Kazandık mı translate Spanish
988 parallel translation
Kazandık mı?
"¿ Hemos ganado?"
Çok kazandık mı?
¿ Vamos a ganar mucho?
- Sanırım bahsi biz kazandık, Jock.
- Creo que ganamos la apuesta, Jock.
Kaybettiğiniz için üzgünüm Madam Lawrence, ama kazandığım için de mutluyum, o yüzden kızmayın.
Siento que haya perdido, Mme. Lawrence, pero estoy contento de haber ganado. Espero lo comprenda.
Ama parası olup da çek yazmayanlara da aynı derecede sert çıkışırım! Kazandığı parayı harcamayan biri para sirkülasyonunu engelleyerek hayatın ritmini bozmaktadır.
Sería muy severo ante casos de esta naturaleza... pero considero que el hombre que se dedica a ahorrar... interrumpe la libre circulación monetaria.
Böyle bir beyanat verdikten sonra şunu söylemeliyim ki, şu an 54 yaşındayım ama zamanında epey zorluklarla bu yola çıktım çok fazla yükselmediysem, sebebi geldiğim noktayı yeterli gördüğümdür! Diğer insanların paraları ile geçimimi sağladım durdum ve bu şekilde milyonlar kazandım. Şimdiyse meteliğe kurşun sıkıyorum.
Tras esta declaración... tengo que decir que hoy tengo 54 años... que partí de muy abajo... que si no subí mucho, al menos si fui lejos, que solo viví del dinero de los demás, que fui rico... y hoy estoy al borde de la miseria.
Her gece kumar oynayıp kazandıklarımızı paylaştık.
Jugábamos cada noche, siempre a partes iguales.
40 yıllık çalışmalarımın, yazdıklarımın, kazandığım her şeyin ve Fransa'nın ruhu üzerine yemin ederim ki Dreyfus masumdur.
Por todos mis 40 años de trabajo, por todos mis triunfos por cuanto escribí en la vida, que lleva el espíritu de Francia yo juro que Dreyfus es inocente.
Sanırım burayı sevdi. Sanırım onu kazandık.
Creo que le gusta el lugar, que lo conseguimos.
Mutluluğa ve dolayısıyla yanıklara bağışıklık kazandım.
Soy inmune a la felicidad y por eso a las quemaduras.
Kurayı kazandım, sonra Jeanne bize kıyafetler verdi. Sonra da yemek yedik.
Entonces, gané yo y después Jeanne nos dio ropa nueva y por fin pudimos comer.
Haftalık 30 sterlin kazandığım bir işim var.
Tengo mi trabajo, gano 30 libras a la semana.
Sevgilimle çıkıyorum Yanlış gidemez, çünkü kazandım
Voy a salir con mi chica No puede ir mal, porque tengo razón
Sevgilimle çıkıyorum Yanlış gidemez, çünkü kazandım
Salir con mi chica No puede ir mal, porque tengo razón
Senin kazandığın olmadan bile, başımızı suyun üzerinde tutmayı başardık.
Incluso sin lo que ganas, he podido mantenernos a flote.
Beraber yıllarımızda çok tecrübeler kazandık.
Hemos estado juntos mucho tiempo
Ekinimizi, ocaklarımız için odunu kadınlarımız ve çocuklarımız için aş veren toprakları kanla kazandık.
Es con sangre que hemos conquistado la tierra para nuestros arados, la madera para nuestros hogares y la comida para nuestras familias.
Kazandığım çok kıymetli aylarımı boş yere ziyan ettin.
Desperdició los preciosos meses que yo había obtenido.
Alın teriyle kazandığı parayı çöpmüş gibi saçma bir şeye savuran yetişkin, medeni bir kadını tanıdığımı bilmek beni kızdırıyor!
Es decir, que conozco a una mujer adulta y civilizada... que coje sus ahorros y los despilfarra... en esta tontería, ¡ es un dinero tirado por la ventana!
Bursu kazandınız ve bir gecede kendinizi rahipliğe layık mı gördünüz?
¿ Así que ganó la beca y de la noche a la mañana descubrió que era digno para el sacerdocio?
Asla hiçbir şeyim olmadı. Ancak ringe çıkınca temiz para kazandım.
Nunca tuve nada de nada hasta que pude ganar dinero en un ring.
Açılalı yarım saat oldu ve yetmiş dolar kazandık bile.
En media hora hemos hecho setenta dólares.
Hatırlatayım ki, Hoboken Zephyrs bir maç kazandığında buna galibiyet serisi demek zorunda kalmıştık.
Sabes muy bien que si el Hoboken ganara un sólo partido... sería para nosotros como hacer una raya en el viento.
1921'de Bayanlar Açık Engelli turnuvasını kazandığımı bilmelisin.
Ten en cuenta que yo gané el Abierto para Damas de 1921.
Eğer bizim yasalarımız altında yaşamanızı istersek bu yasaların, size saygınlık ve itibar kazandıracağını ve sizin gerçek mirasınız olarak geleceğe aktarılacağını düşünüyor.
Cree que si os pedimos que viváis bajo nuestras reglas, esas reglas deberían ofreceros el respeto y la dignidad que es vuestro legítimo derecho.
