Meşa translate Spanish
25,088 parallel translation
Tüm konukların isimlerini ve masa numaralarını süslü bir aynaya yazacak.
Va a escribir a mano el nombre de cada invitado y el número de mesa en un espejo pijo.
- Çocuğu masada mı doğuracak?
¿ Va a tener el bebé en la mesa?
Onlar gelebilir, tablo belirlenmiştir.
Pueden venir la mesa, está lista. Nuestro servicio es de primera clase.
Kartlarimi acik oynadim.
Las cartas sobre la mesa.
Sunduğumuz hizmetlerin farkında olman çok güzel.
Significa mucho que reconozcas lo que traemos a la mesa.
Burada tek eksik var o da bilardo masası.
¿ Sabes? Lo único que falta es una mesa de billar.
Fiziksel olarak çökene kadar bu masada dikileceksin.
Seguirás sobre esta mesa hasta que ya no puedas mantenerte en pie.
Masaya çık.
Sube a la mesa.
- Topaklı bir yatak ve annenin yemekleri. - Masa nerede?
Una cama incómoda y la comida de tu mamá. ¿ Dónde está la mesa?
Bagajı kontrol ettim ama sadece masanın üstü vardı, bacakları yoktu.
Busqué en el maletero, pero solo estaba la base de la mesa, no las patas.
O portatif masa!
¡ Es una mesa plegable!
- Sana portatif masayı getir dedim.
Dije "ve por la mesa plegable". No te escuché.
- Duymadım. Neden bacaksız bir masa getirmeni isteyeceğimi düşündün peki?
¿ Por qué pensaste que traería una mesa sin patas?
Uçan masa falan sandım.
Pensé que tal vez era una mesa flotante o algo así.
Hiçbir şirket masanın nasıl kullanıldığını bilmeyen bir hödük aramaz.
Ese el tipo de persona que las empresas buscan, no alguien tonto que no sabe cómo funciona una mesa.
Uçan masa için fiyakalı olmadığımızı bilmeliydim.
Debí saber que no somos tan cool para tener una mesa flotante.
Deb'in mutfak masasında doğurduğu çocuğu düşünmeden duramıyorum.
No puedo dejar de pensar en ese bebé que Debbie eyaculó en la mesa de mi cocina.
Aktivite demişken arkandaki masada duran çanta kimin?
Hablando de actividad, ¿ de quién es esa cartera en la mesa detrás de ti?
- Dostum, masa soğuyor.
- Hermano, la mesa
Masanın üzerine bırak.
Solo déjalo en la mesa.
Düğünde beni bekarlar masasına oturtmayın yeter.
Solo no me sienten en la mesa de solteros en la recepción de la boda.
Vay anasını, belki de daha havalı tiplerin olduğu bir masa seçmeliydim.
Por Dios, tal vez debí de haber elegido a una mesa más genial.
Bizi çocuk yerine koymayı bırak o zaman.
- Lo sé. Entonces deja de ponernos en la mesa de los niños.
Doğru söylüyor ama ödemeleri tezgah altından yapmamız lazım.
Tiene razón, habría que pagarles por debajo de la mesa.
Gerald, 3 saattir masada oturuyorsun. İyi misin?
Gerald, has estado sentado en la mesa por 3 horas, estas bien?
Kesin bir fiyat veremiyorsun ama ben veriyorum. O da bir kurul üyesi olarak itimada dayalı hareket ederek kutu lehine oylamalı.
No tienes un precio inicial, Yo si, y ella está obligada legalmente como miembro de esta mesa a votar a favor de la caja.
Masada bir anahtar var.
Hay una llave ahí, en la mesa.
Sekiz numara.
Mesa ocho.
Herhangi biri masaya oturabilir. Yeteri kadar büyükse birçok kişi oturabilir.
Uno puede sentarse en una mesa, y, si es grande, pueden sentarse muchos.
Masada çok fazla para var. Elimizden kaçması ayıp olurdu.
Hay mucho dinero sobre la mesa, y sería una pena perderlo.
