraya giremeyecek.
Ningún ficticio entrará de esa forma de nuevo.
Hayâli olmayan biriyle görüşüyorum.
Estoy viendo a alguien que no es ficticio.
O ölümsüz, hayâli.
Es inmortal. Es ficticio. Es la única forma.
O zaman bir hayâli daha var.
- Así que otra ficticia, entonces?
Ben hayâli değilim ama o beni hikâyesine bağladı.
No soy un ficticio. No, no, me metió en su historia.
Hayâli büyücü, hayâli büyü. Hikâye mantığı.
Mago ficticio, magia ficticia, lógica de cuento.
hayal 40
hayalet 78
hayaller 22
hayal et 37
hayal kırıklığı 16
hayal meyal 31
hayal bile edemezsin 21
hayaletler 48
hayalet mi 23
hayal gücü 25
hayalet 78
hayaller 22
hayal et 37
hayal kırıklığı 16
hayal meyal 31
hayal bile edemezsin 21
hayaletler 48
hayalet mi 23
hayal gücü 25