Nişanlı translate Spanish
8,844 parallel translation
Bu olduğunda nişanlımın ne kadar korktuğunu hatırlıyorum.
Recuerdo lo aterrador que fue para mi prometida cuando eso pasó.
Birlikte bu sorunu çözebiliriz ve sen de nişanlına kavuşabilirsin.
Juntos tal vez podamos terminar este problema y reunirte con tu prometida.
- Nişanlın o, değil mi?
Es tu prometida, ¿ no es así?
Sanırım bu, Amy nişanlısının kanser olduğunu öğrendiğinde olmuş.
Creo que Amy enterándose que su prometido tenía cáncer, califica.
Ben sevdiğim adamla nişanlıydım.
Estuve prometida a un hombre que quería.
- Eskiden o Petra ile nişanlıydı.
- Estuvo prometido con Petra una vez.
Yalnız, bu lafları teğmenim mi, yoksa nişanlım mı söylüyor?
¿ Pero, es mi teniente, o mi prometido hablando?
Tatlı nişanlını da getirmişsin. Joan nasılsın?
Veo que has traído a tu encantadora prometida. ¿ Joan?
Nişanlım.
Mi prometido.
Eski nişanlım.
O ex... mi ex-prometido.
Bir evlenemediğim nişanlım bir de çocukmuşum gibi davranan akıI hocam var.
tengo un novio con el que no puedo casarme... y un mentor que me trata como a un niño.
Nişanlın olarak, çok memnum olurum.
Como tu prometido, te lo agradecería.
Evet, bir süreliğine nişanlıydılar.
Sí, estuvieron comprometidos durante un tiempo.
Ailem- - Ailem bizi nişanlı sanıyor.
- Verás... mis padres... mis... mis padres creen que estamos prometidos.
Nişanlı olmadığımızı anlayacaklar.
Van a ver que es todo mentira.
Nişanlının ailesi 40 yılda 1 şehre geldiğinde onları eken nişanlı olamam.
No puedo ser la clase de prometido que desaparece... la única vez que tus padres están en la ciudad.
Biz nişanlıyız.
Estamos prometidos.
- Biz nişanlı değiliz.
No estamos prometidos.
Lanie seninle sahte nişanlı olmak bana bizim birlikte ne kadar da harika olduğumuzu anlamamı sağladı.
Lanie... fingir estar comprometido contigo... me ha hecho darme cuenta de que juntos estamos genial.
Bolin Nişanlımla birlikte, çok önemli bir şey üzerinde çalışıyor ama seni temin ederim ki planlarım konusunda hemfikiriz.
Bolin está con mi prometido, trabajando en algo muy importante, pero te aseguro que está de acuerdo con mis planes.
Topçu çavuşu nişanlım Mike Johnson ve oğluyla kalıyorum.
Vivo con mi prometido. El sargento de artillería Mike Johnson y su hijo.
- Nişanlınız şimdi nerede?
¿ Dónde está su prometido ahora?
Nişanlımı tanıyorsa, orada oturmadığını da bilir.
Si conocía a mi prometido, sabe que no vive allí.
Nişanlınız içindi.
Iba destinada a su prometido.
Düğümü 30 sene erteleyen nişanlım yoktu!
¡ Ninguna prometida que retrasa mi boda durante 30 años!
Onun nişanlısıyım.
Soy su prometida.
Nişanlılık genelde bu anlama gelir.
Normalmente es eso lo que significa prometida.
- Bize nişanlısından bahsedebilir misiniz?
¿ Puede hablarnos de la prometida? Por supuesto.
- Peki nişanlısının hikayesi ne?
¿ Qué pasa con la prometida? ¿ Cuál es su historia?
- Nişanlınızın akrabalarının yerini tespit etme konusunda biraz sıkıntı yaşıyoruz.
Estamos teniendo problemas... localizando al familiar más cercano de su prometido.
Nişanlınla ilgili sana söylememiz gereken bir şey var.
Debemos decirle algo sobre su prometido.
- Emily, işte nişanlın Dwight Dziak.
Emily, conoce a tu prometido, Dwight Dziak.
Kızınızın nişanlısını en son ne zaman gördünüz?
¿ Cuándo fue la última vez que vio al novio de su hija?
- Sahtekarın nişanlısı.
La novia del impostor.
Baban nişanlına golf sopasıyla vurduktan sonra Peter'ı aradı.
Su padre llamó a Peter... luego que golpeó a su novio con un palo de golf.
Seni hazırlamaları saatler sürer, gelecekteki nişanlınla ben görüşeceğim.
Este trabajo de arreglo llevará horas, así que iré a conocer a tu futuro prometido, y al conde, yo sola.
Nişanlısıyla yattım o yüzden.
Porque me acosté con su prometido.
- Aday değildi. Nişanlı olarak diyorum.
Quiero decir novio a novia.
- Nişanlınla birlikte çalışmayı kabul eden sendin.
Tú eres la que escogió esto... - trabajar para tu novio.
- Benim mi? - Eski sevgilime nişanlımdan yakınmak için geri dönen ben değildim.
- Yo no soy el que se arrastra otra vez ahacia mi viejo amor para quejarme sobre mi futuro esposo.
Hem teğmen hem de nişanlın olmaya çalışıyorum ama senin ikisine de saygın yok.
Estoy tratando de ser un teniente y tu prometido, y no puedes respetar a ninguno.
Çocuklar, biz sadece... Sarhoştun ve davet edilmediğin halde, benim nişan törenime geldin ve nişanlıma yumruk savurmaya başladın, ve onun babasını yere serdin.
- Tú te apareciste borracho... y sin invitación a mi fiesta de compromiso... y empezaste a tirarle trompadas a mi novio... y terminaste noqueando a su padre.
Orada çılgın suçlamalar patlatamazsın, ne olursa olsun Telemon bir prens ve Ariadne'nin de nişanlısı.
Sea lo que sea, Telemon es un príncipe. - Y el prometido de Ariadne. - ¿ Confías en él?
Nişanlıma bu geceyi beraber geçireceğimize dair söz vermiştim. Ama sonra bu uçuşu çağırıldım.
Le prometí a mi novia que pasaríamos la noche juntos y luego fui llamado para este vuelo.
En şanlı bayramı nişanlısı ile birlikte geçiriyor.
El está pasando la más gloriosa de las fiestas con su prometida.
-... evlilik hazırlığı yapan bir nişanlıydım.
Estaba comprometido para casarme. ¿ Qué sucedió?
Nişanlım, Kontes Ebba Sparre.
Mi prometida, la Condesa Ebba Sparre.
Nişanlın?
¿ Tu prometido?
Nişanlım arıyor da.
Me llama mi prometida.
Artık nişanlı değilim.
Resulta que ya no estoy comprometido.
Çünkü artık nişanlınım.
Porque ahora soy su prometido.