Iki saat içinde translate Spanish
829 parallel translation
Umarım, iki saat içinde döneriz.
Si Dios quiere, volveremos en 2 horas.
Bir iki saat içinde her şey bitmiş olacak
Todo habrá terminado en un par de horas.
Bir iki saat içinde hep birlikte ayrılır... Ve tüm dünyayı keşfimizden haberdar ederiz.
En el transcurso de un par de horas, podremos irnos todos y anunciar este descubrimiento al mundo entero..
Uyumazsa, iki saat içinde dozu tekrarla.
- Si no funciona, otro en dos horas.
Bu çalışmamızla adamı bir iki saat içinde yakalarız.
Lo habremos encontrado en dos horas.
Polis cerrahı ne derse desin adam zaten on iki saat içinde ölecekti.
A pesar de lo que diga, habría muerto dentro de las 12 horas.
Vekil papazın ofisinde iki saat içinde buluşuruz.
Deben estar en la vicaría dentro de 2 horas.
Trenim iki saat içinde kalkıyor.
Mi tren sale dentro de dos horas.
Bir iki saat içinde orada olurlar.
Bien. Deberían estar allí en un par de horas.
Son iki saat içinde üç gemi kaybettiklerini duydum.
He oido que perdiéron tres barcos en las últimas dos horas.
Bir, iki saat içinde onarırız.
Lo repararemos en un par de horas.
- Eh işte. Kesin sonuç iki saat içinde belli olacak.
En dos horas estará el resultado final.
Bir iki saat içinde iyileşirim.
Estaré bien dentro de una hora.
O bir iki saat içinde, topun peşinden koşan bir futbol yıldızı gibiydim.
En esas horas tan breves, yo era el gran DiMaggio intentando alcanzar la pelota.
O halde, Dünya'daki Dalek güçlerinin iki saat içinde Çekirdek Proje'sini tamamlayacağını duyuruyorum.
Voy a anunciar a la fuerza terrestre Dalek la finalización del Proyecto Desgravitación Terrestre.
Uçağınız iki saat içinde Kennedy'den kalkıyor.
Su avión sale de Kennedy dentro de menos de 2 horas.
Güneşleri iki saat içinde batacak.
Sus soles se ocultarán en dos horas.
Toplantı iki saat içinde başlayacak.
La reunión empieza en dos horas.
Bu, Enterprise'ın iki saat içinde Eminiar Vll'yi imha edeceği anlamına geliyor.
En dos horas la Enterprise destruirá Eminiar VII.
Adamlarım bir iki saat içinde burada olacaklar.
Mis hombres la tendrán aquí en sólo una hora o dos.
Fakat başka bir sorun var, iki saat içinde havaalanında olmalıyız.
Hay otro problema. En dos horas debemos estar en el aeropuerto.
Bir veya iki saat içinde kendine gelir.
Se le pasará el efecto en una o dos horas.
Bir iki saat içinde Birleşmiş Milletler Noel mesajımızı alacak.
En unas horas, Naciones Unidas recibirá nuestra felicitación navideña.
Kaptan Kirk, gezegende düşmana yenilirse Enterprise iki saat içinde patlayacak.
La Enterprise amenaza con explotar en dos horas si el capitán Kirk cae derrotado en la superficie del planeta.
Burada 35 ruble var. 10'unu alıp iki saat içinde hesabını vereceğim.
Hace falta hacer... Aquí hay 35 rublos. Cogeré 10, dentro de 2 horas te diré en qué los gasté.
İki saat içinde ayrılmış olacağım, kesin.
Estoy bastante seguro de que partiré dentro de dos horas.
İki saat içinde, Ma Tarte'de.
- Bien. En casa de Ma Tarte en dos horas.
İki saat içinde.
En dos horas.
İki saat içinde.
En más de dos horas.
iki saat 15 dakika içinde burada olacak.
Está a tiempo. Llegará dentro de dos horas y 15 minutos.
İki saat içinde buradan gideceğiz.
