Nazik mi translate Spanish
585 parallel translation
Nazik mi?
¿ Es amable? ¿ Tiene encanto?
Nazik mi?
¿ Amable?
Sizin gibi nazik ve erdemli bir bilgin mi beni çağırdı?
¿ Por qué un erudito como usted me llamó aquí?
Bay Verloc Stevie'ye karşı çok nazik.
Él es muy amable con mi hermano Stevie.
Eğer benim bu kabalığımı affedip elimi sıkarsanız benim hiçbir zaman olamayacağım kadar nazik olduğunuzu göstermiş olacaksınız.
Si tuviera la amabilidad de perdonar mi imprudencia y darme la mano... Entonces me demostraría que sus modales son mucho mejores que los míos.
Şu ana kadar sana nazik davrandım değil mi?
Hasta ahora fui amable, ¿ no?
İnsanların nazik olmak istemesi ne korkunç, değil mi?
¿ No es horroroso, cuando la gente quiere ser amable?
Kuzgun saçlı, sarışın Isolde'm. Benim tatlı, nazik Iphigenia'm.
Mi rubia Yseult de cabellos negros, mi dulce Ifigenia.
Tabii, elbette Bay Holmes'un nazik yardımları sayesinde.
- Claro, con la ayuda de mi amigo Sherlock Holmes.
Hiç mi nazik insan kalmadı?
¿ Es tan raro un poco de bondad?
Bu sabah yeğenime karşı çok nazik olan genç adam sizsiniz demek.
- Bien, gracias. Usted es el joven que fue tan amable con mi sobrina esta mañana.
Benim nazik vârisim, aradığım sizsiniz.
Mi gentil Delfín es a vos a quien busco.
Bayan Smiley nazik davetinize teşekkür etti ama stresli olduğundan katılamayacağını bildirdi.
Mi esposa lamenta mucho no haber podido venir.
Ne kadar nazik bir bey değil mi tatlım? Otur.
Es usted muy amable. ¿ Has visto lo amable que es el señor?
Büyüdüğümde anneme karşı nazik olmak istemiştim.
Quería ser buena con mi madre cuando fuese mayor.
- İlla nazik olacaksın, değil mi Sarah?
- Y tú siempre eres amable, ¿ no, Sarah?
Çünkü, siz nazik insanların önünde 10. kez de olsa güzel Bayan Dickenson'dan karım olmasını istiyorum.
Porque en frente de todos uds buena gente... y por la decima vez... Le estoy pidiendo a la amorosa Srta Dickinson que sea mi novia.
Oğlum sana sadece nazik tarafını göstermiş olabilir.
Mi hijo puede haberte mostrado solo su lado amable.
Arkadaşlarınız çok nazik... özellikle kızımı taşıyan arkadaşınız.
Sus amigos son muy serviciales, sobre todo el que trajo a mi hija.
Senin ve Herbert'ın beni düşünmeniz çok nazik bir davranış ama biliyorsun Frances ayrıldığından beri, sadece aşçı Bella kaldı ve geçen yıl geçirdiğim rahatsızlıktan bu yana ben de yardıma muhtacım.
Fue muy amable de su parte y de la de Herbert pensar en mí... pero sabe que cuando Frances se marche, sólo estaremos Bella, la cocinera... y yo, imposibilitada desde mi enfermedad del año pasado.
Bak, nazik olmanın kimseye zararı yok, değil mi?
No cuesta nada ser amable, ¿ sabes?
Tanıdığım en nazik biriydi, babamdan sonra.
Era el hombre más amable que he conocido después de mi padre.
Teşekkürler Jody, sağlığıma olan nazik ilginden dolayı.
Gracias, Jody, por interesarte amablemente por mi salud.
- Nazik değil mi? - Sanki bir yabancıyla konuşuyorsun.
Suenas como si fuera un extraño.
Yani bizim iyi, ayık, güvenilir... nazik, altın kalpli, herkesin dostu Barney gibi mi demek istediniz?
¿ Quiere decir que era el bueno de Barney, el sobrio, responsable, discreto, basto pero buen tipo, el amigo Barney?
Bu Dobie'nin nazik tarafı, değil mi?
Ese Dobie... tiene tendencia a ser amable, ¿ verdad?
Biliyorsun, sanırım pek nazik değilim.
Sabes, creo que todo esto no es muy bueno de mi parte.
