English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ N ] / Nisan

Nisan translate Spanish

8,715 parallel translation
Lapland Savaşı, 27 Nisan 1945'te, son Alman kuvvetinin Kuzeybatı Finlandiya'dan çekilmesiyle son buldu.
LA GUERRA EN LAPONIA TERMINO CON LA RETIRADA DE LAS ULTIMAS TROPAS ALEMANAS DEL NOROESTE DE FINLANDIA EL 27 / 4 / 1945.
11 Nisan.
El 11 de abril.
Geçen Nisan Chihuahua'da oldu.
Ocurrió en Chihuahua en abril.
9 Nisan 1940 sabahı, Alman kuvvetleri Danimarka'yı işgal etmiştir.
En la madrugada del 9 de abril de 1940, las fuerzas alemanas invaden Dinamarca.
25 Nisan 1915
25 de abril de 1915
9 Nisan'da, MİG uçak fabrikası ve sanayi bölgesi üzerinde uçan sen miydin?
El 9 de abril en el área industrial con el bombardero?
Bu, nisan ayı civarı gibi oldu, koluna benim ismimi dövme yaptırdığında.
Fue como en abril o por ahí cuando te tatuaste mi nombre en el brazo.
- NİSAN 197 4 Hedefimiz sıra dışı insan kabiliyetleri ile ilgili önyargısız ve empirik araştırmalar yürütmekti.
Nuestro objetivo era llevar a cabo investigación empírica seria sobre habilidades humanas excepcionales.
Seninkinden daha iyi olan matematik zekamı kullanıp Santana'yla birlikte kaç dakika geçirdiğimizi hesapladım ve bu devasa kavanoza o kadar mini Mounts koyup nişan hediyesi olarak vereceğim.
He usado mi prodigioso cerebro matemático para averiguar exactamente cuántos minutos hemos pasado Santana y yo juntas, y estoy poniendo las barritas Mounds dentro de este gigantesco frasco para dárselo como regalo de compromiso.
Nereyi istiyorsan nişan al ve vur.
Señala que en lo que quieres disparar y fuego.
Bu yaptığın evlenme teklifi, nişan, nikâh muhabbeti insanın hayatını değiştiren türden bir şey, anlıyorsun ya.
Y dime ¿ esto es para un propósito de aniquilación que haces? ¿ Lo sabes hijo?
Şu anda keskin nişancılar bize nişan alıyor olabilir. - Gerçekten mi? - Evet.
Tienen francotiradores pueden estar ahí ahora.
Dün biri aradı,... bir parti varmış,... Hollywood'da, özel bir nişan töreni.
Tengo esta llamada, uh, ayer sobre esto, uh, este partido, este tipo de participación privada en Hollywood.
Kazana nişan alın!
¡ Apunten a la caldera!
Şans eseri, önde gelen sol siyasetçi ve matematikçi Paul Painlevé'in genç sekreteri ile evlendi. Jaujard böylece ilk şeref nişanını aldı.
Por casualidad, fue como joven secretario... del famoso político de izquierdas y matemático Paul Painlevé... que Jaujard recibió su primera Legión de Honor.
Bir şeref nişanı daha alacaksınız.
Recibirá otra Legión de Honor.
Fransız şeref nişanı bile alacaksınız.
Incluso recibirá la Legión de Honor francesa.
Buradan nişan alacaksın.
Esta es tu vista.
- Tam şişeye nişan al. - Tamam.
- Apunta directo a la botella.
Şişeye nişan al.
Está bien. Apunta a la botella.
Nişan al ve ateş et.
Apunta y dispara. Quédate en el auto.
Bak, nişan almamdan sorunlu olamam.
Mira, yo no soy responsable de mi puntería.
9 Nisan 1940. "
Amalienborg, 9 de abril de 1940. "
8 Nisan 1940.
8 de abril de 1940, Søgård.
Para, nişan, kemer tokası. Ne varsa içine atın.
Dinero, medallas, hebillas de cinturón... todo va aquí.
Efendim İngiliz askerî nişanı için iki kez tavsiye edilen her insan o kadar korkmaz.