Saldremos en un par de horas.
İki dakika içinde bu binadan çıkacaksın. O saat bak...
Si no te marchas antes de dos minutos...
İki saat içinde otobüse biniyoruz.
Dentro de dos horas cogemos un autobús.
İki saat içinde bulabilirim.
¿ Sabes dónde es? Está a dos horas de aquí.
Eğer altı Çinli Las Vegas'ta bir trenden inerse ve iki tanesi bir akvaryumun içinde yüzüstü yüzerken bulunursa kim olduklarını belirlemek için elimizdeki tek şey iki adet telefon numarasıysa bunlardan biri Plaza 0-0000, ve diğeri de Columbus 0-1492 ise tren Palm Springs'e saat kaçta varmıştır?
Si seis chinos bajan de un tren en Las Vegas... y dos aparecen flotando boca abajo en una pecera... y el único dato para identificarlos es dos números telefónicos : Uno, Plaza 0-0000, y el otro, Columbus 0-1492... ¿ a qué hora llegó el tren a Palm Springs?
İki saat içinde gel git yükselecek.
La marea alta comienza en dos horas.
İğne iki üç saat içinde etkisini kaybeder.
El efecto pasará en dos o tres horas.
İki saat içinde denize açılacak bir gemi var.
Sale un barco en dos horas.
Hepsi iki buçuk saat içinde. 12 yaralı, 4 ölü.
12 heridos, 4 muertos.
İki, üç saat içinde.
Dos o tres horas.
- Bir saat içinde, iki saat sürmez.
- En una hora, máximo dos.
İki saat içinde açılış var, eve git de giyin.
Abrimos dentro de dos horas, así que ve a casa a vestirte.
İki saat içinde sağlıklı olmalı.
Quiero que esté listo en 2 horas.
İki saat içinde geri dönmezsek, bizi beklemeyin.
Si no regresamos en dos horas, no esperes por nosotros.
İki saat içinde büromdan ara, olur mu?
Llámeme a la oficina dentro de dos horas.
Berlin'e olan erişimi tamamen kısıtladı. İki ülke ayrıca, Amerika... işgalci Çin güçlerine karşı taktik nükleer silah kullanma kararını geri almadıkça... Batı Berlin'i 48 saat içinde... istila edeceklerini belirtti.
Las autoridades rusas y de Europa del Este... han sellado todos los accesos a la ciudad de Berlín... y han declarado su intención... de ocupar la mitad oeste de la ciudad... salvo que los americanos en Vietnam retiren la decisión de ayer... de usar armas tácticas nucleares contra las fuerzas invasoras chinas.
İki saat içinde!
¡ En dos horas!
İki saat içinde 200 kişi daha öldürülecek, ve sonra bir 200 daha, o iki Federasyon casusu bize teslim edilene kadar.
En dos horas, morirán otros 200, y otros 200 después, hasta que nos entreguen a los dos espías de la Federación.
Fakat sadece birkaç saat sonra yüksek ateşin ardından gelen bir felce mağlup oldu ve iki çok başarılı doktorun bütün çabalarına rağmen bir akşam acısız ve huzur içinde son nefesini verdi.
Solo pocas horas después fue sorprendido por una apoplejía que, aunque fue atendida por dos de los médicos más hábiles de Leipzig, le hizo sucumbir una tarde lenta y santamente.
Merhumları bir saat onbeş dakika içinde toza dönüştüren iki gazlı fırına sahibiz.
Tenemos dos hornos de gas que pueden transformar los muertos en polvo en una hora y 15 minutos.
İki saat içinde burdan çıkıp gidebiliriz
En dos horas podemos perdernos allá arriba.
iki saat 66
iki saat önce 19
içinde 110
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
iki saniye 32
iki şey 18
iki seçeneğin var 18
iki seçeneğimiz var 18
iki saat önce 19
içinde 110
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
iki saniye 32
iki şey 18
iki seçeneğin var 18
iki seçeneğimiz var 18