Korkmuş translate Spanish
3,486 parallel translation
Nasıl böyle birşey söylersin? O sadece korkmuş, küçük bir kızdı.
Solo era una niñita abusada.
Öyle bir korkmuş ki...
Tiene miedo de su ingenio.
Korkmuş olmalısın.
Vaya. Debes sentirte amenazada.
Vera Wang 1 kilo aldığını düşündüğünden beri bu kadar korkmuş birini görmemiştim.
No he visto a nadie tan asustado desde que Vera Wang ganó 900gr.
Yalan söylemeyeceğim ahbap, bayağı korkmuş durumdayım.
No voy a mentirte, tío. Estoy muy asustado.
Ben ondan nasıl korktuysam o da o kadar korkmuş gibiydi.
Ella parecía tan asustada de mi como yo de ella.
Biliyor musun Ian seni ilk defa korkmuş bir halde gördüm.
¿ Sabes, Ian? es la primera vez que te veo asustado.
Ve belki biraz da korkmuş, senden bir tek nota bile duymadan önce.
Y puede que incluso esté un poco inseguro, antes de incluso escuchar un tono.
Büyük ve sert Rhino'nun korkmuş küçük bir çocuk olacağı kimin aklına gelirdi?
¿ Quién habría pensado que Rino es sólo un pequeño niño asustado?
Çünkü korkmuş.
Porque ella tiene miedo.
Geveze herif çok ileri gitmişe benziyor ama kısa boylu sadece korkmuş gibi.
El "charlatán" parece ido, y el "pichoncito" parece tener miedo.
Onlar sadece korkmuş çocuklar, Ve ailelerine yardım etmeye çalışıyorlar.
Solo son chicos asustados, y solo intentaban ayudar a su familia.
Onlar sadece korkmuş çocuklar Giancarlo
Él es solo un chico asustado, Giancarlo.
Korkmuş işte.
Tiene miedo.
"Şüpheli" olduğu için mi korkmuş?
¿ Quieres decir como un miedo "sospechoso"?
Bir iş çevirmeye kalkmasınlar, yoksa seni vermeyiz. Sesin korkmuş gibi çıksın mümkünse.
Diles que sin trampas o no, volverán a verte... y trata de sonar asustado.
Telefonda sesi korkmuş gibiydi, sorular sordu.
Estaba asustada y me hacía preguntas.
İnsanlar korkmuş durumda ve kızgınlar. Bu adamın yakalanmasını istiyorlar.
La gente está asustada y están furiosas y quieren que atrapemos a este tipo.
Korkmuş mu yani?
Así que asustado.
- Çok korkmuş, ona yardım etmeliyiz.
Está asustada. Tenemos que ayudarla.
Billy ceset kıyıya vurur diye korkmuş, kalanları alması için bir ortak bulmuş, ve kimsenin bakmayacağı bir yere attırtmış.
Billy se temía que el cuerpo aparecería, así que se buscó un cómplice para llevarse los restos y tirarlos donde nadie lo buscara.
Korkmuş.
Aterrada.
Gerçekten korkmuş gibiydi. İyi olup olmadığımdan çok endişelenmiş.
Se lo oía realmente asustado... como si solo quisiera saber si estaba bien.
Çok korkmuş zaten.
De todas formas está demasiado asustado.
Ve korkmuş Marty kaçar.
Y Marty asustado huye.
Ve korkmuş hissetmiyorum.
Y no tengo miedo.
Korkmuş muydu?
¿ Estaba asustada?
İnsanlar bebeği öğrenirse olabileceklerden korkmuş olması muhtemel.
Es posible que estuviera asustada de lo que pasaría si la gente descubriera lo del bebé.
- Komik çünkü çok korkmuş olmalısın Karen.
Sí, porque debes estar aterrada, Karen.
Korkmuş, belli ki kayıp olmuş.
Tiene miedo y obviamente está perdida.
İkimiz de korkmuş ve şaşkın hâldeyiz.
Sé que estamos asustados y confundidos.
Savunmasız, korkmuş, çekici bir kızı gece vakti tek başına ormana hem de!
En el bosque, sola, de noche.
Çok korkmuş durumda.
Está muy asustado.
Oradaki herkes korkmuş durumda.
Todos tienen miedo ahí.
O korkmuş muydu?
¿ Está asustado?
Fırsatçı, korkmuş, kolayca etkilenebilen çocuklar.
Niños oportunistas, asustados e impresionables.
Korkmuş ve kafaları karışmıştı ve eve dönmek istediler!
¡ Estaban asustados y confusos y querían irse a casa!
Beni çok dikkatli dinle, korkmuş görünüyormuyum? Görünüyormuyum?
Escúchame con mucho cuidado, ¿ verdad mirar asustado maldito?
Angela çok korkmuş.
Angela estaba asustada.
- Biraz korkmuş durumda.
Está un poco alterada.
Çünkü Şükran Günü'nü bir hafta önce kutlamışlardı. Mutfak dolabında o ördeği bulduklarında canlı canlı pişirmeye kalkmış, korkmuş ve sonuç olarak ördeği bir Çin restoranında yemek zorunda kalmışlardı.
... ya que lo celebraron una semana antes cuando encontraron ese pato, una semana antes... intentaron cocinarlo vivo, se asustaron y terminaron en un restaurante chino.
Niyeti sizi uçurmak değildi ve eğer numarasını kontrol edemediğini düşündüyse- - Korkmuş olabilir.
No creo que quisiera hacerte levitar, y si pensó que no podía controlar su truco... bueno, puede que eso lo asustara.
Arkadaşlar, şu an çok korkmuş durumdayım.
Chicos, estoy tan asustado.
- Çok korkmuş gibiydi.
Como si diésemos auténtico terror.
Korkmuş gözükmemeye çalış.
Eres muy valiente. Pero intenta no parecer tan asustado.
Sonra korkmuş gibi gözüktü.
Luego solo... solo parecía asustado.
- Roman, gerçekten korkmuş.
- Roman, está realmente asustada.
Korkmuş.
- Asustado.
Çirkin, korkmuş ve kilitli.
Fea y abusada, bajo llave.
Korkmuş gibi görünüyor.
- No, no, está bien, eso es... gracias por decírmelo y... Bien. Parece asustado.
Annesinin ne düsünecegiyle ilgili korkmus durumda.
Está horrorizado de lo que su madre piense.
korkmuştum 106
korkmuştu 29
korkma 1266
korkmuyorum 335
korkmak 19
korkmayın 368
korkmana gerek yok 112
korkmak mı 66
korkmadım 36
korkmanıza gerek yok 47
korkmuştu 29
korkma 1266
korkmuyorum 335
korkmak 19
korkmayın 368
korkmana gerek yok 112
korkmak mı 66
korkmadım 36
korkmanıza gerek yok 47