Olmuştur translate Spanish
7,682 parallel translation
Tabii ki senin için zor olmuştur.
¿ Cómo no podría haber sido difícil?
Her zaman çok savurgan olmuştur. Ev, arabalar, krediler... Geri kalanı da...
Desde que era pequeño es así, aires de grandeza, la casa, los coches y los créditos que son necesarios.
Paranın tura gelmesi gözlem anında belli olmuş gibi görünmesine rağmen aslında akıbeti çok daha önceden belli olmuştur.
Decía que aunque pareciese que la moneda estuviese decidiendo al momento de la observación ser digamos cara, de hecho esa decisión se había tomado hace tiempo ya.
Evrenin doğuşu çekimsel dalgalar yarattıysa bu en eski ışığı bükmüştür... ve belli bir doğrultuda kutuplaşmasına ya da kıvrılmasına neden olmuştur.
Si el nacimiento del universo produjo ondas gra vitatorias... ... habrían deformado esa luz primigenia... y la habrían polarizado o la habrían rizado en una dirección concreta.
Kesin bir ilişkisi olmuştur.
- Estoy segura de que tuvo un amorío.
İnanca karşı şüpheleri olmasına rağmen, Vatikan'da Papa ile birlikte gömülen üç kadından biri olmuştur.
A pesar de sus eternas dudas en materia de fe, Cristina es una de las tres mujeres enterradas junto con los papas en el Vaticano.
- Evet, şarkıcılara hep zaafım olmuştur.
Sí, siempre me atrajeron los músicos.
Güzel. Çünkü benim de hep şeylere zaafım olmuştur... Güzel kızlara.
Bueno, bien porque siempre me atrajeron las chicas bonitas.
O zamandan beri, Benim testisleri olmuştur başka bir şey daha daha dekoratif.
Desde entonces, mis testículos han sido más decorativo que otra cosa
kanca-up çoğu Ben yetişkin hayatımda yaşadım o kadınlarla olmuştur Bu baba sorunlar vardı.
La mayoría de las transmisiones en circuito que he tenido en mi vida adulta han estado con mujeres que tenían problemas paternales
Ve burada bir şey. Ben, Pepe, bilirsin, çocuklar demek... Onlar şeyleri görmek ve, günün sonunda, onlar etrafında olmuştur kim olduğunu biliyorum...
Y aquí está la cosa Es decir, Pepe, ya sabes, los niños ven a través de las cosas y, al final del día, saben que ha estado alrededor las bolas santas!
Ve Kral fark gerekiyor onun kalede bir konuk var ve o daha iyi zihin onun P ve Q Adım Kral çünkü Buraya o kadar olmuştur Kralın saçmalığı!
Y el rey tiene que darse cuenta él es un invitado en su castillo y él mejor la mente de su P y Q de porque el Rey Paso ha tenido hasta aquí con chorradas del Rey!
Şimdi 14 olmuştur ama. Uzunca bir süre peşlerinden gidip onları bulmayı dilinden düşürmemişti. Çok üzülmüştü.
Bueno, él tiene 14 ahora, supongo, pero... había estado hablando sobre ir a buscarlos por días, y estaba realmente molesto.
Her zaman düşüncem vasatı havaya uçurup milyonlarca parçaya ayrılmasına ve bambaşka bir şeye dönüşmesine izin vermek olmuştur.
Mi manera siempre ha sido explotar el medio... en un millón de pedazos y dejar que... se convierta en otra cosa. TRAVIS THRELKEL FUNDADO OBSCURA DIGITAL
Hayalim, National Geographic'deki fotoğrafçı arkadaşlarımın çalışmalarını alıp inanılmaz ölçeklerde büyütmek olmuştur.
Mi fantasía sería tomar el trabajo... de mis amigos fotógrafos en National Geographic... y amplificar su mensaje en términos de magnitud.
Bayan Teller yardımcı olmuştur.
Espero que la Srta. Teller haya sido útil.
Evet, ben istimal düşündüm'piçler üzerine Huntin olmuştur that've'izni olmadan buralarda. İsa!
Sí, pensé en usarlo en los cabrones que han estado cazando por aquí sin permiso.
Ülkemizin ve insanlarımızın başına çok büyük bir felaket hasıl olmuştur.
Una terrible catástrofe le ocurrió a nuestro país y a nuestro pueblo.
Almanya'nın o zaman yenik düşmesine... düşmanlarının yalanları sebep olmuştur.
Lo que llevó a Alemania a caer entonces fueron las mentiras del enemigo.
Şimdiye aranan bir suçlu olmuştur.
Ya debe de ser un criminal perseguido.
Komşular... sessiz bir kişinin üzerinde şaşırmış sağduyulu ve böyle yetenekli olmuştur Bu hatırlatıyor cinayetler Martha Livingston... 20 yıldan fazla cinayetlerden sonra...
