Müsaade ederseniz translate Spanish
407 parallel translation
- Müsaade ederseniz?
- ¿ Sería posible?
Eğer sadece biraz rahatlar ve arkadaşlığımızın ilerlemesine müsaade ederseniz tabii.
Si sólo pudiera relajarse y permitirme mejorar nuestra amistad.
Bir de, müsaade ederseniz.
En fin, no importa.
Cabal'i bana verip, Harding'le yalnız konuşmama müsaade ederseniz size söz veriyorum hava kuvvetlerinizin üçte birini yine göklerde göreceksiniz.
Si me entrega a Cabal y me deja hablar a solas con Harding le prometo que verá sus aviones. Al menos un tercio de ellos surcando el cielo.
Müsaade ederseniz biraz yürüyüşe çıkacağım.
Creo que daré un paseo, si me disculpa.
Müsaade ederseniz, üstünüzü arayacağız.
Si no les importa, caballeros...
- Eğer müsaade ederseniz Sayın Hâkim...
- Por favor, Señoría.
Söylememe müsaade ederseniz dük ve mürebbiye arasında günahkar bir ilişki var.
Y este se basa en la relación pecaminosa entre el duque y la institutriz.
Bay McCoy, müsaade ederseniz derhal Batı'ya doğru yola çıkmak istiyorum.
Sr. McCoy, con su permiso, me gustaría partir en el acto hacia el oeste.
Müsaade ederseniz, önemli bir toplantım var.
Si me disculpan, caballeros, tengo un compromiso importante.
Bir dakika müsaade ederseniz eğer.
- Un momento, por favor.
Müsaade ederseniz hanımefendi, size cesaret kazanmanız için bir sebep vereyim.
Señora, si me lo permite, quisiera darle un motivo de coraje.
Müsaade ederseniz, psikoloji dersinden sözlü sınavım var.
Si me perdonáis, tengo un examen oral de psicología.
Müsaade ederseniz ekmekleri delikanlıya kendim vermek isterim.
- Gracias de nuevo. Si me lo permitís me gustaría entregárselo en persona a la muchacha.
Bana bir kadın elbisesi verir ve ayini duymama müsaade ederseniz, giyerim.
Pero dadme un vestido de mujer y lo luciré si por ello puedo ir a misa.
Müsaade ederseniz sizinle paylaşabilirim.
Permítame que se lo ofrezca.
Müsaade ederseniz, gerçekten de toplanmam lâzım.
De verdad, perdóneme, tengo que hacer el equipaje.
Bu noktadan üzüm bağına sekiz adım. Müsaade ederseniz Monsenyör adımları saymak istiyorum.
Uno, dos, tres, cuatro, cinco, seis, siete y ocho :
- Müsaade ederseniz, içki için kalamayacağım.
Si no le importa tomaré esa copa otro día.
- Günaydın, eğer müsaade ederseniz önemli bir konferansa geç kaldığımı belirtmek isterim.
- Hola, Sra. Wilberforce. Si me disculpa, llego tarde a una reunión muy importante.
Müsaade ederseniz efendim, ben de prensese katılıyorum.
Si me disculpa, señor, estoy de acuerdo con la princesa.
Müsaade ederseniz, Yoldaş, Amerika'dan gelen değerli misafirimize iki çift laf etmek istiyorum.
Con su permiso, Camarada, ¿ podría hablar con nuestra ilustre huésped de Norteamérica?
Müsaade ederseniz, Bay Ferrante beni eve bırakacaktı.
Si no le importa, el Sr. Ferrante me acompañará.
Müsaade ederseniz.
Discúlpeme.
Müsaade ederseniz bu istasyonda iniyorum.
Si me perdonan, me bajo en esta estación.
Müsaade ederseniz kalsın.
No es necesario.
Şimdi de, müsaade ederseniz, yatacağım.
Ahora, con su permiso, me voy a dormir.
Müsaade ederseniz, bu davaya benzer bir askeri davada Fransız bir savcının yaptığı....... konuşmayı okumak istiyorum.
Si me permiten, algo más relacionado con la base legal de la causa,.. ... tengo el informe del fiscal francés que actuó ante el tribunal militar internacional.
Şimdi müsaade ederseniz, gidip bavullarınızı getireyim.
Si me disculpan, iré a buscar los bolsos.
Şimdi müsaade ederseniz, biraz uyumak istiyorum.
Ahora, usted me perdonará. Debo ponerme al corriente de un pequeño sueño.
Müsaade ederseniz ben yalnız gidebilir miyim Komiserim?
Si me permite, Sr. Comisario, tal vez pudiera ir yo.
Senatör Prentice, eğer biraz daha müsaade ederseniz!
¡ Si me permite un momento!
- Şimdi, eğer müsaade ederseniz.
- Y, ahora, si me disculpa...
Eğer müsaade ederseniz köprü artık kapalı.
Si no le importa, Sr. Munceford, se cierra el puente.
Müsaade ederseniz bu geceki resital için alıştırma yapmalıyım.
Ahora bien, si nos disculpa, señor, Tengo que practicar, una gran de la práctica, antes de que el considerando de esta noche.
Şimdi bana müsaade ederseniz, hazırlanmak için sadece birkaç saatim var.
Ahora, si usted me disculpa, Necesito unas horas para prepararme.
Müsaade ederseniz asansörü hemen çalıştırayım.
Si me permiten, haré subir el elevador.
Biraz müsaade ederseniz, birazdan dönerim.
Discúlpeme un momento.
Şimdi müsaade ederseniz babama telefon edeceğim.
Si me disculpan, voy a llamar a mi padre.
- Müsaade ederseniz, size her şeyi anlatacağım.
Bueno señor, si me lo permite, le eplicaré todo. Adelante.
Kabin amirinin yolcuları denetlemesi bitene kadar kalmama müsaade ederseniz buradan ayrılacağım ve sizi asla bir daha rahatsız etmeyeceğim.
Si me deja estar hasta que el Contador revise a todos los pasajeros... Dejaré su camarote y nunca lo molestaré de nuevo.
Size bazı şeylerden bahsedeceğim. Bana biraz müsaade ederseniz, tamam mı?
Les leeré las cifras y Uds. me dirán, ¿ de acuerdo?
Müsaade ederseniz aslında var, Sayın Yargıç.
En efecto, su señoría, con su permiso.
Hey, ahali... Eğer müsaade ederseniz bende katılacaktım oyuna...
Bien, amigos... si se me ha invitado a uniros...
Müsaade ederseniz arkada bazı işlerim var.
Disculpe, tengo trabajo que hacer en la parte de atrás.
Bana müsaade ederseniz, Kaptan.
Si me disculpa, capitán...
Müsaade ederseniz, o sahneyi izlemeyeceğim.
Me perderé esa escena, si no les importa.
Müsaade ederseniz silahları balistiğe yollayacağız.
Si lo permite, estas armas irán al laboratorio.
- Şimdi, eğer müsaade ederseniz, baylar.
Con permiso, caballeros...
Bana müsaade ederseniz, onunla konuşmam gerekiyor.
Si me permiten, quisiera hablar con ella.
Müsaade ederseniz,
- Kevin O'Flaherty para servirle, señor.