Nâzik translate Spanish
28 parallel translation
- Bu sebebini açıklıyor. - Nâzik teklifini kabul ediyorum.
- Acepto su generosa oferta.
- Nâzik olacak mısın? - Evet.
¿ te vas a portar bien?
Daha nâzik.
Hazlo bien.
Burada yiyip içebiliriz, ancak onlara karşı nâzik olmak zorundayız.
Podemos beber y comer aquí, pero tenemos que ser buenos con ellos.
Canlılar çok nâzik ve ben yeni yeşil cennetimi buldum.
Las criaturas son buenas, así que he hallado mi nuevo cielo verde.
Ne kadar azimli ve nâzik bir erkeksin.
Qué generoso y compasivo hombre eres.
Çok nâzik olacağım.
Seré especialmente cortés.
Nâzik olmayın.
Bueno, déjense de cordialidades.
Çok nâzik olacağım.
Voy a ser excepcionalmente educada.
Bay Curtis'e nâzik olun.
Disfruten su recorrido y sean buenos con el Sr. Curtis.
- Nâzik ol!
¡ Ten cuidado!
Biraz nâzik davranamaz mısın?
¿ Puedes ser mas delicada?
Bana karşı nâzik ol.
Sé gentil conmigo.
Buradasın, çünkü Jack Doyle sana nâzik davranmamızı istedi.
Jack Doyle nos pidió que los invitáramos.
Bu benim yakın arkadaşım, bu yüzden ona karşı nâzik olsan iyi olur.
Esta es una gran amiga mia, será mejor que seas buena con ella. Jamie.
Joshua, ayakkabılarını çıkararak dışarıdan evime pislik sokmadığın için ne kadar nâzik ve sağ duyulu olduğunu söylemek isterim.
Joshua, quiero agradecerte por tener la cortesía de sacarte los zapatos y no traer la mugre del mundo externo.
Nâzik olmaya çalışıyorum.
Estoy tratando de ser amable.
Derinler de o hâlâ kibar ve nâzik biri sizin sorunlarınız dinleyen ya da size bir hamburger ısmarlayan biri!
En lo profundo él es amable, tierno alguien con quien te puedes desahogar o comer una hamburguesa.
Seni hayal kırıklığıma uğrattığım şeyler olduğunu biliyorum ama ben senin tek oğlunum ve bana biraz daha nâzik ve anlayışlı davransan çok mutlu olurdum.
Sé que a veces he sido una decepción para ti, pero soy tu único hijo, y si me trataras con un poco de bondad y consideración, eso me haría muy feliz.
Sadece ona karşı nâzik davranıyor.
Solo está siendo educado con ella.
Evet, evet, çok nâzik davrandı.
Sí, sí, está siendo muy amable.
Sadece ona karşı nâzik davranıyor.
Solo es amable con ella.
Bana karşı çok nâzik davrandı ama onu asla sevemem bunu ona da söyledim.
Ha sido muy amable conmigo, pero nunca podría amarle, - y así se lo he dicho.
Ona daha nâzik davranmalıyım.
Debería tratarla más amablemente.
Bana çok nâzik davrandın.
Has sido muy amable conmigo.
Kimse senin kadar nâzik değil.
Nadie es tan amable como tú.
Biliyor musun bir seferinde bana ormanda tanıştığı yaşlı bir adamı anlatmaya çalışmıştı Natasha'ya çok nâzik davranmış.
En una ocasión, estaba intentando contarme algo sobre un anciano que se encontró en el bosque, el cual fue muy amable con ella.