Kadın yok translate Spanish
1,995 parallel translation
Dalgalar gelene kadar kadın yok.
No más mujeres hasta que tengamos olas.
T, güzel kadın yok diye söylenmeyi bırakmalısın.
En primer lugar deja de decir que no hay nadie por ahí para ti.
Net konuşsana, artık karşımızda birkaç çılgın kadın yok.
Por el amor de Dios, no estamos tratando con algunas mujeres locas nada más.
Karşınızda güzel bir kadın yok.
No soy una mujer bella.
Japonya'da hiç kıvırcık saçlı ve dudakları boyalı kadın yok mu?
En Japón, ¿ cualquier mujer con el pelo rizado y lápiz de ceja es prostituta?
Belki fark etmişsindir. Bu gemide ne yazık ki kadın yok.
Como pudiste haber notado, no hay, por desgracia, mujeres en este barco.
Lzgara tavuk, kremalı çilek. Kadın yok.
pollo a la plancha, fresas y nata, nada de mujeres...
Los Angeles'ta çikolatalı martini veya grasshoppers içebileceğin bir sürü bar var ama içmene gerek yok çünkü oralarda hiç kadın yok.
Mira, hay bastantes bares en Los Angeles donde puedes pedir saltamontes y chocolates martini, pero no tendrías que hacerlo porque no hay mujeres en ellos.
Hiç paran yok ve büyüklük kompleksin var diye işe yaramaz yalnız beyaz bir kadının teki olma hakkın olamaz.
Solo porque tienes delirios de grandeza no te hace bien estar soltera, mujer corriente.
Seni niçin dinleyeyim ki? Dediğin gibi kadın sesinin bu ülkede pek bir değeri yok artık.
¿ Por qué debería escucharla si las voces de las mujeres ya no importan en este país?
Kadını meydanda yok yere recm ettiniz!
¡ La lapidaron en la plaza para nada!
Kadının üzerinde kimlik ya da başka bir şey yok.
No hay identificación en la mujer.
Kadın kurbanın ceplerinde kumaş tiftiği bile yok.
Es raro. La víctima femenina ni siquiera tiene una pelusa en su bolsillo.
Ah evet, bir kadının güzel kalçalarından daha güzel bir şey yok.
Oh yeah, no hay nada mejor que las buenas badonkadonk de una mujer.
Kadınların bu zamanları nasıl atlattığına dair hiçbir fikrimiz yok, Gowan.
No tenemos ni idea de lo que las mujeres soportan en el parto, Gowan. Sí, eso creo, sí.
Kadıncağızın görünce afallayacağı bir şey filan yok değil mi ortada.
Si no la pobre mujer- -
Açıklayacak vaktim yok. Gidip kurtarmam gereken bir kadın var.
No tengo tiempo para explicar.
Babanın kadınları etkilemek için bıyığa ihtiyacı yok.
Tu papá no lo necesita para atraer a las damas.
Burada hiç kadın polis yok, doğru mu?
no se la puede culpar. Y aquí no tienen oficiales mujeres, ¿ verdad?
- Kadın, "Sorun yok" - "Sorun yok"
Ella dijo... "Descuida" - "Descuida"
60 yaşında kadın hiç yok.
No hay mujeres de 60 años.
Senin kadının yok mu?
¿ No tienes mujer?
Ama sevdiğim kadının bu bok herifle evlenmesine izin vermeme imkan yok.
Pero por ningún motivo iba a dejar a mi amada casarse con ese cabrón.
Kadın yok mu?
¿ Nada de mujeres?
Kadın ve çocuklar yok diye anlaşmıştık.
Habíamos acordado que nada de mujeres ni de niños.
Kadınların sevgilisiyim ben Konuşmaya vaktim yok
Que soy un galán Sin tiempo para hablar
Bir kadın, psikiyatri koğununa izinsiz olarak atılıyor çünkü, ortada bir izin yok.
Una mujer fue arrojada al pabellón psiquiátrico sin una orden, porque no existía dicha orden.
Silahım yok, lanet kadın.
- No tengo un arma. - Sube al auto. Sube al auto.
Çocuk doğurmayan kadın için üzülmeye gerek yok.
La mujer que no puede tener hijos no merece cuidados.
