Ne varsa translate Spanish
5,421 parallel translation
İnci'nin içinde her ne varsa.
No son ellos. Es lo que hay dentro de esa perla.
Dünyevi ne varsa içinde öldür... cinsel ahlaksızlık, saf olmamak... passion... şeytani istek.
Entierra lo que tienes de terrenal... la inmoralidad sexual, la impureza, la pasión... deseo endiablado.
Acilen, herkesi oradan çıkartman gerekiyor. Ne varsa bırakın.
Tienes que sacar a todos inmediatamente.
Tamam, elinde ne varsa yolla.
Bien, bueno, mándame lo que tengas.
Her genç kızın yapmaya alıştığı gibi, bir kız içimde önemli ne varsa söküp aldı.
La muchacha me destripó, como suelen hacer las muchachas.
Bu adamlara davaya ilişkin ne varsa ver.
Dale a estos hombres todo lo que sea relevante.
Üzerinde ne varsa çıkar.
Sácate lo que llevas puesto.
Bildiği ne varsa yazar, hepimiz hapsi boylarız.
Si ella imprime lo que sabe, todos vamos a prisión.
Evde ne varsa getirdim.
Te traje todo lo que tenía en casa.
Tara Knowles cinayeti hakkında elinizde ne varsa görmek istiyorum.
Voy a querer ver todo lo que tenga sobre el asesinato de Tara Knowles.
Laptopunda her ne varsa kaybetmek istemiyor.
Lo que sea que haya en su laptop, no lo quiere perder.
Pin kodları, fotoğraflar, komik e-postalar, yönetimle ilgili şakalar dünyanın görmesini istemeyeceğiniz ne varsa.
Números Pin, fotos, correos picantes, ocurrencias en gerenciamiento... Caulquier cosa que ustedes no quieren que nadie vea.
Okyanusun kökünü kazıdılar ve ne varsa aldılar.
Los arrastraron por el fondo del océano y se lo llevaron todo.
Hayatında yalnız hissetmene engel olan ne varsa odur.
Es lo que hay en tu vida que evita que te sientas solo.
En erken Jüpiter oluşmaya başladı ve her ne varsa yalayıp yutmaya başladı. Su, donmuş kuyruklu yıldızlar, meteorlar. Ve böylece büyüdü.
júpiter comenzó a formarse desde el principio y comenzó a engullir agua, cometas, meteoros, congelados y crecer.
Elinizde ne varsa bir kopyasını istiyoruz.
Grandioso. Nos gustaría tener copias de todo lo que tengan.
Çünkü oturup konuşmaya başladığımda, Kafamda ne varsa söyleyeceğim.
Porque cuando me siento y empiezo a hablar, estaré fuera de mis malditas ideas.
- Derin kazın, ne varsa kazın!
- ¡ Caven profundo! ¡ Todo a lo largo!
Seçim bitince söz veriyorum size Gon-kun için yapılacak ne varsa yapacağım.
Les prometo hacer todo lo que pueda para ayudar a Gon-kun cuando la elección termine.
- Tamam. Ne varsa.
Está bien.
Ne varsa getir o zaman.
Comeré lo que tengas.
Artık aynı saftayız, Coulson'la ilgili ne varsa ortaya dökelim.
Como estamos de acuerdo, aquí tienes todos nuestros datos sobre Coulson.
Ayakkabı, takı... üzerinizde fazlalık olarak ne varsa çıkartın.
Sin zapatos, sin joyas. Quitaos las prendas que no sean imprescindible.
Zombilerin yakınınıza gelmemeleri için elinizde ne varsa kullanın.
Usad lo que sea para evitar que se os acerquen los zombis.
Senden Voland'ın son saatleriyle ilgili bulabileceğin ne varsa istiyorum.
Te necesito para que averigües todo lo que puedas sobre las horas finales de Voland.
Jess, menüde ne varsa isteyebilirsin.
Jess, puedes pedir lo que quieras del menú.
Aslında, sadece biz ikimiz varız ama yardım etmek için elimizden gelen ne varsa yapacağız.
En realidad solo vinimos nosotros dos Pero haremos todo lo que este a nuestro alcance para ayudar
Conrad'ın katilini bulmaya takmış dava hakkında ne varsa biliyor. Yani çoktandır yakalama oyunu oynadığım anlamına geliyor.
Está determinado a encontrar al asesino de Conrad, y él conoce el caso al derecho y al revés, lo cual significa que ya estoy tratando de ponerme al tanto.
Harrison Wright ve Adnan Salif cinayetleri hakkında sana verdiğim ne varsa hepsini geri almam lazım.
