English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ M ] / Makineler

Makineler translate Spanish

1,025 parallel translation
Dünyanın her tarafında makineler durdu ve düştü.
Sus máquinas se detuvieron en todo el mundo.
Fabrika kurulur, makineler çalışır, iş başlar.
Se instalarán fábricas y máquinas y ya estás en el negocio.
Makineler eminim... odanın diğer tarafındadır.
Las máquinas de lavar han ido a parar al otro lado del cuarto.
Tüm adamları topla ve elinizdeki tüm makineler hazır olsun. Oraya olabildiğince yaklaşın.
Reúna a todos los hombres y mangueras, que se acerquen al máximo.
Uçan makineler, denizaltılar, televizyon, roketler.
Máquinas voladoras, submarinos, televisión, cohetes.
- Şey... Efendim, makineler benim daimi ölümcül düşmanımdır.
- Pues las máquinas son mis más mortales enemigos.
Amerika'ya gitmeyi çok istermiş, patron orada herkes mutlu, makineler çalışır herkes oturup çay içermiş.
Ella decir que gustaría ir a EE. UU., jefe. Y ser felices sentados tomando té mientras máquinas trabajar.
Bu bilgilerle harita masasına geçiyorum. Sonra makineler harekete geçiyor, ışıklar yanıyor ve sonucu alıyoruz.
Paso esta información al tablero de combate, y las máquinas se mueven y las luces se encienden, y nos dan la respuesta.
Şimdi gerisini, otomatik makineler yapacak.
Ahora, máquinas automáticas harán el resto.
Makineler, ilk başta, gemiyi uçuracak.
Las máquinas, en un primer momento, controlarán el vuelo de la nave.
- Makineler stop!
- ¡ Paren!
- Makineler stop efendim
- Parado, señor. - ¡ Emergencia!
Makineler tam hız!
¡ Avante en todo!
Bütün makineler, standart.
Todo avante, pónganlo a 100 pies.
3 metre inin. - Rota, 225. Bütün makineler, standart.
Rumbo 2 2 5. todo avante, seguimos igual.
- Makineler hazır mı? - Elimizden geleni yapıyoruz, efendim.
señor.
Beton platformlar, tanımlanması imkansız dev gibi makineler.
Plataformas de hormigón, piezas irreconocibles de máquinas gigantes.
Çürümeye terk edilenlerse yaşadığı mekan ve kullandığı makineler...
Se quedaron oxidando su vivienda y las máquinas que usó.
Harekete geçiyorsun artık, pürüzsüz. Tıpkı hassas çalışan makineler gibi.
Ya estás en movimiento, suavemente... como una pieza de maquinaria de precisión.
- Makineler dursun.
- ¡ Paren todo!
- Makineler dursun.
- Paren todo.
Aynı şelilde kadınlar şehirlerde fabrikada çalışabilmek için makineler ve kayışlar yüzünden saçlarını kestiriyorlar.
Como en las ciudades, las mujeres se cortaron el pelo para poder... trabajar en las fábricas con las máquinas y las correas. Tenga, Jim.
Bütün makineler öyle.
Eso pasa con todas las máquinas.
Böylece bütün makineler duracaktır.
De ese modo, todas las máquinas se detendrán.
Makineler durduğu an herkes evine.
Al pararse las máquinas nos vamos a casa.
Yol açmak için kesici makineler göndermek gerekecek.
Resta mandar el material de perforación.
Seni arıyorduk ama şu makineler yakaladı.
Estábamos buscándote y estas máquinas nos atraparon.
Biliyorum, biz de makineler yapıyoruz, korkunç makineler, fakat...
Sé que nosotros diseñamos máquinas terribles, pero...
Makineler bozuldu.
La prensa se rompió.
O da : "Harika, kocaman ileri gidip gelen silindir biçiminde makineler gördüm Diğer makineler ise böyle uçuyorlardı Ve orada harika dev gibi evler vardı." demiş.
Él dijo : "Fenomenal, vi esas enormes máquinas que van rodando... Había otras que vuelan así... Y había grandes casas."
Bizim yerimizi makineler alacak.
Después del hombre, la máquina.
Bu makineler sürekli olarak dünyanın her tarafından sinyal alıyorlar.
Estas máquinas reciben constantemente información de todo el mundo.
Açıkçası bu makineler beni çok korkutuyor.
La verdad es que estas máquinas me dan pánico.
Makineler aksiliklerle başa çıkmak üzere tasarlandı.
Las máquinas están desarrolladas para enfrentar situaciones.
Makineler insanlar tarafından yönetiliyor.
Los humanos supervisan las máquinas.
Sorun şu ki, makineler çok hızlı... çok karmaşıklar... hataları çok güç algılanıyor... ve bu sıklıkta, hiçbir insanoğlu... bir makinenin doğruyu mu yanlışı mı söylediğini bilemez.
El hecho es que las máquinas trabajan tan rápido... son tan complejas... y los errores son tan sutiles... que muy seguido, un ser humano no puede saber... si la máquina está mintiendo o si dice la verdad.
Şu zeplinler ne lanet makineler, değil mi?
Y qué máquinas infernales eran aquellos Zepelines.
Ancak o adamın makineler tarafından kontrol edilmek için dünyaya gelmediğine inanıyorum.
Pero no creo que el hombre esté hecho para ser controlado por máquinas.
Makineler yasalar koyabilir ama adaleti sağlayamazlar.
Las máquinas pueden hacer leyes, pero no pueden preservar la justicia.
- Bizde şu makineler vardı, anlarsın ya...
- Teníamos unas máquinas...
Bakarsınız makineler bizi ev hayvanı gibi tutarlar.
Tal vez las máquinas nos tengan de mascotas.
Bu makineler yüzünden dörtte uyandım.
Los camiones me despertaron a las cuatro.
Bütün bu yeni makineler numara yapılmasına katkıda bulunuyor!
¡ Todos estos aparatos modernos!
Makineler daha iyidir.
Las máquinas son mejores.
Makineler dürüsttür, hiç doyumsuz da değiller.
Las máquinas son honestas, y para nada codiciosas.
Makineler uzman olan sensin, öğretsene bana.
Eres un experto en máquinas, así que enséñame.
"Makineler seni aldatmaz" demiştin.
Tu decías que las máquinas nunca te engañan.
- Makineler hakkında ne biliyorsunuz ki?
¿ Qué sabe usted de maquinaria?
Makineler dursun.
Paren todo.
- Görünüşe göre makineler el değmiyor.
Obviamente nadie controla a la máquina.
Tüm modern makineler neden kullanılmıyor?
¿ Dónde está la maquinaria moderna?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]