Kadını translate Spanish
143,610 parallel translation
24 yaşındaki bir adam ; Baswinder Kaur'un öldürülmesi... Leonie Collersdale'in ortadan kaybolması ve... üçüncü bir kadının kaçırılması... ve öldürülmeye teşebbüs edilmesiyle.... bağlantılı olarak suçlanıyor.
Un hombre de 24 años ha sido acusado en conexión con el asesinato de Baswinder Kaur... la desaparición de Leonie Collersdale y el secuestro e intento de asesinato de una tercera mujer.
- Bir kadının kalıntıları bulunmuş.
- Se han encontrado restos de una mujer.
Ona çarpan kadının numarası var, arayıp ağlamak istersen.
Tengo el número de la mujer que lo golpeó, por si quieres llorarle.
- "Ben kadınım, kükrememi dinle." değil mi?
- "Soy una mujer, escúchame rugir", ¿ no?
Tanrı aşkına, iş kadınıyım ben, bir meyve hayırseveri değil.
Soy una mujer de negocios, por el amor de Dios, no una filántropa frutera.
- Neyim ben, geveze bir ev kadını mı?
- ¿ Qué, soy una ama de casa bocona?
Hep çok bağımsız oldun, şimdi birden Pasadena'da ev kadını olmuş, onun eve gelmesini bekliyorsun.
Siempre has sido independiente, y de la nada estás en Pasadena, con un nuevo cinturón para cada atuendo, esperándolo en casa.
Sonra Demir At'ın kadını Crystal'ı kaçırdı ve beynini yıkadı.
Luego secuestró a Crystal, la mujer de Steelhorse, y le lavó el cerebro.
Hâlâ kadını seviyor.
Él todavía la ama.
Kadınım var. Bazen.
Tengo mujer... a veces.
Kadınım var. Bazen.
Tengo mujer, a veces.
Seni izliyordum ve dedim ki, " Bu kadının kim olduğunu bile bilmiyorum.
Te vi y pensé : " No sé quién es esta mujer.
14 kadının arasında olmak zor.
Es difícil, con 14 mujeres.
Eğer öyle değilsen lanet olası boş rüyasına 14 kadını inandıran aşırı hevesli bir hayransın.
Y si no eres eso, solo eres un aficionado que le vendió a 14 mujeres una maldita y loca quimera.
Bir kadın.
Una mujer.
Burada bulunanlardan, onu bir kadın.... olarak tanımlayabildik.
En estos momentos, ya es bastante bueno haberla identificado como hembra.
Basının, kadınlara sokakların güvenli olmadığını söylemesi mi gerekiyordu?
¿ Con la prensa diciendo a las mujeres que las calles no son seguras?
Böyle cazip bir genç kadın. Nasıl görünürdü ki?
Una joven atractiva como ella. ¿ Cómo se vería?
Kısa boylu, veya kadın, veya her ikisi de.
Endeble o mujer o ambas cosas.
Üçte ikisi kadın, 67 % eder, Bu düzeydeki kadınların oranı % 10 olduğu halde.
Dos de los tres éramos mujeres, eso el 67 por ciento, cuando la proporción de mujeres de ese rango es el 10 por ciento.
AC-12 bünyesinde kaç kadın polis, son beş yıl içinde... müfettiş veya üst göreve terfi etti?
¿ Cuántas agentes femeninas han ascendido en anticorrupción al rango de inspector o superior en los últimos cinco años?
Cinsel dil kullanmanız, konuyu gündeme getiriyor, ve kadın memurların terfisi açısından... biriminiz ulusal ortalamanın gerisinde kalıyor.
El uso del lenguaje machista me hace cuestionarme el asunto, y, en relación a los ascensos de agentes femeninas, su unidad está por debajo de la media nacional.
Kadınları amir pozisyonlarından çıkarma kaydınız var mı... ve cadı avlarını kıdemli kadın memurlarla... karşılaştırmaktan daha iyi bir yol var mı?
Tiene un record de exclusión de mujeres de puestos de mando y esa es la mejor manera para llevar a cabo una caza de brujas contra agentes senior femeninos.
DCI Huntley, kadın Polislerin bölümünüz... tarafından terfilerine ilişkin geçerli endişeleri gündeme getirdi.
La inspectora Huntley ha planteado unas dudas válidas respecto al tratamiento de su departamento a los miembros femeninos del sindicato policial.
Bir jüri, yeniden yargılanmada kanıtlarda komplo kurulduğu için Lindsay Denton adında bir.... kadına beraat kararı verdi, Çünkü memurlarından birinin, zanlının evine, delil yerleştirmek için uygun olmayan... bir ilişki içinde olduğundan emindiler.
