Onlar nerede translate Spanish
1,152 parallel translation
Onlar nerede?
¿ Dónde están?
- Sorarım. Onlar nerede?
- ¿ Dónde están?
- Onlar nerede?
- ¿ Entonces dónde están?
Nerede onlar? Konuş, yoksa öldürürüm!
¡ Dímelo o te mato!
- Nerede Ronnie? Onları göremiyorum.
No los veo.
Bana kim olduklarını söyle ve onları nerede bulabileceğimi. Ben ikimiz içinde onlarla ilgilenirim.
Así que dime quiénes son y dónde están y me encargaré de ellos en nombre de los dos.
Arkadaşlarım, nerede onlar?
Mis colegas, donde estan?
Onların nerede olduğunu söylemem gerekirdi.
Tengo que decirles dónde está.
- Onlar nerede?
- ¿ Y donde están?
Danny, nerede onlar?
Danny... ¿ Dónde están?
Sadece onların nerede gizlendiklerini buldum.
Acabo de averiguar dónde se esconden.
Onlar karısına, Crisp'in geleceğini... ve onu nerede bulacağını bildiğini söylesin.
Haz que le digan a la esposa que dejaremos salir a Crisp, y que él sabe dónde encontrarla.
Nerede onlar?
¿ Dónde están?
Onları nerede arayabilirim?
¿ Dónde los puedo buscar?
Nerede olduklarını bilmiyordum, nasıl arayacağımı da. Bir daha da onları görmedim.
No tenía pistas ni sabía cómo hacerlo, y nunca volví a verlos.
- Onlar olabilir. - Nerede?
- que podrían ser ellos.
Nerede onlar?
¿ Dónde están ellos?
Onları bulduk. - Nerede?
Les tenemos. - ¿ Dónde?
Onlar da Kramer'ın nerede olduğunu bilmiyorlar.
De todos modos, no saben dónde está Kramer.
Bir Numara, onlar bu gemide olduğu müddetçe, nerede olursam olayım ben bir rehineyim.
Mientras estén a bordo, soy un rehén.
80 yaşına geldiğim zaman çocuklarıma nasıl pizza yapılacağını öğreteceğim ve onlar soracak, "oh, pizza'yı nerede yaptın?"
Cuando tenga 80 años y enseñe a mis hijos como hacer la pizza. y me pregunten, ¿ "oh, donde hacías pizza"?
enerjilerin varlığını hissedebilen kimseleri bu alanlara getiriyorlarmış. onlar da bu enerjinin tam olarak nerede bulunduğunu gösteriyorlarmış.
trajeron personas con una habilidad real especifica para sentir la energía, y ellos localizarían el punto donde se encuentra esa energía.
Nerede onlar Phoenix?
¿ Dónde están, Phoenix?
Onları nerede vursak, hemen güç sağlayacaklardır.
Sin importar por donde ataquemos, traerán refuerzos en minutos.
Onlar ne zaman nerede olacağımızı hep biliyorlardı.
Sabían dónde y cuándo estaríamos.
Onları nerede buldunuz?
¿ Dónde los han encontrado?
Onları nerede bulabilirim?
¿ Dónde los encuentro?
- Onları nerede bulabilirim? - Crossman buraya yakın bir yerde yaşıyor.
Ya no saltan juntos, pero Crossman vive cerca de aquí.
- Gördüm onları. - Öyle mi, nerede?
Las he visto.
Onları nerede saklıyor?
¿ Qué?
Onları nerede saklıyor? Garajda o limuzinlerin yanında mı?
¿ Los guarda en el garaje con todas las limusinas?
- Onları dışarı gönder... Hediyelerim nerede? Hediyeleri severim.
- Donde estan mis regalos... megustan los regalos de las personas que me quieren.
- Onlar şimdi nerede?
- ¿ Dónde están?
Dinle... parlak fikirlerin varsa... onları kendine sakla, olur mu? Bu işi de bana bırak. Şimdi, nerede duracağım?
Oye, tus putas grandes ideas... te las guardas para ti... y esta mierda me la dejas a mí.
- Olacakları bir tek onlar engelleyebilir. - Birleşmiş milletler nerede?
Ahora ya sólo nos faltan los políticos.
Onları nerede buldunuz?
¿ De dónde las ha sacado?
Dolayısıyla mektupları kendim almaya karar verdim. Onları çalışma masasından almıştım ki, genç adam beni yakaladı, aynı genç adamla sabah erken saatlerde tanışmıştım. Onunla çalıştığını bilmeden Profesör Coram'ın nerede yaşadığını sordum ona.
... de manera que me propuse obtener las cartas yó misma las había sacado del escritorio cuando el jóven me descubrió el mismo jóven que conocí ayer a la mañana le pregunté donde vivía el Profesor Coram sin saber que trabajaba para él.
Onları nerede bulabilirim?
¿ Dónde puedo encontrarlas?
Onları nerede sakladığını biliyorum.
Sé dónde las guarda.
Onları nerede bulacağımızı biliyoruz.
Sabemos ónde encontrarlos.
Gemiler tamamen bilgisayar sistemine bağlı nerede olurlarsa olsunlar Onlar bizim ağımıza ve tabi ki virüse bağlayan
Los barcos están totalmente informatizados.
Onları nerede gördün?
¿ - dónde usted los vio?
Ama onlar da maalesef nerede olduğunu bilmediklerinden... size yardım edemeyecekler.
Desgraciadamente, como ni ellos saben dónde está no les podrán informar.
Çocukların katildi ve nerede yozlaşmış bir tanrı varsa onları kullandı.
Mataban y mutilaban al servicio de cualquier dios corrupto.
Onları öldürmek için gönderilen. Nerede o?
El que enviaron para matar al resto. ¿ Dónde está?
Büyük kayalar bul ve en çok nerede işe yarayacaklarsa onları oraya yerleştir.
Consigue algunas rocas y colócalas donde más haga falta.
Neden önce onları nerede olduklarını bulmuyor ve önce biz saldırmıyoruz?
No puedes averiguar dónde están y atacarlos primero?
Bay Colton, onları kaybettim, nerede olduklarını da bilmiyorum.
Sr. Colton, Los he perdido, y no sé dónde están.
Onları kaybettiysen, nerede olduklarını tabii bilemezsin kuş beyinli.
Naturalmente si los perdiste, no sabes dónde están. - Puto idiota.
Sen benim eşyalarımı almıştın nerede onlar?
¿ Dónde las metiste?
Onlar yol göstereceklermiş bana tuzak nerede kurulmuşsa oraya gitmem için.
Y mis dos condiscípulos de quienes me fiaré como de víboras venenosas portan el mensaje.
nerede yaşıyorsun 103
neredesin 2085
nerede yaşıyorsunuz 33
nerede oturuyorsun 94
nerede 4371
neredesin sen 33
neredeyiz biz 73
nereden 256
neredeydin 834
neredesiniz 293
neredesin 2085
nerede yaşıyorsunuz 33
nerede oturuyorsun 94
nerede 4371
neredesin sen 33
neredeyiz biz 73
nereden 256
neredeydin 834
neredesiniz 293
nerede kalmıştık 239
nereden geliyorsun 129
nereden biliyorsun 934
neredeyim 174
nerede o 1480
nerede kaldın 193
nereden buldun 91
neredeyse 363
neredeyim ben 198
neredeyse bitti 135
nereden geliyorsun 129
nereden biliyorsun 934
neredeyim 174
nerede o 1480
nerede kaldın 193
nereden buldun 91
neredeyse 363
neredeyim ben 198
neredeyse bitti 135