Olur efendim translate Spanish
648 parallel translation
Acele etseniz iyi olur efendim, tren fazla beklemez.
Mejor apúrese, señor. El tren está por partir.
Sanırım artık eve dönsek iyi olur efendim.
Creo que debemos volver ya, señor.
Ama eşekarısı yuvaları ağaçlarda olur efendim.
Pero los avisperos están sobre los árboles, señor.
Tereyağıyla ovalasak nasıl olur efendim?
¿ Y si lo untamos con manteca, señor?
- Olur efendim.
- Sí, señor.
Olur efendim.
Sí, señor.
Bayan Black, bu genç hanımı yukarı kata çıkarın. Ona kıyafet bulun. Olur efendim.
Sra. Black, por favor, lleve a esta joven arriba y vea qué ropas puede encontrar para ella.
- Yol boyunca dörtnala gider misiniz? - Olur efendim.
Sí, y no pierdas un segundo.
Olur efendim, böyle gelin.
Muy bien, señor. Por aqui. Sigame.
Olur efendim.
Muy bien, Sr.
- Kahvaltınız birazdan hazır olur efendim.
- Su desayuno estará listo enseguida.
O zaman yapmam gerekense bir vibrör kullanmak olur efendim.
Bien, lo que haría... sería utilizar un vibrador, señor.
Başka yere gitmesi beni ilgilendirmez. Ama gözlerinizi ondan ayırmasanız çok iyi olur efendim.
Lo que haga en otra parte no es cosa mía, aunque debería abrir los ojos.
Yine de onu biraz sıkı tutsak iyi olur efendim.
Aun así, señor, creo que es mejor que lo sujetemos.
- Böyle daha çabuk olur efendim.
- Será más rápido así, señor.
Olur efendim.
Muy bien, señor.
Hay hay, olur. Peki, olur efendim.
De acuerdo, claro..
Tam bir katliam olur efendim.
Será una matanza.
Ama Rommel panzerlerini tam sizin söylediğiniz yere yollarsa şansımız ne olur efendim?
- Quizá. ¿ Qué posibilidades había de que Rommel enviara sus tanques por donde dijo usted?
Bu gece hazır olur efendim.
- ¿ Cómo va eso? - La tendré lista para esta noche.
Olur efendim.
Por supuesto, señor.
- Louisiana Flip olur mu efendim?
- ¿ Un Luisiana Flip, señor?
Gelmezseniz bana ne olur bilmiyorum efendim.
No sé qué me ocurrirá si no viene.
- Teşekkür ederim efendim, olur.
- Muchas gracias.
Tabi olur, efendim.
- De acuerdo, señor. No se preocupe.
Çıkıp bacaklarınızı hareketlendirseniz iyi olur, yani uzuvlarınızı, efendim.
Mejor que salgan y estiren las patas... Es decir, las piernas, señora.
- Olur. - İyi geceler, efendim.
- Buenas noches, señor.
- Evet, bu güzel olur. - Evet, efendim...
- Eso sería estupendo.
- Olur, efendim. - Gel, Anne.
Ven madre, mostrémosle a Myra su cuarto.
- Olur, efendim.
- Sí, señor.
Efendim, devam etmeden önce yukarıdaki balkonun perdesine bir baksanız iyi olur.
Perdone, señor, pero antes de seguir, yo echaría un vistazo a aquella cortina.
Elbette deneyebilirsiniz efendim. Ama Bayan Candy'nin burada kalması daha iyi olur.
Claro, inténtelo, pero la señora mejor que se quede.
- Kırmızıya yakalanmadan geçmemin bir mahsuru olur mu efendim?
¿ Le importa que intentemos colarnos el semáforo?
- George viski ve soda getir, olur mu? - Peki, efendim.
George, llévanoslos.
- Ona benden selam söyleyin efendim. - Olur.
¿ Le saludará de mi parte?
Her zaman satılık hoş parçalarımız olur. - Buyurun, kartımız, efendim.
Siempre tenemos a la venta cosas preciosas.
Masanız hazır olur olmaz size söyleyeceğim, efendim.
Los sentaré apenas esté listo.
Benim için olur efendim.
¡ Para mí sí hay honor!
- Evet efendim, güzel olur.
Sí, señor, me gustaría.
- Sigara var mı? - Şuradaki görevli size yardımcı olur efendim.
- ¿ Cigarrillos?
Esasında istediğim şey efendim, olur da bir tanesi elimize geçerse onunla nasıl ilgileneceğimiz yönünde bir uzman tahmini ve tavsiyeleri.
Lo que busco, señor, es el asesoramiento de un experto... el consejo de un experto para saber qué hacer cuando tengamos una.
İyi olur, efendim.
Eso será estupendo, señor.
Sayın Belediye Başkanım, istifamı istiyorsanız verebilirim. Böylece söyleyecek bir şeyiniz olur. - Bu onun suçu değildi efendim.
Alcalde, si quiere mi dimisión la tendrá, así podrá decirles algo.
Bana daha fazla masrafa mal olur, efendim.
Es un extra, señor.
Diğer pencereyi açsanız iyi olur, efendim.
Mejor abra la otra escotilla, Señor.
- Düzgün not edin, olur mu? - Tamam, efendim.
- Márquelo bien, ¿ sí?
Ah benim zavallı efendim. N'olur bu işten vazgeç...
Será mejor que no vaya...
- Olur, efendim.
- Claro.
- Lafı mı olur, efendim.
- No hay de qué. - De todas formas...
- Olur mu hiç, efendim.
- ¡ Válgame Dios! Señora.
Siz bilirsiniz efendim, uygun olur.
Hacedlo, señor, es un acto prudente. Que os vaya bien.
efendim 34795
efendimiz 532
olur mu 2534
olur mu öyle şey 39
olur biter 25
olur mu hiç 40
olur tabii 48
olur böyle şeyler 121
olur şey değil 105
efendimiz 532
olur mu 2534
olur mu öyle şey 39
olur biter 25
olur mu hiç 40
olur tabii 48
olur böyle şeyler 121
olur şey değil 105