Kızı translate Spanish
397,129 parallel translation
Meteliksiz kızı "iç çamaşırı" içinde sarılmış bir şekilde- - bataklıkta buldu.
Y cuando el "indigente" encuentra a la chica "mango" con su "combinación", flotando "anonadada", bueno, la policía no tendrá que ir muy lejos para buscar al culpable, ¿ verdad?
Ye, yoksa kızın ölmesine izin veririm ve hapiste çürürsün.
Cómetelo o de lo contrario dejaré que ella muera y te pudrirás en la cárcel.
O senin kızın mı?
¿ Es tu hija?
Sırf intikam almak için tek kızını feda mı ettin?
¿ Has sacrificado a tu única hija solo para vengarte de mí?
Sonunda kızına giysi getirdiğini görmek güzel.
Qué bien que por fin le traigas a tu hija algo de ropa.
Elveda, benim tatlı kızım.
Adiós, mi linda pequeña.
Bak, kızımı görmek istiyorum.
Quisiera ver a mi hija.
- Kızım yaşında!
- No, tiene la mitad de mi edad.
Kızım, spot ışıklarının dehşetini öğrenmek zorunda kalmayacak.
Mi niña no tendrá que conocer el horror de las luces empotradas.
Lafı açılmışken, şu şu Kovelsky'sdeki gyro'ya "jyro" diyen garson kızın arayayım da...
Hablando de eso, voy a... llamar a esa camarera de Kovelsky's que pronunciaba gyro como "jyro"
Sanırım kızı almam hataydı.
Supongo que fue un error coger a la chica.
Kızımıza güçlü olmayı ve sıkı çalışmayı öğrettim, Ve yaptı.
Le enseñé a mi hija a ser fuerte y trabajar duro, y lo hizo.
O yerden bir iş inşa, benim bebek kızım.
Construyó un negocio desde cero, mi niñita.
Ve fidyesini ödemeyecek Çünkü oğlu sevmiyor Sanki kızını sevmişsindir.
Y no va a pagar tu rescate porque no quiere a su hijo como usted quería a su hija.
Bu durumdaki bir kızla beni yalnız bırakmak biraz tehlikeli.
Un poco peligroso de la hostia dejarme solo con una chica en este estado.
24 dakika sonra gece gece evinde ölü bir kız olacak.
En 25 minutos, tendrás a una chica muerta en tu salón en mitad de la noche.
Bu dağınık, mantıksız ve kontrol dışı.
Esto es un desastre ilógico y fuera de control.
Charlotte ve ben intikam planımızı hazırladık, değil mi?
Charlotte y yo urdimos un plan de venganza, ¿ verdad?
Muhtemelen hastanın diğer bacağını kırmanız gerekir
Probablemente debas quebrarle la otra pierna al paciente...
O da kırmızı bir tane istedi.
También lo quería en color rojo
Artık beklemekten rahatsız olamayacağıma karar verdim,
Decidí que no quería seguir esperando más
Evet. Şimdi, bana sıkı. Sıkı mıyız İyi.
Si... ahora, enfóquenme a mi ¿ Está enfocado?
- Kırpma noktalamız kavun mu?
- ¿ Los nuestros van a ser sandías?
Richard Hammond Adınızı burada pazarlık ediyor.
Richard Hammond pasando por Su Nombre Aquí
Craig'in hiç kız arkadaşı olmuş muydu?
¿ Alguna vez ha tenido novia Craig?
"Kız arkadaş" ı tanımla.
Define "novia".
Kız beni arıyor.
Me busca a mí.
Var mı sıkıntımız?
¿ Todo listo?
Duvarı onarmak en az 10 bin tutacak artı çocuğa ve kız arkadaşına yaptığın saçmalıklar var.
Va a costar al menos 10 arreglar la pared, más todo lo del chico y la novia.
Küçük bir kız nedir ki?
Una niña no es problema.
Eskiden baya sıkı fıkıydınız.
Solían ser muy unidos.
Kevin'in kız arkadaşı ile... nöbetleşe duracağız.