Necesito todo lo que puedas conseguir... sobre los asesinatos de Harrison Wright y Adnan Salif.
Evraklar, olay mahalli fotoğrafları... Ne varsa.
Papeleo, fotos de la escena del crimen... todo.
Ne varsa onu içeceğim.
Tomaré lo que pueda ahora mismo.
Bedeninin şeklini değiştireceksin ve fosfor gibi yanacaksın ya da buz gibi donacaksın. O inceyi kıracak ne varsa artık.
Cambiarás tu cuerpo y arderás como fósforo o te congelarás como hielo cualquier cosa para pasar por esa rendija.
Kamyonda ne varsa, akciğerini yaktığını düşünüyoruz.
Pensamos que lo que sea que había en ese camión quemó sus pulmones.
Elinizde ne varsa erteleyin.
Deja todo lo que tengas.
Tek bildiğim Kubiak'ın o dosyanın içinde ne varsa onu istediği.
Todo lo que se es que Kubiak queria realmente lo que habia en esa carpeta.
- Yanlışım varsa özür dilerim ama hanımefendinin kendi insanları yerine bu barbarları seçmesinin başka ne sebebi olur?
Si estoy equivocado, me disculpo. ¿ Pero que otra razón tendría la dama para elegir a estos bárbaros sobre su propia gente?
Aklında ne sorun varsa hepsine cevap vereceğim.
Contestaré toda pregunta que tengas.
Ne ihtiyacın varsa yapacağım, fakat, Mike, sen onu yapmaktan alıkoymadığın sürece bunu yapmaya devam edecek.
Haré cualquier cosa que necesites, pero, Mike, él no va a superarlo hasta que no consigas que lo supere.
İlişkimizin ne zaman biteceği belli olmaz ama devam ettiği sırada çok küçük de olsa kahvaltı edilmesi gibi bir ihtimal varsa ve sen beni uyandırmazsan bir daha asla penisine dokunmam.
Usted y yo, podría terminar mañana, quién sabe, pero mientras tanto, Si hay siquiera una remota posibilidad de desayuno y usted don y apos ; t me despierte, voy a nunca toqué la polla de nuevo con cualquier parte de mi cuerpo.
Kanda ne kadar glikoz varsa, o kadar çok insulin üretilir.
El más glucosa en la sangre, se libera la más insulina.
Siz ikinizin ne tür problemleri varsa onları tutun.
Sean cual sean los problemas que están teniendo... guárdenselos.
Ve senin Gemma'ya ne kadar ihtiyacın varsa, onun da sana ihtiyacı vardı.
Y después Gemma te necesitaba a ti tanto como tú a ella.
Parmak izlerinin bebek battaniyesinde ne aradığına dair bir açıklaman varsa bize söylemenin tam sırası.
Así que si tienes otra explicación... sobre por qué tus huellas están por toda esta manta, ahora sería el momento para decírnosla.
Ne hastalığı varsa, amma inatçıymış.
Lo que tiene, debe ser bastante tenaz.
Bu yüzden bu hayatta ne kadar vaktim varsa bir saniyesini bile hapiste geçirmeyeceğime yemin ettim.
Así que lo que sea que me quede en esta vida, prometo que no pasaré ni un segundo más en prisión.
Ne kadar varsa.
Todos los que puedas.
Tanrıyı gücendirmeyecek bir şekilde ve bizim için her ne planı varsa. Bir planı var. Buna kesinlikle inanıyorum.
De forma que no ofenda a Dios y sea cual sea su gran plan para nosotros. ¿ De dónde viene esa expresión, de todas maneras?
Yani, ona ait ne kadar anım varsa hepsi tahrip edilmişti.
Así que cada recuerdo que tenía de ella fue vandalizado.
Eğer ilaçların ne için olduğunu bilen biri varsa o kişi Kiran'dır.
Si hay alguien que sabe para qué son las medicinas, es ella.
Ne kadar ödül avcısı, çete üyesi izci kızlar varsa bu adamı bulması için lazım bize.
Quiero a todo el mundo buscando a ese tipo.
Üzerimde ne kadar varsa hepsini vereyim.
Puedo darte lo que tengo conmigo.
varsa 36
varsayalım ki 19
ne var ne yok 320
ne var 4237
ne var ki 145
ne var bunda 130
ne var ki bunda 23
ne var orada 75
ne var burada 20
ne var yani 22
varsayalım ki 19
ne var ne yok 320
ne var 4237
ne var ki 145
ne var bunda 130
ne var ki bunda 23
ne var orada 75
ne var burada 20
ne var yani 22