Kazanacak translate Spanish
2,345 parallel translation
Cruz kazanacak.
Difícilmente. Cruz va a ganar.
Kötü haber de şu, en iyi olan kazanacak.
La mala es que ganará el mejor.
Kötü haber de şu, en iyi olan kazanacak.
La mala noticia es que va a ganar el mejor.
Kazanacak bir avukat arıyoruz.
Estamos buscando a un abogado.
İkimizden biri oyunu kazanacak, öteki kendini kötü hissedecek. Sonuçta ikimiz de kaybedeceğiz.
Uno de nosotros ganará, el otro se sentirá mal, ambos perdemos.
Âlâ melekler ve âlâ savaşçılar kazanacak.
Los mejores ángeles... Los mejores guerreros... ganarán.
Kazanacak falan değilim ama Sir Dave Coulier'le * aynı dalda aday gösterilmek bile bir şereftir.
No voy a ganar, pero es un honor estar nominado en la misma categoría con Sir Dave Coulier.
Kesinlikle seçimi kazanacak.
- De seguro ganara la eleccion.
Herkes kazanacak.
Todos ganan.
Güzel, o hâlde Teğmen Grimes 20 yasa dışı göçmeni gün sonuna kadar toplarsan bölümümüz ödül olarak bir domuz budu kazanacak.
Ahora, teniente Grimes, reune a 20 inmigrantes ilegales al final del día, y nuestra oficina gana un jamón de regalo.
'Bakalım yarışmayı kim kazanacak.'
"Vamos a ver quien tiene el trofeo entre ellos."
Nasıl bi daha kazanacak ki?
¿ Cómo iba a ganar de nuevo? .
En yakın tahmini yapan 20 dolar kazanacak.
20 pavos, el que más se acerque sin pasarse, gana.
Söyle bakalım Vince, sence yarın kazanacak mıyız?
Vince, ¿ crees que vamos a ganar el partido de mañana?
Bakalım kim kazanacak.
Bueno, veamos quién gana.
Futbol çok şey kazanacak.
El fútbol se beneficiará.
Nah, ben kazanacak değilim.
No voy a ganar.
Kazanan iTunes hediye çeki kazanacak.
El ganador obtiene una tarjeta obsequio de i-Tunes.
Birilerinin bir şeyler yapması gerekiyor yoksa "Tutular" kazanacak.
Alguien tiene que hacer algo por la victoria de los "fundis".
Doğa her halükarda kazanacak.
Creo cada vez más que se nace.
Sonunda gerçek kazanacak, ve bunu tarihte gördük bilimsel teorilerin yahut fikirlerin imkansız olarak kabul ettikleri gerçeğe dönüştü, benim kesin kabulüme göre bu Tarih Öncesi Uzaylı teorisine de olacak.
Al final la verdad gana, y lo hemos visto en la historia, cuando las teorías o ideas científicas han sido estimadas imposibles y resultan ser verdad, y es mi firme convicción... de que pasará lo mismo con la teoría de los antiguos alienígenas.
Kendi paranı kazanacak yaşa geldin.
Eres lo bastante mayor para ganarte el sustento.
Bu yıl da o kazanacak.
Lo va hacer de nuevo este año, también.
Hayallerimin kadınını tavlamak için yani. Senin gibi güzel kadınların ilgisini kazanacak bir sürü zırva doluydu.
Está lleno de todo tipo de mierdas antiguas de cómo conseguir a una mujer bella como tú estoy curioso por ti.
Kaybedecek hiçbir şeyi kazanacak çok şeyi vardı.
No tenía nada que perder y si mucho que ganar.
Yukarı Doğu Yakası'nda yüzüğün akıbetini kim çözerse Quantico kalemimi kazanacak.
Quien resuelva lo de la de robo de identidades en el Upper East gana esto. Mi pluma Quántico.
Aşkları kazanacak, ve finalde, dudaklar trajik bir şekilde buluşacak.
