English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ O ] / Oturma odasında

Oturma odasında translate Spanish

905 parallel translation
Oturma odasında 20 soru oynayacağız.
Jugaremos a las 20 preguntas.
- Üst katta, oturma odasında.
- En el salón de arriba.
Oturma odasında. Adam resmen katil ruhlu.
Está ahí arriba, pero cuidado, que muerde.
Oturma odasında dedim, Kemp.
Te he dicho el salón, Kemp.
Sadece oturma odasında ufak bir kanepem var.
Solo hay un sofá en el salón.
Oturma odasında bekleyin efendim.
Puede esperar en el salón, señor.
Oturma odasında sağ tarafa geçin.
Pasen aquí, al salón.
Bay ffolliott da oturma odasında bekliyor.
El Sr. ffolliott está esperando en la sala de estar.
Oturma odasında harika bir ateş var.
Hay una fuego genial en el salón.
Şu genç şahsı, oturma odasında bıraktım.
Por supuesto, querida. He dejado a esa joven en la sala de estar.
Oturma odasında.
- Está en el cuarto de estar.
Oturma odasında ateşi hazırlamaya çalışacağım.
Yo encenderé la chimenea en el vestíbulo.
Hediyeler beni oturma odasında bekliyorlardı.
Los regalos me estaban esperando en el comedor.
Olay yukarıda, oturma odasında oldu.
Ocurrió arriba, en la sala de estar.
- Daktilo nerede? - Oturma odasında.
- ¿ Y la máquina de escribir?
Sen oturma odasında yatarsın, ona da misafir odasını veririz. Rahattır.
Puede quedarse en el salón y dormir en el sofá, verá como estará bien.
Bayan McCanles oturma odasında seni bekliyor.
La Sra. McCanles quiere verla en la sala.
Oturma odasında beklemesini istedim.
Le he dicho que espere en el salón.
Bayan Hamilton oturma odasında, efendim.
La Sra. Hamilton está en el salón, señor.
Paul Harris oturma odasında.
Paul Harris está en la sala.
Tommy oturma odasında uyuyabilir.
- Tommy dormirá en el sofá.
Portremin yatak odasına asılmasını istiyorum. Oturma odasında duranın.
Quiero que mi cuadro esté en el cuarto, el que está colgado en la sala.
Oturma odasında da bir genç adam bulacaksın.
Yverás a un joven desconocido en la sala.
Nicky, piyano oturma odasında.
ES UN HOMBRE CON ROPA DE MUJER.
Scotland Yard bir suçluymuş gibi rahatsız etmiyorsa, bir adamın kendi oturma odasında silahını kullanamaması hoş bir durum.
Acaso no se le puede a uno disparar accidentalmente la pistola en su salón sin que Scotland Yard le aceche como a un criminal.
Oturma odasında bekle.
Y espérame en el salón.
Oturma odasında film izlerdik.
Y veíamos una película. En su salón.
Kendisi oturma odasında.
Está en el salón, señor.
Az önce, oturma odasında. Doğru ya.
Ahora mismo, en la sala.
Oturma odasında Samba dansı yapmak istediğinde çok utanmıştım.
Me da vergüenza cuando quieres que baile samba en el salón.
Oturma odasında karanlıkta oturuyor.
Está sentado en el salón con la luz apagada.
Mutluysam ya da üzgünsem, oturma odasında golf oynarım.
Si estoy contento o me siento miserable, le pego a las pelotas en el salón.
Bayan Miles yukarıda, oturma odasında.
La Sra. Miles está arriba, en el salòn.
Yukarıda, oturma odasında.
Está arriba, en el salòn.
Çocukken oturma odasında oturup, konuşurken görürdüm bazen onları benim ihtiyara hayran kalırdım, her zaman öyle şefkatliydi ki.
Yo los veía sentados en el living, conversando durante horas. Yo adoraba a mi viejo porque era un tipo muy cálido.
Ön oturma odasında bir ölü.
Un cadaver en el salón.
Cennetteki babamın görkemi adına, oturma odasında bir ölü.
Un cadaver en el salón y así mi padre que está en los cielos, será glorificado.
Bakın, bir saat sonra Rocky'nin oturma odasında olabilirsiniz. - Ne demek istiyorsun?
Dentro de una hora estaréis pidiéndole perdón.
Onu bıraktığım oturma odasında bulacaksınız.
Le encontrará en el salón dónde le dejé esperando.
Oturma odasında bir brendi içelim mi?
¿ Quiere tomar un brandy en el salón?
Her şeyden önce, Kont Victor Mattoni Londra'daki dairesinin oturma odasında ölü bulundu.
En primer lugar, eI conde Victor Mattoni... apareció muerto en eI salón de su piso de Londres.
Her şeyden önce, Kont Victor Mattoni Lonra'daki dairesinin oturma odasında ölü bulundu.
En primer lugar,... el conde Victor Mattoni... apareció muerto en eI salón de su piso de Londres.
Oturma odasında.
En la sala de estar.
Oturma odasında yapacağımız toplantıya sizi de bekliyoruz.
Nos gustaría que viniera a una reunión en el salón.
Oturma odasında buluşuyoruz.
Todos nos reuniremos en el living.
- Oturma odasında.
- ¿ El living?
Oturma odasında uyuyan bir oğlum var.
Tengo un hijo que duerme en la sala.
Burada, oturma odasında konuşabiliriz.
Todo está aquí en la sala.
Annemin yatak odasıyla babamınkinin arasında oturma odası...
Había una sala entre la habitación de mi madre y mi pa...
Duvarları camdan... yapılmış bir oturma ve bir yatak odasında kalacaksın.
Usted estará en un ambiente de vidrio cerrado.
Ne şık kıyafetler ne de herkesi davet edebileceğim güzel bir ev eski püskü mobilyaların olduğu oturma odası dışında.
Sin ropa decente no pude invitar a nadie a mi casa. Muebles viejos de mimbre.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]