Un jurado absolvió a la inspectora Linsay Denton de conspiración para asesinar, en la repetición de un juicio, porque estaban seguros de que uno de sus agentes tuvo una inapropiada relación íntima, a fin de plantar pruebas en su casa.
Michael Farmer'ın geçmişi hakkında, genç kadınlara yönelik suçları için, muhtemelen şüpheli olduğunu düşündüğünü bilen kişiye bakıyoruz.
Estamos investigando a quién conociera el pasado de Michael Farmer, quién lo pudiera considerar sospechoso potencial de agresiones a mujeres jóvenes.
Kayıp kadın kabileleri dolaşıyor, su ve yemek arıyorlar, bir de seyrek bulunan erkekleri.
Tribus perdidas de mujeres vagan por la tierra recuperando agua, alimentos, y hasta un escaso recurso : hombres.
Uygarlığın kalan son erkekleriyle çiftleşme fırsatı için kadınlar hâkimiyet için güreşiyor.
Las mujeres luchan por la supremacía para tener el privilegio de criar el último espécimen masculino de la civilización,
Üzgünüm hanımefendi ama dışarıda bir kadın var.
Disculpa, Madame, pero hay una mujer afuera.
Yarı robot, yarı-kadın olan Dişi Dev girer.
Entra una gigantesca mujer mitad robot, Ogresa.
Dünyayı savaştan ve kadın özgürlüğünden önceki hâline geri döndürebiliriz
Podemos restaurar el mundo a como era antes de la guerra y de la liberación femenina.
Güreşin Özel Kadınları'nı sunarım!
¡ Les presento las Hermosas Damas de la Lucha Libre!
Ve daha önce, cebir yapıyordum çünkü ben Brittanica'yım Dünyadaki En Akıllı Kadın.
Y antes de eso, estaba haciendo álgebra porque soy Britannica, la mujer más inteligente del mundo.
Ve Yuva Yıkan'dan daha umutsuz kadın yoktur.
Y no hay mujer más desesperada que una rompe-hogares.
Biraz kadın JR, bir tutam da Cruella de Vil.
Una JR femenina, con un toque de Cruella de Vil.
Kimse bir kadın güreşçiye saygı duymaz tatlım.
Nadie respeta a una luchadora, cariño.
Sabahları sıcak su yokmuş çünkü bu boktan, eski motelde 14 kadın yaşıyor.
No hay agua caliente en la mañana porque hay 14 mujeres viviendo en este puto motel en ruinas.
Rosen, bu beyaz kadın saçmalığı öğretmen ve polislerde işe yarar ama bende yaramaz.
Tal vez los profesores y los policías te crean esas tonterías, pero yo no.
Metaforik olur, kendi kadın stereotipleriyle güreşecekler.
Van a luchar contra los estereotipos de la mujer de manera metafórica.
Bence kadın izleyiciler gerçekten kendilerinden bir şeyler bulacaklar.
Creo que eso va a resonar con la audiencia femenina.
İzlerler çünkü kadınların güreşmesi çok seksi. Tabii.
Van a ver porque ver mujeres luchando te pone caliente.
İsimlerden bahsetmişken, Patio Town'ın yüzünün güreş dünyasındaki en özel 14 kadın olmasına ne dersin?
Hablando de nombres, ¿ qué tanto le gustaría ver a Patio Town sobre 14 de las chicas más hermosas en el mundo de la lucha?
Kadın güreşçiler.
Chicas que luchan.
Kadınlar erkeklerin yaptıklarını yapabilir falan.
Las mujeres pueden hacer lo que hace el hombre.
Bu cuma, kadın güreşi!
¡ Lucha de mujeres este viernes!
GLOW, GLOW ismi bu Kadın güreşi, işte bizim oyun bu
GLOW, GLOW, así nos llamamos Somos mujeres luchadoras
Bayanlar ve baylar, Güreşin Özel Kadınları'nın ilk maçına hoş geldiniz.
Bueno, hagamos esto. Bienvenidos, damas y caballeros, a la primera lucha de las Hermosas Damas de la Lucha Libre.
Ve kapıdaki Rus adam, beni içerideki, gündüz televizyon kuşağı eskisi Laura Morgan'ın katıldığı canlı kadın güreşi maçına davet edecek kadar kibardı.
Y luego el ruso en la recepción fue tan amable de invitarme a una lucha de mujeres en vivo con Laura Morgan, la estrella de las telenovelas.
Kadın güreşi, işte bizim oyun bu
Somos mujeres luchadoras
KDTV için kadın güreş şovu hazırlıyorum.
Produzco un programa de lucha libre de mujeres para KDTV.
- Kadın sporunu desteklemek istedim.
- Quiero apoyar los deportes de mujeres.