English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ M ] / Memnuniyetle

Memnuniyetle translate Spanish

3,017 parallel translation
- Memnuniyetle!
- ¡ Con mucho gusto!
Bak, burada olmamı istemezsen memnuniyetle yardımıma ihtiyacı olan başka sporcular bulurum.
Mira, no me quieres aquí. Encontraré sin problema alguna otra atleta que necesite mi ayuda.
Gene kendini aptal durumuna düşüreceğin için memnuniyetle yardım ederim.
Quiero decir, sólo vas a hacer el tonto otra vez. - Y yo feliz de ayudarte.
Bay Grant'in koruyucu gözaltına alınmasını memnuniyetle onaylarım.
Me haría feliz autorizar custodia protectora para el Sr.Grant...
HİDRA payımı verecekse, memnuniyetle ağırlanırlar.
Si HYDRA paga mi precio, son bienvenidos a ella.
Elbette. Memnuniyetle.
Um, por... por supuesto, estaría encantado.
Memnuniyetle gelirim.
Con mucho gusto regresaré.
Memnuniyetle ilgilenirim hanımefendi.
Estaré muy feliz de complacerla, señora.
Jinny ve Gill'e biraz zaman verelim ve onlardan sonra, görmek isteyenleri memnuniyetle kabul ederiz.
Si pudieras darnos Jinny and Gill algo de tiempo, y después de eso si alguien quiere verlo, estaría más que agradecido.
Eğer evde kalabilseydim memnuniyetle kafamı çıkartırdım.
Yo vomitaría mi propia cabeza si me pudiese quedar en casa.
"Memnuniyetle biraz ileri gittim, Cecil Beaton".
"Hice unos arreglos después. Con mucho gusto, Cecil Beaton".
Memnuniyetle.
Encantado.
Memnuniyetle!
¡ Con placer!
Oh, memnuniyetle.
Oh, de nada.
Memnuniyetle.
Lo haré con agrado!
Teknenize memnuniyetle gelirim.
Solo llevenme en su bote
Ve kralımın düşmanlarını cezalandırmak bir suç ise bunu memnuniyetle tekrar yaparım.
Si castigar al enemigo de mi rey es un crimen... es uno que repetiré gustosamente.
Efendim, zamanım olsaydı bu lokomotif operasyonunun ayrıntılarını, size memnuniyetle anlatırdım. Ama yardımınıza ihtiyacım var. Ana hat geçitlerine polisleri yerleştirmenizi istiyorum.
Señor, le explicaría los detalles del funcionamiento de una locomotora si hubiera tiempo, pero ahora necesito su asistencia enviando oficiales y patrullas a los cruceros.
Baro sınavına bile hazırlanıyorsanız bizi memnuniyetle arayabilirsiniz.
Pueden llamarnos incluso aunque estén tomando su examen de abogacía.
Çok fazla param yok ama eğer benimle evlenirsen... memnuniyetle seninle paylaşmaya hazırım.
No tengo mucho dinero, pero compartiría con alegría lo que tengo si te casaras conmigo.
Bu koşulları da kabul etmezsen o zaman karşı tarafta beni beklediğin sürece Londra'yı büyük bir memnuniyetle terk ederim.
Y si esos términos no son aceptables será un placer dejar Londres si tú me estás esperando allá.
Sonra Ölüm'ü eski bir dostu gibi selamlamış ve bu hayattan memnuniyetle ayrılmış. "
Saludó a la Muerte como a una vieja amiga y se fue con ella partiendo de esta vida como iguales ".
Memnuniyetle.
- Con gusto.
Sorularınızı memnuniyetle alabilirim.
Responderé a sus preguntas.
Hayır, memnuniyetle.
No, es un placer.
İhtiyacın var gibi görünen kanıtları sana memnuniyetle sunacaktır.
Estará feliz de darte la clase de pruebas que pareces necesitar.
Hanımefendi gibi davranmaya çalış. Tüm ev halkının, seni kaçak bir uşağı, kardeşin gibi memnuniyetle karşılamanı görmeye ihtiyacı yok.
El hogar entero no tiene que verle y darle la bienvenida a un sirviente fugitivo como un hermano.
Altına bebek bezi istiyorsan, bunu memnuniyetle kabul et.
¿ Quieres ponerte un pañal? ¡ Házlo!
Ama hastanede olmak istiyorsan seni memnuniyetle morga yollarım!
Pero si quieres estar en el hospital... con gusto te mandaré allá : ¡ a la maldita morgue!
- Memnuniyetle.
- Me encantaría.
Ben memnuniyetle aile işleriyle ilgilenirim.
Me gusta encargarme de los asuntos familiares.
Laserbeak, hepsini öldür. Memnuniyetle.
Laserbeak, matarlos a todos.
Memnuniyetle.
Será un placer.
Bunların hepsi halledildiğinde, ben de memnuniyetle çalışmaya başlayabilirim.
Con eso, con gusto empezaré a trabajar.
Görmek istiyorsan memnuniyetle gösteririm sana!
Te mostraré el Vesubio, desgraciado.
- Memnuniyetle.
- Con gusto.
O zaman memnuniyetle.
En ese caso, acepto.
Tabii ki, memnuniyetle.
Por supuesto, con gusto.
Bu süre içerisinde satmazsanız minnettar kalırım. Ve memnuniyetle 10 bin dolar kapora veririm.
Le agradecería que no lo venda mientras tanto y me gustaría darle un diez por ciento de depósito de buena fe.
Sana memnuniyetle bir tavsiye mektubu yazarım. Tamam mı?
Me encantaría escribirte una carta de recomendación, ¿ sí?
Bir sorun varsa, memnuniyetle kalabilirim, Teğmen.
Si hay un problema, teniente, Estaré encantado de quedarme.
Hediyeni memnuniyetle kabul edecek.
- Acepta gustosamente su regalo.
Elbette, memnuniyetle.
Claro, es mi placer.
Bay Flask zincirleri getirin memnuniyetle
Sr. Flask... vaya por las cadenas - con gusto
Memnuniyetle.
No, será un placer.
Alındıysan memnuniyetle özür dilerim.
Si te he ofendido, estaría encantado de disculparme.
Memnuniyetle kalıp yardım edebilirim.
Me gusta quedarme y ayudar.
Hatta seksten kaçınmanın seçenekler arasında olduğunu anlamaları için elimden geleni memnuniyetle yaparım.
Y me encantaría hacer lo que esté en mi mano para hacer del celibato una opción para estos chicos.
- Memnuniyetle araya girerim.
Seré más que feliz cortándolo.
Memnuniyetle.
Con gusto.
Memnuniyetle not alırım.
Estoy feliz de empezar a tomar notas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]