Masanın büyüklüğüne bakarsak kalabalık bir hukuk departmanınız olmalı.
Bueno, si es por el tamaño de su mesa su departamento jurídico debe ser enorme.
Masada kalma olasılığı Alex- -
La posibilidad de perderlo sobre la mesa, Alex, es...
Durumunu kontrol altında tutabilirim ama masada yattığı her dakika- -
Bueno, yo puedo mantenerlo estable, Pero cada minuto que está sobre la mesa...
İyi oldu valla çünkü üç kişilik bir masa almak çok daha kolaydır.
Vale, bien, porque conseguir mesa para tres es mucho más fácil.
Yemek masasında hesap yapmaya başladığımda üç yaşındaydım, sense çekip gitmeye başlamıştın.
No. Cuando empecé a hacer cálculos en la mesa del comedor cuando yo tenía tres años de edad, comenzó tirando de distancia.
Hadi ama. Çıkarır masaya vururum ve siz de bir halt yapamazsınız.
Por favor, podría poner a mi "amiguito" sobre la mesa y no podrías hacer nada.
Masanın üzerine bir not bırakmış, o kadar.
Dejó una nota en la mesa y eso fue todo.
Neyse. Hey gidip bir yerlerde oturmak ister misin?
¿ Te apetece ir a sentarte a una mesa en otro lado?
Geriye sadece oraya gitmek onu bir masaya bağlamak, taşaklarını kesmek ve tekrar tekrar suratına tornavida saplamak kaldı.
Todo lo que queda por hacer es ir allí y atraparlo, atarlo a una mesa, cortarle los putos huevos y apuñalarlo en la cara con un destornillador una y otra vez.
Görünüşe göre çizim tahtasına geri döndük.
Parece que volvemos a la mesa de planificación.
Uyanıp bir bakıyorsun kocaman, buruşuk bir göt surat kahvaltı masasında sana bakıyor, hem de her gün.
Tener que levantarse y ver esa gigante y arrugada cara de culo mirándole fijamente mientras desayuna en la mesa día tras día...
Dün akşam IKEA masalarını kurmaya çalışan bir aileye bile yardım ettim.
Anoche ayudé a una familia a armar su mesa IKEA.
Şu masayı bu kapının önüne çekelim hemen.
Necesito esta mesa frente a la puerta, ahora mismo.
Tabureleri masanın üstüne yığın.
Pongan las sillas encima de la mesa.
Peki, içeri gelin.Atıştırmalıklar orada.
Bueno, pasad. La mesa de los aperitivos está ahí.
Freddy'nin masada kolonoskopi hakkını kızına verdiği anı.
Cuando Freddy le hizo una colonoscopia a su hija en la mesa.
Masamızda her zaman tabağın hazır hazır hissettiğinde gel.
Siempre tendré un lugar en la mesa para ti... cuando te sientas listo.
John gittiğinde onu ölmüş sanıyordun, ama artık geri geldi ve bu seni üzecek.
Pero con John de regreso en la mesa, asuntos que pensabas muertos y enterrados cuando se fue pueden seguir causando molestia.
Dün gece eve geldiğimde bunu mutfak masasında buldum.
Cuando volví a casa anoche, encontré esto en la mesa de la cocina.
Ayrıca Taç Giyme Töreni ile etkin bir şekilde ilgilenirken kimsenin istifa konusunu açmayacağını da biliyorum.
También sé que nadie pondrá su renuncia sobre la mesa mientras esté planificando mi coronación.
Odadaki 400 kiloluk gorile dikkat çekmek istiyorum.
Tengo que poner las tartas sobre la mesa.
mesaj 45
mesafe 68
meşale 16
mesajınızı bırakın 16
mesajımı aldın mı 33
mesaj alındı 40
mesala 21
mesajını aldım 55
mesaj bırakın 52
mesajı aldım 34
mesafe 68
meşale 16
mesajınızı bırakın 16
mesajımı aldın mı 33
mesaj alındı 40
mesala 21
mesajını aldım 55
mesaj bırakın 52
mesajı aldım 34