Los vecinos están desconcertados Por una persona tranquila... y tienen discreta He sido capaz de tal... Esto recuerda... asesinatos Martha Livingston...
İyi bir gazeteciyi kaybetmek hep zor olmuştur.
Perder a un buen reportero, siempre es difícil,
Dışarıdaki kameraların önü de yağ olmuştur zaten.
Las cámaras deben estar cubiertas de aceite.
Muhtemelen çocukken olmuştur.
Probablemente lo hizo cuando era un niño.
Muhtemelen çocukken olmuştur.
Probablemente de cuando era un niño.
- Bu da soruna cevap olmuştur.
Eso debería responder tu pregunta.
Belki de beyin hasarının yararı olmuştur, bilmiyorum.
Tal vez el daño cerebral ayudó, yo no sé.
Mükemmel sanat her zaman zor olmuştur, değil mi?
Creo que el gran arte siempre es difícil, ¿ cierto?
Charles benim için tek erkek olmuştur ve olacaktır.
No, Charles es, ha sido, y siempre será el único hombre para mí.
Belki Amelia'ya bir şey olmuştur.
Tal vez algo pasó con Amelia.
Büyük bir Noel hediyesi olmuştur.
- Vaya obsequio navideño.
Sana göre muhtemelen aptal salata yüzünden olmuştur. Bir sebebi vardır.
En tu defensa... probablemente fue...
Belki daha önce alışverişimiz olmuştur.
Tal vez tuvimos algun trato antes.
Ama onun bana dokunduğu olmuştur.
Pero de vez en cuando dejo que me toque.
Hayatımın çalışması travma tecrübelerimizi keşfetmek adına yeni yollar döşemek, yeni yollar yazmak olmuştur.
El trabajo de mi vida ha sido descubrir... nuevas maneras de cambiar los cables, de volver a escribir... nuestras, experiencias con el trauma.
Saddle Brook Enstitüsü'nden iki psikoterapistin yeminli ifadelerine göre, müvekkilimin duygusal çöküşüne sebep olan müvekkilimin kocasının sebep olduğu bir dizi olay olmuştur. Bunun sonucu da bahis mevzuu davranışlar olmuştur.
Tenemos las declaraciones juradas deposiciones de silla de montar de dos psiquiatras instituto arroyo indicando claramente que, en su opinión, una serie de eventos, precipitada por el marido de mi cliente, la llevó a sufrir una ruptura emocional.
Eminim küstahlığınız diğer hanelerde etkili olmuştur.
No tengo ninguna duda de que su arrogancia... es eficaz en otras casas.
Eleştirileri duymak zor olmuştur.
Reacción críticos probablemente se sintió mal.
- Oradan ayrılmak zor olmuştur.
Debe haber sido difícil para ti el irte.
En kötü ihtimalle bir dikkatsizlik olmuştur.
En el peor de los casos fue un acto de negligencia.
Gerçek başkan şöyle olmuştur :
En privado seguramente dijo :
Belki de bütün bunlar senin yüzünden olmuştur, bunu hiç düşündün mü?
Tal vez habría que pensar que tu la jodiste, ¿ has pensando en eso?
Hayatta kalanlar için hep zor olmuştur.
Siempre es tan difícil en los sobrevivientes.
Hoş, hep öyle olmuştur ya.
Siempre lo ha sido.
Eminimki bu kadar çok şeye katlanmak senin için zor olmuştur.
Estoy seguro que te cuesta asimilar todo esto en tu cerebro.
Umarım uçakta sakinleşecek zamanları olmuştur.
Espero que se hayan calmado en el avión.
Düşündüğüm şey, herkes genç olmuştur.
Lo que creo es... es que todo el mundo ha sido adolescente, y...
Mortdecai erkekleri hep tam şekilli olmuştur, biliyor musun?
Los Mortdecai siempre han estado en excelente estado.
Sabah olduğunda ise okul yerle bir olmuştur.
Y, en la mañana... la escuela ya no está ahí.
Eminim Riley'le çok güzel maceralariniz olmustur.
Apuesto a que tú y Riley pasasteis grandes aventuras.
Bütün kötülüklerin kaynağı para, bayanlar, hep böyle olmuştur.
El mal del dinero, damas, siempre es eso.
ölmüştür 17
ölmüş 552
olmuş 102
ölmüş mü 150
olmuş mu 16
ölmüştü 64
ölmüşler 29
olmuş bil 39
olmuş yani 32
ölmüş olamaz 20
ölmüş 552
olmuş 102
ölmüş mü 150
olmuş mu 16
ölmüştü 64
ölmüşler 29
olmuş bil 39
olmuş yani 32
ölmüş olamaz 20