Üç çocuğu olan yetişkin bir kadının ailesinden onay almana gerek yok.
No necesitas... la aprobación de los padres de una chica que ya tiene tres hijos.
Kadının kesinlikle hiç şansı yok.
La mujer no tiene absolutamente ninguna suerte.
Kadınlara hiç saygınız yok mu sizin?
No tienen respeto por las mujeres.
Ama kadının çıkmasına izin vermediği bir şey kalmıştı. O yüzden insanlar yok olmadı ve yaşamayı sürdürebildiler.
Pero hubo una cosa que la mujer no dejó que saliera... y por eso, la gente pudo seguir viviendo y no ser destruida.
Sebze bahçem var. Jesse, bu kadının canını sıkmamıza gerek yok.
Jesse, no hay por qué molestar a esta mujer...
Kadın tavlamakta üstüne yok, öyle mi Bay Daley?
Sí que es todo un Don Juan, Sr. Daley.
"Beyazlı kadın" nın yok olduğu rapor edildi.
"La Señora de Blanco" quedó destrozada.
Bir kadın olarak diğer kadınlara saygın yok senin.
Siendo una mujer, no respetas otra mujer.
40'larındaki bir kadının pek şansı yok. Emin ol.
Hay poco de donde escoger para una mujer de más de 40.
Şahsen benim, eğer bir kadın Ulusal Tüfek Kurumu üyesiyse bütün cinsel dürtülerim yok olur.
Personalmente, pierdo todo deseo erótico cuando la mujer es miembro de la Asociación Nacional del Rifle.
10 dakika bekle, bizi eve götür sonra da hayat kadınlarına mı gidersin, ne yaparsın bilmem ama kaza yapmak yok.
Espera 10 minutos, llévanos a casa y luego ve con tus putas. Y nada de accidentes.
Sorun yok... kadın şimdi Minneapolis'te mutlu mesut yaşıyor Ve St. Paul'de de.
Está bien... ella no está viviendo felizmente en Minneapolis y San Paul.
Sakin olun beyler. Kadının suçu yok.
Cálmate hermano, no es su culpa.
O kadar çok kadın oldu, ama çocuğun yok mu?
¿ Y con tantas mujeres, no tuvo hijos?
Polisimiz ne zaman birini bulmakta başarılı olmuş ki? - Bu, polisi arayan kadının hâlâ bulunamadığı anlamına mı geliyor? - Yorum yok.
Dime... cuándo nuestra policía ha podido encontrar a alguien.
Her ne kadar uzman dedektif takımının parmak izlerinden, bir kadın şüphelinin erkek olduğunu ortaya çıkarmasından etkilensem de, elinde elmas da yok, suç ortaklığı da, ve kesinlikle cinayet te yok.
Aun cuando me impresiona que tus detectives de primera... usaron las huellas dactilares para revelar que una sospechosa... era un hombre, no tienes los diamantes, no tienes ninguna conspiración, y sin duda no tienes un asesinato.
Kadının iş arkadaşıyla ilişkisi varmış ama ondan önce... Yok! Bir sekoya ağacı * görüyorum!
Ella sí tuvo una aventura con un colega, pero eso era antes... ¡ No, veo una secuoya!
Gezegende 3 milyar kadın var, çoğu Asyada, yani rakamların pek faydası yok.
Hay tres mil millones de mujeres en el planeta, la mayoría de ellas vive en Asia, así que los números no cuadran.
Çıplak kadın sesi çıkardığım yok.
No hago un ruido de mujeres desnudas.
Onun hiçbir şey istemeye hakkı yok. Beş kadını öldürdü.
Él no se lo merece, mató a cinco mujeres.
Bu kadının hayat hikayesini yazan yok.
¿ Por qué no se ha escrito un biografía sobre esa mujer? Es un crimen.
Robin Hood'u yok etme görevi her adamın her kadının ve çocuğun görevidir.
Es el deber de todo hombre, mujer y niño destruir al hereje de Robin Hood.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yok musun 43
yok et 47
yoksa ne 75
yok yahu 26
yok etmek 16
yoksa o 24
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65
yok musun 43
yok et 47
yoksa ne 75
yok yahu 26
yok etmek 16
yoksa o 24
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65