Kelimeler translate Spanish
2,956 parallel translation
Senin ağzın oynuyor olabilir, ama çıkan kelimeler bana ait.
Tal vez muevas tu boca, pero son mis palabras las que salen.
Reagan yazar, çünkü o yetenekli ve kelimeler biliyor.
Reagan los escribe porque es talentosa y conoce palabras.
Kelimeler kifayetsiz kalır.
Eso es poco decir.
Boyd buradayken "s" harfli kelimeler kullanma.
no usamos la palabra con "s" delante de los niños
Belki bu kelimeler yeterli kalır.
Esas palabras pueden ser suficiente.
Hetty de tam olarak bunu söyledi. Tabii daha kavramsal kelimeler ve hecelerle.
Eso es exactamente lo que Hetty dijo, excepto que con palabras más elegantes y más sílabas.
Ama kelimeler senin değil
# Sin embargo, las palabras no son tuyas
Doğumla ilgili kelimeler söylemek hiç yardımcı olmuyor.
Gritar palabras sobre el parto no es de mucha ayuda.
- Kötü kelimeler kullanma.
- No digas palabrotas.
Geçen gün benim evde kullandığı kelimeler "taşıyıcı duvardı."
El otro día en mi casa, usó las palabras - "muro de contención".
Kağıtta yazan kelimeler ne anlama geliyor?
Las palabras en ese cuaderno. ¯ Qué dicen?
Fikirlerden birisi de ev telefonunu arayıp şifreli kelimeler kullanmaktı.
Una de las ideas era intervenir el teléfono de su casa, usar palabras código.
Bilgisayarı açıyorsunuz, oraya kelimeler, sayılar ya da bir takım harfler yazmak zorunda kalıyorsunuz. Ve bu sizin farklı birşey düşünmenize neden oluyordu.
La encendias y tenias que teclear una palabra o una serie de codigos letras, numeros, como sea, y eso te llevaba a algo mas
Bu kelimeler Steve Jobs hakkında konuşulurken ortalıkta uçuşan kelimeler...
Son palabras que rondan mucho cuando hablas de Steve Jobs.
Mükemmel kelimeler!
# ¡ Maravillosas palabras! #
Kelimeler uçar gider, önemli olan eylemlerdir.
Las palabras son baratos, las acciones son las que cuentan.
Teşekkür etmeye kelimeler yetmez.
No hay palabras para agradecértelo lo suficiente.
Bu sanat showu gülünç ; Traivor isimli biri, son moda kelimeler kullanan düş kapanına sıkışmış.
Esta exposición de arte es ridícula... alguien llamado Traivor, un cazasueños con clichés pegados en el.
Sarsılan el kamerası ve kelimeler seli, filme vakur bir hava verir.
La zarandeada cámara y el torrente de palabras hacen que el cine de ficción parezca serio.
Anlatmaya kelimeler yetmez.
No puedo expresarlo con palabras.
Seçtiğin kelimeler ne kadar da güzel.
Qué maravillosa elección de palabras.
Keşke onların yokluğunun acısını dindirebilecek kelimeler bulabilseydim,... ama yok.
Me gustaría creer que puedo calmar vuestro dolor, pero lo dudo.
Böyle modası geçmiş kelimeler kullanmayı bırakamaz mısınız? Buna açık ilişki denir! Bunun gibi güzel kelimeler de var.
Bueno, ¿ qué significaba cuando dijiste que ella veía a ambos a Ba Wool y a ti?
Keşke daha iyi kelimeler seçseydi.
Podria haber elegido mejores palabras.
Bunlar Garcia Lorca'nın ustalığından duyduğunuz ilk kelimeler.
Esas son las primeras palabras que se escuchan en la obra maestra de García Lorca.
Ve diğer kelimeler, onların ihtiyacı var
En otras palabras, necesitan... Para
- Sadece kelimeler.
- Solo palabras.
Kelimeler yanlış yazılmış.
Y la ortografía es incorrecta.
Seçtiğin kelimeler beni çok etkiledi.
Me di cuenta de su Usando las palabras en las canciones.
Sadece daha basit kelimeler kullan.
Solo se más sencilla en las palabras que usas.
- Patricia Whitmore'den gelen güçlü kelimeler
Poderosas palabras de Patricia Whitmore. ¡ Oiga, Ud.!
Neden ihtiyacımız olduğunda, kelimeler dilimizden kayıp gider, kaybolur?
