English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ K ] / Kahverengi

Kahverengi translate Spanish

3,823 parallel translation
O kahverengi taşları özleyeceğim...
Echaré de menos la fachada de casa...
Kahverengi olabilir.
Quizás marrón.
Clay oyundan çıkmışken, buradaki kahverengi sevgilini oyuna geri soktular.
Están echando a Clay. Y tu distracción morena... me están volviendo a meter.
Koyu renk saç, kahverengi gözler... Yaklaşık 1.80 boyunda, 85 kilo falandır. Gri bir tişörtü, koyu renk pantolonu vardı.
Cabello negro, ojos castaños, casi de 1.9 metros, tal vez 87 kilos, camiseta gris, pantalones oscuros.
Bu beyaz oğlan ellerini şahane kahverengi vücudum üzerinde gezdiriyor.
¡ Violación! Dios mío... ¡ Ese chico blanco me ha manoseado todo mi hermoso cuerpo marrón!
Kahverengi derin ısıyı muhafaza mı ediyor?
¿ La piel morena retiene el calor?
Kendisi siyah saçlı, kahverengi gözlü ve çilli.
Ella tiene cabello oscuro, ojos marrones, pecas.
- Beyaz erkek yirmilerinde, orta boylu, kahverengi saçlı.
- Hombre blanco, en sus 20 contextura mediana, cabello oscuro.
Karmaşık yozlaşmış bir piramit ve kahverengi zarflar.
Una compleja pirámide de corrupción y sobres marrones.
Gözlerin çok kahverengi.
Tus ojos son tan marrones...
Kahverengi.
¿ Azul? ¿ Negro? Marrón.
Koyu kahverengi.
Marrón oscuro.
Eğer kahverengi kamyonet fikrin buysa düşündüğümden çok daha fazla uykun var demektir.
Si esa es tu idea de una furgoneta marrón, entonces estás mucho más privado de sueño de lo que yo pensaba.
Bayan Thomas'ın tanımındaki koyu kahverengi.
Es marrón oscuro según la descripción de la Srta. Thomas.
Şu an kahverengi olduğu ama aslen beyaz ve mavi boyalı olduğu anlamına geliyor.
- Significa que es marrón ahora, pero originalmente fue pintada en blanco y azul... un blanco y azul muy distintivo, de hecho.
O kahverengi kürdan bacaklarınla mı koşacaksın?
¿ Vas a correr sobre esos rollos de chicle?
Gür saçlı ve kahverengi gözlüymüş. - Çok güzel!
Pesó 2,8 kilos, tiene el pelo fuerte y ojo marrones.
1.85 boyunda, kahverengi saçlı, kulaklarının üstünde, boyuna kadar.
1,85 m ; pelo castaño por encima de las orejas ; corto en el cuello ; mandíbula cuadrada.
Andy orta boylarda, kahverengi saçlı ve kahverengi gözlü.
Andy tiene una altura media, pelo moreno y ojos color avellana.
Kahverengi.
Castaño.
Mavi kesinlikle senin rengin değil. Kahverengi ve gri tonlarını giymelisin.
El azul definitivamente no es tu color.
Çok uzundu, sakallıydı, kahverengi bir ceketi vardı.
Él era alto, tenía barba y una chaqueta marrón.
Sanırım kahverengi ceketli adamı bulamadılar, değil mi?
Y nunca encontraron al hombre barbudo con el abrigo marrón, supongo.
Sakalı ve kahverengi bir ceketi vardı.
Tenía barba y una chaqueta marrón.
Omuz hizasında, kahverengi.
A la altura del hombro, castaño.
Kahverengi şeker ve ketçap.
Azúcar morena y cátsup.
! Solda kahverengi tuğlalı bina Carrie Bradshaw'ın yaşayıp sevdiği ve yitirdiği yer
A la izquierda, tenemos el famoso edificio donde Carrie Bradshaw vivía, amaba y perdió.
- Kahverengi rengimden o sorumlu.
Es lo que me hace ser moreno.
Kahverengi insanlara gel artık, yaşlı adam.
Solo llega a la gente morena, anciano.
Sorun hep kahverengi insanlardır.
Siempre ha sido acerca de la gente morena.
Kahverengi insanlar sorun değil, kahverengi kız.
No es acerca de la gente morena, chica morena.
Hadi ama, kaçmanın asıl sebebi Wayland ve Madame'in oyuna karışması... ve o adamı kahverengi saraydan çıkarmaması olduğunu sen de biliyorsun.
Vamos, sabes que la verdadera razón por la huiste es porque Wayland y Madame estuvieron intentando influir en tu voto y mantener a ese en la casa marrón.
Diğer kahverengi kızları görmeyi çok isterim.
Me encanta ver otras chicas morenas.
* Bütün erkeklerin gözü üstünde * * Dudakların, kahverengi gözlerin * * Ve seksi saçların *
# Hiciste que todos los chicos miraran # # esos labios y tus ojos marrones y tu pelo sexy #
Kahverengi.
Marrón.
On dokuz yaşında, 1.80 boylarında, kahverengi saçIı.
Diecinueve años, un metro ochenta de alto, cabello castaño.
Kahverengi, bacaklarına tırmanan şey nedir?
¿ Qué es marrón... y se arrastra hasta tus piernas?
Pekâlâ, alt kısımdan kahverengi kabloyu çıkartıp telefonunuzun alıcı devresine bağlayın.
Vale, tienes que coger el cable marrón del teclado y unirlo al nodo receptor del comunicador.
10 yaşında çocuk, kahverengi saç, 1,40 boy, 40 kilo, adı Tino Diez.
Estad atentos a un niño de diez años, pelo castaño, 140 cm de altura, 40 kilos, su nombre...
Kahverengi tenler, bikini üstleri.
Piel morena, en bikini.
Verene kadar bu çift taraflı siyah-kahverengi iğrenç kemeri takarsın.
Hasta entonces, podrás llevar el vergonzoso... cinturón reversible negro y marrón.
Demin de kahverengi saçlı bir kız gördüm ve şansımı denedim.
Vi a esa chica morena con poco pelo y aposté.
Ölmüş, rafya ipiyle basit bir kahverengi bir kese kağıdına konmuş.
Queremos uno que esté muerto y envuelto en papel en embalaje marrón con una cuerda de rafia.
Sırf kahverengi ve içinde fındık var diye tadının bok gibi olmaması gerekmiyor.
Simplemente por ser marrones y rellenas con nueces no significa que necesariamente tengan sabor a basura.
Onları kundaklamam lazım, merheme ihtiyaçları var ve yaklaşık günde altı kere kahverengi şeyler çıkıyor.
Tengo que vendarlos y ponerles ungüentos y, como, unas seis veces al día sale una cosa marrón de ellos.
Kahverengi senin rengin, gözlerini ortaya çıkaracak.
El marrón es tu color, hace resaltar tus ojos.
Simpsonlar da Kahverengi Şimşek'deler!
Los Simpsons en el Relámpago Marrón!
İşte Hızlı Kanepe! Simpsonlar da Kahverengi Şimşek'deler!
Y aquí están, los Rápidos del Sofá... los Simpsons en su relámpago marrón.
17 yaşında, kahverengi saçlı.
Tiene diecisiete años, pelo castaño...
Jiu Jitsu'da kahverengi kemerim var benim.
¡ Ahora voy!
Kaçıranlar kahverengi Ford Galaxy kullanıyorlarmış.
- Los secuestradores conducen un Ford Galaxy marrón.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]