Izninizle efendim translate Spanish
217 parallel translation
Izninizle efendim.
Perdónenme, señoras y caballeros.
- İzninizle ben ayrılmak zorundayım efendim.
Si me excusa, señor, debo irme.
İzninizle efendim.
Discúlpeme, Sr...
İzninizle kendimizi tanıtalım efendim.
Permita que nos presentemos, señor.
Kaptan Murray size hoşça kalın diyor, efendim. İzninizle.
El capitán Murray desea despedirse de usted, señor.
- İzninizle efendim.
- Disculpe, señor.
Otur bakalım. İzninizle ayakta durayım, efendim.
Siéntese.
İzninizle, efendim.
Bailémosla. ¿ Nos dispensa señor?
İzninizle efendim, Bayan Thwaites aşağıda.
Si no le importa, señor, ha venido la Srta. Thwaites.
İzninizle efendim.
Con su permiso, señor.
- İzninizle efendim, onu alabilir miyim?
Perdone señor, verá.
İzninizle efendim.
Si me excusa, señor.
- İzninizle, efendim. - Lzin verildi.
- Con permiso, ¿ señor?
İzninizle, efendim?
¿ Le molestaría, señor?
İzninizle, efendim.
Con su permiso, señor.
İzninizle, efendim.
Disculpe, señor.
İzninizle efendim, derhal konutun aranmasını isteyeceğim.
Con su permiso, yo ordenaría un registro de la casa.
- İzninizle efendim. Peki.
Tome.
- Evet efendim. İzninizle.
- Sí señor, disculpe.
İzninizle efendim.
Permitidme, sire.
İzninizle efendim.
Permiso, señor.
İzninizle, efendim. Kıyma olabilir mi?
Con su permiso, señor.
- Efendim, Amiral Mountbatten'ın sorusunu, izninizle bu fikrin sahibi Binbaşı Montagu yanıtlasın.
Señor, quizá quiera que el capitán Montagu, que propuso la idea... conteste la pregunta del almirante Mountbatten.
- İzninizle belirteyim efendim bize de böyle dedi, ama haritalarda öyle bir yer yok.
Eso es lo que nos dijo pero ese lugar no está en los mapas.
İzninizle, Efendim.
- ¡ Gringoire! - Perdonadme, maestro.
İzninizle efendim.
Dispénseme, señor.
İzninizle efendim.
Perdone, señor.
İzninizle efendim.
Le interrogué.
İzninizle, efendim.
Perdón, señor.
- İzninizle, aç değilim efendim.
- Con su permiso, no tengo hambre, señor.
İzninizle efendim.
Permítame, señor.
- İzninizle tekrar özür dilerim efendim.
- Si me permite, señor...
Efendim, izninizle. Mika peygamber, Beytüllahim demişti.
Si su majestad me permite la osadía el profeta miqueas habló de belén.
Şey, sizin izninizle, efendim.
Con su permiso, señor.
- İzninizle efendim. - Size ve bana...
Bien, Para usted y para mí.
Elbette sizin izninizle, efendim.
Con su permiso, señor.
İzninizle efendim.
Disculpe, señor.
- İzninizle efendim.
- Con permiso, señor.
İzninizle efendim.
Excúsenme.
- İzninizle, efendim.
- Sí, señor.
- İzninizle efendim.
- Me despido humildemente.
Sonra içeri geldi ve "İzninizle, tekerlek emri, efendim" dedi. "Herkes imzaladı."
Entró, diciendo : "Aquí está el orden con los neumáticos" y todos los suscritos.
İzninizle ayrılayım efendim.
Entonces con su permiso, me retiro, Señor.
- İzninizle, efendim.
Con su permiso, Señor.
İzninizle, efendim, hemen dönerim.
- Discúlpeme, señor, ya regreso.
Eh, izninizle, efendim.
Discúlpeme, señor.
- İzninizle, efendim.
- Con su permiso. - ¡ No puede ser!
- İzninizle efendim.
- Señora, démelo.
- Peki, efendim. İzninizle.
Discúlpeme.
- İzninizle, efendim...
- Disculpe, señor...
İzninizle, efendim, lütfen.
Discúlpeme señor, por favor. - Suéltenme.