English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ O ] / Ogreneceksin

Ogreneceksin translate Spanish

1,836 parallel translation
Kapıyı açarsan öğreneceksin.
Abre la puerta y lo sabrás.
Ve burada işlerin nasıl yürüdüğünü öğreneceksin.
Y tú mejor trata de ver cómo cuesta trabajar aquí.
Er ya da geç gerçekleri öğreneceksin.
Lo descubrirás tarde o temprano.
Hayatın boyunca öğrenemediğin şeyi, bir günde öğreneceksin!
¡ Lo que no has aprendido en toda tu vida, tienes que aprenderlo en un día!
Eminim kendini öptürsen, ne kadar memnun kalacağını öğreneceksin.
Estoy seguro de que si te dejases besar sería placentero
Bir erkek gibi yürümeyi ne zaman öğreneceksin?
¿ Cuándo caminarás como un hombre?
Korkmayı öğreneceksin, dedi.
Aprenderás a tener miedo.
İlk sen öğreneceksin.
Será el primero en saberlo.
Sende öğreneceksin
Ya te acostumbrarás.
Öğreneceksin. Seni neyin engellediğini bulmamız gerek.
Tenemos que descubrir qué es lo que sostiene tu espalda.
... Çok anlayışlı bir adam olabileceğimi öğreneceksin.
Comprobarás que puedo ser un hombre muy comprensivo.
Benim kraliçem olunca, bunu sevmeyi öğreneceksin.
Aprenderas a amarlo cuando seas mi reina
Lanet hakkında başka şeyler de öğreneceksin.
Sabrás más acerca de la Maldición.
Yakında öğreneceksin, kelebek.
Pronto aprenderás, mariposa.
İlk seferinden sonra bundan hoşlanmayı öğreneceksin.
La primera vez es así mismo, después uno gusta.
Anı yaşamayı ne zaman öğreneceksin? - Sen delisin.
Grace, ¿ cuando vas a aprender a vivir el momento?
Gibbs'le yeterince vakit geçirince öğreneceksin.
Pase tiempo suficiente con Gibbs y aprenderá.
Koca havuzun suyunu yutsan da yüzmeyi öğreneceksin evladım.
Asi vas a aprender, tragate toda el agua pero asi aprenderas.
İşte böyle öğreneceksin.
Asi es como aprenderas.
Ama bunu öğreneceksin, değil mi?
Pero lo vas a averiguar, ¿ no?
Evet, öyle ve çok zeki, ondan çok şey öğreneceksin.
Sí lo es, y muy listo, aprenderás mucho de él.
Yakında öğreneceksin, Brian.
Lo sabrás a su tiempo, Brian.
Eh, eninde sonunda öğreneceksin.
Bien, lo descubrirás tarde o temprano.
Tanrım, şaka yapıyorum! Hayır ama gerçekten benimle buluştuktan 5 dakika sonra her şeyi zaten öğreneceksin.
Es una broma. ¿ Acaso necesitas más de cinco minutos para conocerme?
Yazın sonuna kadar bir sürü rif öğreneceksin.
Aprenderás mucho en poco tiempo.
Bunu kesin olarak sadece sen öğreneceksin tatlım.
Solo tú, mi querida, puedes estar segura.
Seni salak, ne zaman saygı göstermeyi öğreneceksin?
Retrasado de mierda, ¿ cuándo te harás respetar?
Onu buraya çağıracaksın, ve tam olarak neler bilip bilmediğini öğreneceksin.
Vas a pedirle que venga aquí y entonces vas a descubrir exactamente lo que sabe y lo que no sabe.
Sen de er geç yürümeyi öğreneceksin. Ne? Ne?
Y, sí, eventualmente aprenderás a caminar de nuevo.
Ne öğrenmeni istiyorlarsa onu öğreneceksin ve nereye gitmeni istiyorlarsa oraya gideceksin çünkü ya onlar ya da ben olacak ve bu ben olmayacağım.
Aprenderás lo que diablos quieran que aprendas, e irás donde carajo quieran que vayas, porque serán o ellos o yo, y no voy a ser yo.
Sen Teddy'le kal, çok öğreneceksin.
Si andas con Teddy, aprenderás mucho.
- Çabucak öğreneceksin.
- Aprende rápido.
Her şeyi öğreneceksin, Tom, benim ağzımdan.
Tienes que saber de esto, Tom, de mi parte.
Ama öğreneceksin.
Pero aprenderás. ¿ Y de quién?
Zamanı gelince öğreneceksin.
Cuando llegue el momento.
On saniye içinde öğreneceksin.
Lo sabrás en diez segundos.
- Yakında öğreneceksin.
- Pronto lo sabrás.
Öğreneceksin!
¡ Eso te enseñará!
Ne zaman yeni bir kız gelse kaşığı her zaman fincanın üzerine koyarım. Fakat sen bunu çok erken öğreneceksin değil mi, tatlım?
Cada vez que hay una chica nueva, yo pongo mi cuchara cruzada sobre la taza, pero tú aprenderás pronto,
Senin de kendi çocuğun olduğu zaman, bu işi öğreneceksin.
Te acostumbrarás cuando tengas el tuyo.
Öğreneceksin. Öğreneceksin.
Si que me entiendes.
- Çok isterdik ama çocuğum hasta. Yakında bunun ne demek olduğunu öğreneceksin.
Nos encantaría, pero- -... mi hijo está enfermo.
- Tabii sen öğreneceksin ama...
¿ Ni yo? No, por supuesto que usted sí, pero...
Bence bunu öğreneceksin.
Creo que empezará a gustarte.
Birazdan öğreneceksin.
Estás a punto de descubrirlo.
Şimdi öğreneceksin.
Ahora vas a tener que aprender.
- Biraz sonra öğreneceksin.
Lo descubrirá pronto.
Adam Kenneth Handleman, ne zaman öğreneceksin?
Adam Keneth Hendleman, cuando aprenderas.
Belki tam olarak nerede olduğunu çözebileceksin olaydaki rolünü öğreneceksin.
Entonces tal vez puedas descubrir donde estabas exactamente, y que rol tuviste.
Ama bir gün seni kolladığımı öğreneceksin.
Pero algún día te darás cuenta de que estuve tratando de protejerte.
Onu daha iyi tanıyıp geçmişiyle ilgili bir şey olup olmadığını öğreneceksin.
Que lo conozcas mejor y ver si puedes conseguir algo de su pasado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]