English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ N ] / Ne duruyorsun

Ne duruyorsun translate Spanish

594 parallel translation
Hala ne duruyorsun? Sana diyorum. İn şu arabadan!
Más te vale bajar. ¡ Baja!
Ne duruyorsun orada?
¿ Qué haces? ¡ Deprisa, ven!
- Ne duruyorsun çalsana o zaman.
- Entonces toque bien.
- Ne duruyorsun, git söyle.
- Ve y díselo.
- Ne duruyorsun?
- ¿ Qué te detiene?
Ne duruyorsun, kıl kuyruk, işe koyul.
Vamos, ponte a trabajar.
Ne duruyorsun?
¿ Qué te detiene?
Ne duruyorsun, onu bana fırlat ya da kendine bir çift bacak al.
- ¡ Qué valiente! Pégame, o cómprate unas piernas nuevas.
Sen ne duruyorsun öyle put gibi dünya sarsılırken temelinden?
¿ No te preocupa que la tierra tiemble como si no fuera firme?
Ne duruyorsun?
¿ A qué estás esperando?
Ne duruyorsun öldürsene?
¿ Por qué no le matas?
Ne duruyorsun matador?
¿ Qué estás esperando, torero?
Ne duruyorsun?
¿ Qué estás esperando?
Hadi, ne duruyorsun?
¿ Por qué no lo haces?
Ne duruyorsun?
Obedece, Andy.
Ne duruyorsun geri zekalı gibi?
¿ Por qué estás ahí de pie como un idiota?
Topla haydi ne duruyorsun?
Todo tirado por el suelo. Siempre igual.
Burada ne duruyorsun öyleyse? Komutana söyledim.
Le dije al jefe : "Déjame ir".
Daha ne duruyorsun?
¿ Qué esperas? A las montañas.
Altay, ne duruyorsun? Çıkarsana üstündekileri.
- ¿ Por qué os quedáis parados?
Gelde bir dene, hadi ne duruyorsun?
Vamos, inténtalo. Pruébalo, atrévete.
Haydi, daha ne duruyorsun.Gidip onları getirsene.
No nos quedemos sentados aquí. Vamos a por ellos.
- Ne? Niye dikilip duruyorsun orada?
¿ Qué haces parado allí?
Ne diye suratını asıp duruyorsun?
Que hermana tan cara larga.
Bana bak, ne konuşup duruyorsun?
Oiga, Ud. ¿ Qué esta pasando?
Ne kadar hoş, değil mi? Neden onları rahatsız edip duruyorsun?
¿ Por qué no haces más que molestarlos?
- Hey, sen ne duruyorsun ha?
Eh, dejadlo todo. Katie Howard da una fiesta.
- Ne duruyorsun öpsene onu!
Vamos, dale un beso.
Angie, çeneni kapatır mısın? Dışarıda ne dolanıp duruyorsun?
Cállate. ¿ Qué estás esperando afuera?
Sen ne diye burda duruyorsun?
Qué haces tú ahí?
Sen ne dersen de. Neden pipomu alıp duruyorsun?
Llámalo como quieras. ¿ Por qué siempre coges mi pipa?
Ne diye lafı ona getirip duruyorsun?
¿ Por qué sigues insistiendo en eso?
- Sırtlarından değil. Ne duruyorsun, sana ateş edemezler.
¿ No les va a disparar?
Ne diye bağırıp duruyorsun?
¿ Por qué gritas?
- Ne duruyorsun, gitsene!
¡ Márchate!
Fakat yanlış yerde duruyorsun Allison ile aranda ne olduysa bunlara önemli değil diyorsan senin Sundown'da sonun geldi demektir.
En eso se equivoca, porque pase lo que pase entre usted y Allison, ha terminado en Sundown.
Ne sızlanıp duruyorsun?
¿ De qué te estás quejando?
Sen ne hakla emir verip duruyorsun?
¿ Quién te crees que eres, siempre dando órdenes?
İki gündür sen bana ne yapıp yapmayacağımı söyleyip duruyorsun.
Durante dos días me ha dicho lo que debo o no debo hacer.
Ne duruyorsun?
¿ Y bien?
- Ne bağırıp duruyorsun?
¿ Qué gritas?
Ne diye duruyorsun ki?
Para qué pararse?
Ne bağırıp duruyorsun?
¡ Qué gritos! ¡ Fuera de aquí!
- Ne çalıp duruyorsun zili?
- ¿ Por qué insistes?
Ne bağırıp duruyorsun be!
¡ Deja de gritar!
Hala ne duruyorsun!
¡ Váyase!
Ne zamandan beri, orda duruyorsun?
¿ Cuánto tiempo llevas ahí?
Ne diye bakıp duruyorsun?
¿ Por qué lo miras tan fijamente?
Oku haydi ne duruyorsun.
Lea, se lo suplico.
Haydi, ne duruyorsun!
¡ Por qué no va a por eso!
Geri zekalı, ne diye şu çocuğu korkutup duruyorsun?
Shhhh!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]