¿ Porqué las palabras se esconden de la lengua, cuando más las necesitamos?
Tek heceli kelimeler nokta, iki heceliler tire.
Las palabras de una sílaba son puntos, las de dos son guiones.
İki harfli kelimeler üzerinde çok çalıştım.
He estado practicando las palabras de dos letras.
O kelimeler bana ait değil, Daniel.
Esas palabras no fueron mías, Daniel.
Onlar Bay Dickens'e ait. Hayatlarımızda bir farklılık yaratacağını düşündüğüm kelimeler.
Son del señor Dickens... palabras que pienso pueden hacer diferentes nuestras vidas.
Başını ağrıtan şeyin ne olduğunu bilmiyorum ama senin gelecekteki mutluluğunu ne kadar istediğime kelimeler yetmez.
No estoy seguro de que te atormenta, pero tu felicidad futura significa para mí más de lo que puedo describir.
Ike demiş ki "unutma, en tatlı kelimeler dökülsün dilinden."
Ike dijo : "Recuerda, dejar que las palabras se filtran abajo de su lengua, Igual que los frutos de Jesús"
Ama bazı alternatif kelimeler söyledim. Bir sürü alternatif vardı.
Pero le grité algunas cosas.
Kızı yatağa atmak için süslü kelimeler. Bravo!
Palabras fuertes para llevar a una chica a la cama.
Senin hayatı sevmene yardımcı olacağıma sana her zaman sevgiyle dokunacağıma ve aşkın gerektirdiği sabrı göstereceğime kelimeler gerektiğinde konuşacağıma, gerekmediğinde sessiz kalacağıma vanilyalı kek konusunda anlaşamadığımızda anlaşacağımıza kalbinin sıcaklığında yaşayacağıma ve oraya "yuvam" diyeceğime yemin ederim.
Prometo ayudarte a amar la vida, siempre abrazarte con ternura y tener la paciencia que el amor exige. Hablar cuando se necesitan palabras y compartir el silencio cuando no. Acordar en discrepar sobre el pastel rojo.
Senin hayatı sevmene yardımcı olacağıma sana her zaman sevgiyle dokunacağıma ve aşkın gerektirdiği sabrı göstereceğime kelimeler gerektiğinde konuşacağıma, gerekmediğinde sessiz kalacağıma vanilyalı kek konusunda anlaşamadığımızda anlaşacağımıza kalbinin sıcaklığında yaşayacağıma ve oraya "yuvam" diyeceğime yemin ederim.
Prometo ayudarte a amar la vida siempre abrazarte con ternura y tener la paciencia que el amor exige. Hablar cuando se necesitan palabras y compartir el silencio cuando no. Acordar en discrepar sobre el pastel rojo.
Senin hayatı sevmene yardımcı olacağıma sana her zaman sevgiyle dokunacağıma ve aşkın gerektirdiği sabrı göstereceğime kelimeler gerektiğinde konuşacağıma, gerekmediğinde sessiz kalacağıma vanilyalı kek konusunda anlaşamadığımızda anlaşacağımıza kalbinin sıcaklığında yaşayacağıma ve oraya "yuvam" diyeceğime yemin ederim.
" Prometo ayudarte a amar la vida siempre abrazarte con ternura y tener la paciencia que el amor exige. Hablar cuando se necesitan palabras y compartir el silencio cuando no. Acordar en discrepar sobre el pastel rojo.
Anlamıyorsun bu açıklayabileceğim bir şey değil bunu açıklayacak kelimeler yok.
- No lo entenderías. No sé explicarlo, es... Con palabras no se puede.
Ağzımdan çıkan kelimeler... minik pembe fareye benziyor.
La palabra que estoy diciendo es un ratoncito rosa.
Kelimeler kifayetsiz Hannah. Bizden birisin ve bu büyük duruşma için orada olacaksın.
Es maravilloso, Hannah que tú, una de nosotros, esté presente durante este importante juicio.
Ama bazen kelimeler bir etki yaratamıyor.
Pero a veces las palabras no tienen impacto.
- Kelimeler : "Zula evi."
Y ahora las palabras :
Kullandığın kelimeler.
- Tu vocabulario.
Bu kelimeler olmasa da...
Quizá esas palabras no.
Bu kelimeler sürekli aktarılıyordu.
Con estas palabras repitiéndose.