Ancak benim evimde ve ben varken ve sen olduğun sürece karınla nazik konuşacaksın.
Pero aún sigues en mi casa y en mi presencia, y como siempre como eres, hablarás con tu esposa.
Nazik olacaksın, değil mi?
Ha olvidado quitarse un velo, ¿ verdad?
Nazik dilin menfur suratının içinde kalsın.
Cuida tus modales y quita tu cara desabrida de mi vista.
Nazik Bey efendiciğim, sonunda Sophie'yi mahvedecek bir aşkın çöpçatanlığını yapacak kadar kalpsiz mi zannediyorsunuz beni?
¿ Eso cree, buen señor? No hay nada más considerado que yo pueda hacer por mi prima que ayudarla a llevar adelante la cuestión entre ustedes dos ¿ lo que la llevará a la ruina?
İkimiz de konumumun içinde bulunduğu nazik durumun farkındayız.
Ambos conocemos lo delicado de mi posición.
Sevdiceğim tatlı ve nazik karım.
Mi... amante... dulce... y gentil... esposa.
"Aşkımın kanatları var Nazik ve tüylü kanatlar " Gittikçe inceliyor Zarif kıvrımları "
"Mi amor tiene alas, finas alas emplumadas que se curvan con gracia y en la punta se afilan".
"... nazik dalları memnun eder onu...
"... gentil ramo ove piacque, con sospir mi rimembra...
Nazik eşim parayı sarhoş olmak için harcıyordu ya neyse!
Aunque el bellaco de mi marido se las gastaba para emborracharse!
Nazik bir insan hapse konabilir mi?
¿ Puede una persona ser encerrada en la cárcel?
Nazik etki alanımın dışına çıkarsanız gezegendeki atmosfer bu şekilde oluyor.
Eso es un ejemplo de la atmósfera del planeta sin mi influencia benigna.
Nazik etki alanımın dışına çıkarsanız gezegendeki atmosfer bu şekilde oluyor.
Ésa es una muestra de la atmósfera de este planeta sin mi generosa influencia.
Öyleyse bu nazik teklifinizi kabul etmek gerekirir değil mi?
¿ Puedo aprovecharme de vuestra amabilidad?
Waldo, bu konuda elimden geldiğince nazik olmaya çalışıyorum ama sana aynı belirgin gidişatta olanın sen olduğunu söylemek zorundayım.
Waldo, te aseguro que no es mi intención ofenderte. Pero debo decirtelo : Eres tú y sólo tú el que muestra una absurda debilidad.
Duvara karşı dayak yemekten kıtı kıtına basın kartımı nazik bir şekilde bir polise göstererek kurtuldum.
Sólo pude evitar acabar aplastado contra el muro por un pelo por mostrar mi pase de prensa a un amable policía.
Davayı bırakacağını söylerken, nazik olacaksın, değil mi?
Serás delicado al decirle que abandonas el caso?
- Çoğundan daha nazik olsa bile mi? - Evet.
- ¿ Aunque era más simpático de lo usual?
Sosyal açıdan onu tanımıyoruz, elbette. Ama sanırım ona karşı nazik olmalıyız, değil mi?
No le conocemos socialmente, pero es mejor no ser groseros con él.
O gördüğüm en nazik ve en iyi kalpli erkek olmalı.
Es el mejor hombre que he visto en mi vida.
Bu durum benim üstün sağduyuma ters düşmekte. Fakat, bu konudaki isteğini, o kadar kati ve nazik bir dille anlattı ki hayır diyemedim.
Accedo a esto en contra de mi opinión pero ella ha expresado este deseo con tanta gracia y firmeza que no he podido negárselo.
Benim nazik karım... seni affediyor.
Mi gentil esposa... te perdona.
Yoksa yüzünde nazik bir tebessüm ve terbiyeli tavırlarıyla oturup açlıktan ve soğuktan ölmemizi mi seyredecek?
¿ o se sentará ahí con sus buenos modales y su sonrisa educada mientras morimos de hambre, y los ancianos, de frío?
Dikkatli ve nazik bir şekilde, olabildiğince kolay ve hızlı davranarak, rotamdan çıktım ve kurtulmasını sağladım.
Tuve mucho cuidado en soltarle haciendo una maniobra con mi aparato.
Oh. Dr Murcheson'ın bölümündeki şu nazik genç adam değil mi?
¿ No es ese jovencito agradable del departamento del Dr. Murcheson?