Bunun dışında, bu yılın ocak ayında gene harakiri yapmak isteyen başka bir eski Fukushima Klanı hizmetlisi Motome Chijiiwa'ya verdiğimiz cevap konusunda da hata yapmadığımız açıklık kazandı. Hanemizin askeri sertliğine dair ifadeleri Edo'nun her noktasında yankılandı.
La disposición a morir de otro de los guerreros de Geishu Motome Chijiwa, fallecido en enero también nos pareció apropiada y la fama de la casa de Iyi quedó grandemente realzada.
Bir saat içinde altı aylık maaşımı kazandım.
¡ Me gané seis meses de trabajo en menos de una hora!
Hepsini avukatlık yaparak mı kazandın?
¿ Tanto te dió la abogacía?
Zorluklarla kazandığım bilgimi ve onca ihtimam ve samimiyetimi... kalpsiz bir sokak kızına harcadığım için aptallığıma lanet olsun!
¡ Y mi idiotez por prodigar conocimientos que me costó aprender... y el tesoro de mi consideración e intimidad a una granuja sin corazón!
Sonuç olarak, bu şekilde bağışıklık kazandım.
Como resultado, obtuve inmunidad.
Parayı kazandığımda, 100 ağacımız olabilir. Büyük bir beyaz evimiz, 4 araçlık bir garajımız, her şey.
Cuando consiga el dinero, tendremos 100 árboles una gran casa con garaje y todo lo demás.
Bulaşık yıkayacağım toz alacağım, kazandığım parayı hak etmeliyim.
Lavar los platos, pulir los muebles, hacer esto, hacer lo otro. Yo digo, me he ganado mi paga.
Tamıdığım kızların benim için ne çok, benim de onlar için ne az şey yaptığımı düşünürseniz ben kazandım sanabilirsiniz.
Cuando miro atrás, todas las tías que he conocido, y pienso en todo lo que han hecho por mí, y lo poco que he hecho por ellas, creerán que he salido ganando desde el principio.
İleride çocukluğumuzu teminat altına almak için bin bir zorlukla kazandığımız paranın gidişini izlemek çok can sıkıcıydı.
Se me partía el corazón cuando entregaba el dinero que tan duramente había ganado y que podía asegurar nuestra feliz infancia.
Ve sizlerin de kızgınlığını kazandım.
Las partes no pueden ser más que el todo.
Umutsuz bir zorluk, bir tükenmişlik vardı, sonra güçlerin gücüyle bizim adanışımız ve dehamız sonucu yüce bir sağgörü kazandık, her ihtiyacımız anında gerçekleşti.
Hubo días de penuria desesperante, de trabajo agotador. Y luego, la divina providencia honró nuestro genio y dedicación con el poder de poderes. Y mediante él, todas las necesidades se materializaron.
- Bağışıklık kazandığım için...
- ¡ Sulu!
- Ben kazandım, artık çıkabilirsin.
- He ganado, ahora puedes salir.
Bir oyun oynadık ve ben kazandım.
Yo tenía las mías. Jugamos, y yo salí ganando.
Yaklaşık 3 dakika sürmeli. Tam emin olmak için 3 dakika ayıracağım. Ağlama faslı işe boyut kazandırır.
Me daré tres minutos para asegurarme de que el llanto y todo... tenga efecto.
- Yazı tura attık ve ben kazandım.
- Lo echamos a suertes y gané yo.
- Alışılmışın dışında işler yaparak çok çatışma kazandım ve çok balık yakaladım, Teğmen.
He ganado muchas batallas y pescado muchos peces haciendo cosas no convencionales.
Bunları kolay mı kazandık?
No fue fácil lograrlo.
Pekala, çöp varmış, çok açık ki, üç yediliyle ben kazandım.
Tiene una porquería, o sea que gano yo con tres sietes.
Zorla kazandığımız parayla eşya aldık...
Compramos los bienes con dinero arduamente ganado...
Oysa bunun yaşamımda yararlı kılabildiğim, deneyim kazandığım bir olgunluk dönemi olması gerekir! Ama hiç de öyle değil. "Atın şu herifi dışarı."
Y, supuestamente, estos años son los mejores... cuando uno aún sirve para algo... cuando uno tiene un montón de experiencia, pero no.
Benim haftalık kazancım senin bir ayda kazandığından çok.
¡ Gano más en una semana que tú en un mes!
Size öğretebilmek için defalarca çabaladığımız üzere kazandığınız para sadece karınızı ve çocuklarınızı doyurmaya yettiği müddetçe bu büyük buhrandan bir çıkış yolu asla olmayacaktır.
Hemos querido enseñarles una y otra vez... que no habrá salida de esta depresión... hasta que lo que ganen... alcance para mantener a su esposa e hijos.
Ama bir oğul kaybettiysem... bir kız evlat kazandım.
Pero no quiero pensar que he perdido un hijo, sino que... he ganado una hija.
Bana önceden bulaşmıştı, Ben bağışıklık kazandım.
Yo ya la he padecido. Soy inmune.
Mary, sanırım bu yarışı kazandık.
Mary, creo que tenemos la carrera ganada.