Kalkabilirsin translate Spanish
192 parallel translation
Çok bile yedin. Masadan kalkabilirsin.
Ya comiste lo suficiente.
Kalkabilirsin.
Puede despegar.
Kalkabilirsin. İyi avlar.
Que tenga buena cacería.
Ayağa kalkabilirsin.
¿ Puedes ir por tu propio pie?
Tamam, Jerry. Kalkabilirsin.
Adelante, Jerry.
Her an ruhumu satın almaya kalkabilirsin.
Por lo poco que sé, podrías haber comprado mi alma
Artık kalkabilirsin, Bushrod.
Levántate, Bushrod.
- Artık kalkabilirsin.
- Ya puedes levantarte.
Kalkabilirsin, Marshal.
Ya está, sheriff.
Üzerlerinde ayağa bile kalkabilirsin.
Incluso puedes sostenerte sobre ellas.
Evet, ayağa kalkabilirsin.
Sí, puedes ponerte en pie.
Kalkabilirsin.
Levántate.
Şimdi kalkabilirsin.
Muy bien, ahora levántese.
Şimdi ayağa kalkabilirsin Phillip.
Puedes levantarte.
Kalkabilirsin, kalkabilirsin... Lütfen!
Puede levantarse, por favor.
Tamam Pete, kalkabilirsin.
De acuerdo, Pete. Puedes levantarte ahora.
Umarım artık daha geç kalkabilirsin.
Espero... que no nos hagan levantar más pronto
Artïk kalkabilirsin.
Ya te puedes levantar.
Umarım bu işin altından kalkabilirsin.
No naciste ayer, ¿ verdad?
Şimdi yatarsan eğer, erken kalkabilirsin.
Si te vas a dormir ahora, podrás levantarte temprano.
Kalkabilirsin.
Puedes levantarte.
Kalkabilirsin.
Ya puedes levantarte.
Sen Bana Zarar Vermeye Kalkabilirsin Âmâ Ben Uçarım, Uçarım!
- ¡ Pueden lastimarme, pero puedo volar!
Ayağı kalkabilirsin, Watson.
Ya puedes levantarte, Watson.
Şimdi kalkabilirsin.
Date la vuelta.
- Evet, kalkabilirsin!
- ¡ Vamos, arriba! ¡ Sí puedes, vamos!
Evet, kalkabilirsin.
Si, tu puedes.
Hala kanepede vantuz sesi çıkarmadan kalkabilirsin.
Tú aún puedes levantarte del sofá sin que haga un ruido de succión.
Artık kalkabilirsin, Jefferson.
Ya puedes levantarte, Jefferson.
Tamam, gösteri bitti artık, kalkabilirsin.
Se acabó el show, párate de una vez.
Baska nasil bu isin altindan kalkabilirsin ki?
¿ Cómo mierda más lo podría hacer?
Kalkabilirsin.
Vas para arriba.
Şaka bir yana, kalkabilirsin.
En serio, levántate.
Üstümden kalkabilirsin.
Puedes salir de encima.
Tamam, ayağa kalkabilirsin. Allahın cezası geri çekil!
No hay problema, te puedes parar.
Kalkabilirsin, benim küçük güvercinim.
Puedes levantarte, mi pichoncito.
Kalkabilirsin.
Se me va a poner dura.
Altından kalkabilirsin.
Puedes manejarte bien.
- Elbette kalkabilirsin. Bu davada bana ihtiyacın olursa diye - -
- Sólo que en este caso, necesito...
Artık kalkabilirsin.
Puedes ir adelante.
kalkabilirsin jane.
Puedes irte, Jane.
Bir şekilde bunun altından kalkabilirsin.
Ya se le ocurrirá algo.
Tamam, kalkabilirsin.
OK, se puede levantar.
Hadi bakalım, kalkabilirsin.
Bien, ahora levántate,
Artık kalkabilirsin.
Ya puede levantarse.
Artık kalkabilirsin.
Puedes levantarte.
- Ayağa kalkabilirsin üstat.
- Levántate.
şimdi kalkabilirsin.
Ya puedes levantarte.
Ayağa kalkabilirsin.
Póngase de pie.
Kalkabilirsin.
Levántese.
Kalkabilirsin.
Ya puedes pararte.