Su amor triunfará, Y sus labios se unirán en un fina y trágico beso profundo.
Kaynaklarıma göre, bu kafe, civardaki vezaretin güvenli mekânıymış. Her yıl, Dallas'ta her yıl onlar kazanacak.
Mis fuentes dicen que este café es el lugar seguro del Vezarat local.
Herkes kazanacak.
Todos se van a casa como ganadores.
Kim kazanacak?
¿ Quién gana?
Kurdu vuran kulüp üyesi ödül kazanacak.
Los miembros del club acordaron poner una recompensa por este lobo.
Bırakacaksın patronun kazanacak.
Dejaste a tu jefe ganar.
Victoria Chase'in Romeo ve Juliet'i zaferi kazanacak!
Oh, ¡ el Romeo y Julieta de Victoria Chase va a ser un éxito!
Yani sonuç olarak bize doğru gelen adam Radon piyangosunu kazanacak.
Lo importante es que, el que acepte nuestra propuesta - Se lleva la palma. - De acuerdo.
Herkes kazanacak.
Es doble ganancia.
Haftaya kazanacak çocuklara yardım edebilecek her şeyi yaparım.
Bueno, cualquier cosa por ayudar a los muchachos a ganar la semana que viene.
Onca çalışıp gösterdiğim çabaya rağmen kazanacak kadar fakirleşip aptallaşamadım.
Todo ese trabajo, todo ese esfuerzo que hice, y aún no fui lo suficientemente estúpido y pobre para ganar.
Bugün bir ekip bölgesel yarışmalara katılmaya hak kazanacak.
Hoy uno de los equipos se clasificará para los regionales.
İnanılmaz para kazanacak.
Va a hacer una fortuna.
Sanırım çocuğun söylediği şey partideki yemekler berbat olsa da... İşin ironisi öyle leziz olacak ki parti büyük başarı kazanacak.
Lo que la niña parece decir es que si incluso la comida en la fiesta sea terrible... la ironía será tan deliciosa que la fiesta será un gran éxito.
Castor's Folly pazar günü kazanacak.
Castor's Folly va a ganar el domingo. Ya verás.
Günün birinde ikisi de yarışlar kazanacak.
Algún día ambos serán ganadores como ella lo fue.
Kazanacak ne de olsa, değil mi?
Digo, va a ganar, ¿ no?
Acaba kim kazanacak?
¿ Quién ganará?
Sarhoş, hırsız, genç üvey kızımla irade savaşındayım. O kazanacak.
Si, estoy en una lucha de voluntades con mi hijastra borracha, ladrona y adolescente y me va a ganar.
İşçiler kim satış rekorunu kırarsa kendisi ve ailesini kapsayan tam sağlık paketini kazanacak.
Trabajadores, sí alguién puede romper el record de ventas recibirá un seguro completo de salud para los suyos. y su familia entera.
Kimin yemeği kazanacak?
¿ Cuál comida de cafetería ganará?
Sıralayın, eleyin, kim kazanacak görelim.
Alínealos y mira quien gana.
İkiside kazanacak mı?
¿ Marcarán los dos a ganar?
- Kazanacak zaten.
Va a ganar.
Kim kazanacak bir düşüneyim.
- Déjame adivinar quién ganará.
kazanacaksın 22
kazan 69
kazanacağız 59
kazanacağım 25
kazandım 241
kazanmak 22
kazandın 147
kazanan 93
kazandı 52
kazandık 165
kazan 69
kazanacağız 59
kazanacağım 25
kazandım 241
kazanmak 22
kazandın 147
kazanan 93
kazandı 52
kazandık 165
kazandınız 29
kazandın mı 31
kazanırsan 21
kazanıyorum 16
kazanırsam 20
kazanamazsın 48
kazandık mı 21
kazandım mı 18
kazandın mı 31
kazanırsan 21
kazanıyorum 16
kazanırsam 20
kazanamazsın 48
kazandık mı 21
kazandım mı 18