English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ O ] / Olmus

Olmus translate Spanish

59,551 parallel translation
Kötü olmus.
Eso está jodido.
Ne olmuş ona?
¿ Qué tiene?
Ameliyat olmuş ünlüler hakkında hiç bilmediğin 10 şeyi seç.
Escoge 10 cosas que no sabías sobre celebridades operadas.
Harika olmuş balım.
Es hermoso, cariño.
Ne olmuş ona?
¿ Qué hay de él?
Ne olmuş?
Entonces, ¿ qué?
İyi olmuş. Hava durumuna baktım, tüm hafta yağmur yokmuş.
He echado una ojeada al tiempo y no caerá una gota de lluvia en toda la semana.
Bu biraz kasvetli olmuş.
Es medio deprimente.
Evet ya, karısı perişan olmuş durumda.
Bueno, su esposa está desconsolada.
Bu gerçekten iyi olmuş.
Esto es muy bueno.
Bak, bir tanesi olmuş.
Mira, hay uno maduro.
- Ne olmuş?
- ¿ Sí?
- Ne olmuş bana?
- ¿ Qué hay de mí?
Yazık olmuş.
Es una pena, hombre.
Nefis olmuş.
Está delicioso.
Hasta olmuş olabilir.
Tal vez está por enfermarse de algo.
Grip bile olmuş olsa Dr. Weller'ın yapabileceği bir şey yok.
Y aunque tuviera gripe, no hay nada que el Dr. Weller pueda hacer por él.
Sana ne olmuş be böyle?
¿ Qué te ha pasado?
Bu çok yanlış Bee. Bir şey olmuş, o Optimus falan değil.
Algo está mal Bee, algo está pasando, no es Optimus.
Ama şu anda, dünyalarımız da bir olmuş durumda.
Pero ahora nuestro mundo se funde en uno.
Bu arada harika olmuş bu.
Esto es genial, por cierto.
Bir kazadır olmuş işte.
Fue un accidente.
Bir hata olmuş olmalı.
Debe haber sido un error. Mira...
Çok koyu olmuş değil mi?
Nos oscurecimos demasiado, ¿ verdad?
Hayatının son yılında James Moriarty dört siyasi suikaste 70 çeşitli soyguna ve Kuzey Kore'de bir kimyasal silah fabrikası da dahil olan terörist saldırılara dahil olmuş ve sonrasında hala kayıp olan Borgia Ailesi'nin Siyah İncisi'ni bulmakla ilgilenmişti.
En el último año de su vida, James Moriarty estuvo envuelto en cuatro muertes políticas, más de setenta robos variados y ataques terroristas, Incluida una fábrica de armas químicas en Corea del Norte, y más tarde mostro algún interés en rastrear la Perla Negra de los Borgias, la cual sigue perdida, por cierto, en caso de que sientas que quieres hacer algo práctico.
- Ne olmuş?
- ¿ Y?
Gerçekten burada ne olmuş böyle?
Entonces, ¿ qué solía estar aquí, de todos modos?
Bu ölü kuşlara da ne olmuş?
¿ Qué sucede con estas aves muertas?
Ne olmuş?
¿ Qué sucede?
- Bu sabah olmuş.
Esta mañana.
- Evet. - O zaman tam tamına 65 milyon yıl olmuş.
Entonces, 65 millones de años.
Aynen, artık çöp olmuş.
Exactamente, es basura.
Sonra bir gün çok acayip bir şey olmuş.
Y luego, un día, pasó algo sorprendente.
Seni bulacağımı biliyor olmuş olmalısın.
Sabías que te iba a encontrar.
Kamuya mal olmuş biri hakkında hayali paranoya.
Trastorno delirante sobre un personaje público.
Bir tür kışkırtma olmuş olmalı, birden bire yapmamıştır.
Bueno, debía haber algún preámbulo, no lo hizo sin más.
Sherlock, bu ne kadar zor olmuş olsa da... Eurus, ben kazandım.
- Por mucho que te haya costado...
Dikkat dikkat. - Bir ihlal olmuş. - Nerede?
Ha habido una violación aquí.
Ee n'olmuş?
¿ Y qué?
Bir tane daha aşırı doz vakası olmuş.
Otra aparente sobre dosis...
Oraya ulaştığında zaten önceden orada olmuş olacaksın.
Cuándo llegue ahí... ya va a... estar ahí ya.
Kötü olmuş.
DEPARTAMENTO DEL ALGUACIL DE TWIN PEAKS Qué difícil.
İfşa olmuş kıvranıyor, sızlanıyor pis kurtçuklar gibi karınlarının üzerinde sürünüp o yanıp tutuştukları karanlığın gölgesine saklanmak için delicesine yarışıyorlar.
Expuestos, retrayéndose, contrayéndose arrastrándose sobre sus estómagos como si fueran larvas frenéticamente, corriendo al asilo de la oscuridad que tanto ansían.
Yakın zamanda ölmüş olsaydı Binbaşı Briggs 70'lerinde olmuş olurdu.
Si murió recientemente, el mayor Briggs debe tener más de 70 años.
Ne zaman böyle bir şey olmuş ki?
¿ Ha ocurrido alguna vez?
E-postalarda bir sorun olmuş olmalı.
Habrá pasado algo con el email. A veces no llegan.
Bir maymunla köpek arkadaş olmuş.
Un mono y un perro tan amigos.
Ne olmuş?
¿ Qué?
Büyük bir cenaze olmuş.
Tuvo un gran funeral.
Uzaklaştırma kararı hoş bir detay olmuş.
La orden de restricción es un lindo gesto.
- Yanlış anlaşılma olmuş.
- Fue un malentendido.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]