Señor, cualquier hombre que haya sido dos veces... recomendado para la Cruz Victoria... tiene miedo de poco.
Bu bir nişan.
Es la insignia.
Yada nişan alma deliği olan bir sipere girersin başka biri senin için nişan alır.
O puedes ir a una trinchera con una mirilla... y un tipo te estará apuntando.
Kahramanlık Nişanı mı?
¿ La Cruz de la Victoria? ¡ No!
Hayır! Askeri Nişan.
La Cruz Militar.
BAKUBA'NIN GÜNEYİ NİSAN 2007
SUR DE BAQUBA ABRIL DE 2007
Yenge, nişan gününüzde ağabeyimin oynadığı turnuvayı hatırlıyor musun?
Cuñada, estoy seguro que recuerdas el torneo.. .. que hermano jugo en el día del compromiso.
Ayıyı nişan almıştım ama onu vurdum.
Pretendía darle al oso, pero le disparé.
Nişan yüzüğünü.
Tu anillo de compromiso.
Aynen, o zamanlar da da Rio da benimle hiç buluşmamıştı, sonra eski eşinin nişan yüzüğünü, bana verdiği zamanı hatırlamıyor muyum?
Como, esa vez que nunca se encontró conmigo en Rio, y, ¿ recuerdas esa vez que me dió el anillo de compromiso de su ex-esposa?
- Hadi yürü, gidelim. Bunu kullanman gerekirse vücudun tam ortasına nişan al.
Si tienes que usar esto, apunta al centro del cuerpo.
DİNOZOR ARIYORUZ Paleontoloji Geleceği Tasarlar... yüz trilyon ton olarak omzunun üstünden bakarak, tehlikeli kuyruğuyla daha iyi nişan almak için başını geri çevirir.
... igual a cien billones de toneladas de TNT. Gira la cabeza para mirar sobre el hombro para dirigir mejor el golpe de su peligrosa cola.
İyi nişan alın, emrimi bekleyin ve bütün gücünüzle ateş edin.
Ténganla en la mira, esperen mi orden y disparen.
Aldığımız takım elbise de nişan partimiz içindi.
Y el traje era... para nuestra fiesta de compromiso.
Nişan yemeği için?
DE COMPROMISO CON COMIDA CASERA?
Aslında Caryn'e yemek konusunda yardım ediyordum, nişan partisi için, ki bu aslında, süpriz olmalıydı, Howard!
De hecho estaba ayudando a Caryn a cocinar para la fiesta de compromiso, la cual se suponía que era una sorpresa, ¡ Howard!
Nişan partimi mahvediyorsun.
Estás echando a perder mi fiesta de compromiso.
Bu benim nişan partim.
Oye, es mi fiesta de compromiso.
Um, fakat biraz aklım karışık nişan yüzükleri bunlar mı?
Pero estoy confuso. ¿ Son anillos de compromiso?
Annemin nişan yüzüğünü.
El anillo de compromiso de mamá.
Nişan hediyeleriyle dolu dolap. Onlardan istediğin bir şey varsa haber ver tabii bozduğum, sonradan tekrar satın aldığım... -... tost makinesi dışında.
También tengo un armario lleno de regalos de compromiso, así que hazme saber si quieres algo, aparte de la prensa de paninis que ya he usado y roto, y recomprado.
- Major'dan nişan meyve sıkacağını... -... istediğine inanamıyorum.
No me puedo creer que le hayas pedido a Major nuestro exprimidor de compromiso.
Bu, nişan yüzüğümüz.
Este es nuestro anillo de compromiso.
Ayı avının üzerine eğilmişti ve bir anda nişan aldığımda paramparça edilen şeyin bir fok olmadığını görebildim. Bir adamdı.
El oso estaba inclinado sobre su presa, y en una décima de segundo me di cuenta de que lo que estaba despedazando no era una foca, era un hombre.
Bunu kullanman gerekirse vücudun tam ortasına nişan al.
Si tienes que usar esto, apunta al centro del cuerpo.
Gövdenin ortasına nişan al.
Apunta al centro del cuerpo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]