Nos turnaremos con la novia de Kevin. Está bastante mal.
Ali, onun kız arkadaşı iyi durumda değil, o yüzden onun yanına gitti.
La mujer de Ali no está bien y él se fue con ella.
Bize katılmanız sorun olmaz, değil mi kızlar?
Así que no nos importa unirnos, ¿ verdad, chicas?
Evet ve satılık değil. O yüzden küçük kırmızı noktanı benden uzak tutabilirsin.
Sí, y no está en venta, así que puedes mantener tu pequeño punto de mira lejos de mí.
Garson kız yöneticiyi falan arayamadı mı?
Bueno, ¿ la camarera no pude llamar al gerente o algo así?
Ama ayık olduğumdan beri, yalnız başıma bir şey yapmak zorunda kalmadım.
Pero desde que estoy sobria nunca he tenido que hacer nada yo sola.
Ama şimdi herkes bana sarılmak isteyecek ve kız kardeşlerinin ya da kuzenlerinin nasıl düşük yaptıklarını anlatacaklar.
Pero ahora todos van a querer abrazarme, y decirme que a su hermana o a su prima les pasó lo mismo.
Yılın 360 günü insansız çalışan, dağ yamacına inşa edilmiş bir kıyamet binası.
Automatizada 360 días al año, es una estructura del día del juicio construida dentro de una ladera.
Çevirisi : bizim kıçımız donarken sen sıcacık oturacaksın.
Traducción : tú te quedas calentito mientras nosotros nos congelamos la cola.
Karanlık tünellerde yalnız gezmek istemiyor musun?
¿ No quieres ir por los túneles oscuros solo?
Daha yeni tanıştık ve sekiz yaşındayız.
Nos acabamos de conocer y tenemos ocho años.
Kim olduğumu biliyorsun ve hayattaki en büyük pişmanlığım cidden, sekiz yaşındayken tanışmamız olmamızdır çünkü o andan itibaren sana âşık olurdum.
Tú sabes quién soy y de lo que más me arrepiento en la vida es de que no nos hayamos conocido cuando teníamos ocho, porque me habría enamorado de ti en ese momento.
Pekâlâ, Paige ve benim Sly ve Happy'i uyanık tutmamız lazım.
Bueno, Paige y yo tenemos que intentar mantener a Sly y Happy despiertos.
Bu riskleri almaya devam ediyoruz, Jane. Ve kıçlarımızı atmak. Bıktım bundan.
Seguimos corriendo riesgos, Jane, y teniendo nuestros culos pateados.
Sen yetişkin bir adamsın, kız kardeşine izin vereceksin Sana kiminle arkadaş olabileceğini söyler misin?
Eres un hombre adulto, ¿ vas a dejar que tu hermana te diga de quién puedes ser amigo?
Herkes sıkı oturursun, FBI vardiyalarını değiştirdikten sonra grev yapacağız.
Todo el mundo preparado, atacaremos tras el cambio de turno del FBI.
Makyaj makinesinin üst kısmında bir mesaj bulacaksınız.
En el cajón superior del tocador, encontrarás un mensaje.
"Ya da kız arkadaşımla ben idam edilecek."
O mi novia y yo seremos ejecutados ".
Ve sen iyi yapmak istiyorsun... Tıpkı kız kardeşin gibi.
Y quieres hacer el bien... igual que tu hermana.
"Parayı saat 6'ya kadar, doğu zamanına geri dönecektir. " Ya da kız arkadaşımla ben idam edilecek. "
Devolverá el dinero a las seis de la tarde, hora del este, o mi novia y yo seremos ejecutados ".
kızım 866
kızıl 90
kızın 46
kızınız 24
kızılderili 47
kızım nerede 44
kızıl saçlı 27
kızın mı 25
kızılderililer 89
kızım mı 20
kızıl 90
kızın 46
kızınız 24
kızılderili 47
kızım nerede 44
kızıl saçlı 27
kızın mı 25
kızılderililer 89
kızım mı 20