English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ O ] / Oğrenmek

Oğrenmek translate Spanish

19,281 parallel translation
Sanırım bu gerçeği zor yolla öğrenmek zorunda kaldım.
Bueno, creo que tuve que descubrirlo de la manera difícil.
Ama sana söylemem gerek, geçen hafta, bilgiyi hangi kaynaktan aldığımı öğrenmek isteyen insanlardan yaklaşık 10 telefon çağrısı aldım.
En la última semana, recibí unas diez llamadas preguntando de dónde sacaba mi información.
Kurtardığın herkesin kimliklerini öğrenmek istediler.
Querían saber quiénes eran todos los que salvaste.
Kıvılcımı ateşe çevirmeyi öğrenmek için... -... tam 200 yılım vardı sonuçta.
Y tuve casi 200 años para descubrir cómo encender la llama.
Bir mağara adamına ateşi öğrettin. Kıvılcımı ateşe çevirmeyi öğrenmek için tam 200 yılım vardı sonuçta.
Le mostraste el fuego a un cavernícola, y tuve casi 200 años para descubrir como encender esa llama.
Normalde çok endişelenirdim fakat hayatının önceden belirlendiğini öğrenmek biraz ironik olsa da insanı özgürleştiren bir şey.
Normalmente estaría muy preocupado, pero la verdad es que descubrir que mi vida ya está predeterminada resulta irónicamente liberador.
Neyi öğrenmek istediğimi biliyorsun.
Ya sabes lo que necesito averiguar.
Öğrenmek için büyük bir çaba gösteriyorum emin ol.
Bien, estoy haciendo mi mejor esfuerzo para averiguar. Sí.
Yani Şeytan da bir kaç şey öğrenmek isteyebilir.
Me refiero al diablo podría aprender una cosa o dos.
Böylece Ali'nin cinayetiyle ilgili bildiğini öğrenmek için elimizde bir koz olacak.
Y entonces aprovecharemos para averiguar qué sabe sobre el asesinato de Ali.
ArGe departmanlarında çalışanların bilgi satıp satmayacağını öğrenmek için beni tutuyorlar.
La gente me contrata para averiguar si su tío de Investigación y Desarrollo contaría secretos.
Veya ünlü bir çiftin dadısının para karşılığında bebeklerin fotoğraflarını çekip çekmeyeceğini öğrenmek için.
O si la niñera de una pareja famosa podría ser sobornada a cambio de fotos de sus niños.
Ve tam üzerinde oturduğun o sandalye dedektif... Bunu öğrenmek seni biraz rahatsız edip içini hoş edebilir ama...
Y ese taburete en el que estás sentada, ese mismo taburete, detective, esto tal vez te perturbe y despierte tu interés...
Terbiyeli ol ve öğrenmek zorunda kalma.
Compórtate y no tendrás que averiguarlo.
- İlla öğrenmek istiyorsanız Adam'dan bu akşamki buluşmamızı onaylayan bir mesajdı.
Si debes saberlo, es un mensaje de Adam, confirmando nuestra cita de esta noche.
Öğrenmek için bu kadar can attığın şey ne?
¿ Qué está tan desesperado de averiguar? ¿ La ubicación del DOE?
- Ne öğrenmek istiyorsun?
¿ Qué quieres saber?
Emile, tek öğrenmek istediğimiz Memur Reese'in öldüğü gün Daniel Price ve seninle birlikte, arabada üçüncü bir kişi olup olmadığı.
Emile, solo queremos saber si el día que murió el Of. Reese... había una tercera persona en el auto contigo y Daniel Price.
Şunu öğrenmek sizi şaşırtabilir ki, tüm o arabalar Kurtuluş Cemaati Kilisesi'ne bağış olarak verilmiş. Buda ve ekibi de onları yeniden satmak için tamir ediyormuş.
Y es posible que se sorprenda al saber que todos esos coches fueron donaciones de caridad a la iglesia de la comunidad salvación, y Buda y su equipo les estaban reparando para su reventa.
Ne öğrenmek istiyordunuz?
¿ Qué te gustaría saber?
Eşinizin size yalan söylediğini öğrenmek zordur, efendim.
Es duro que tu esposo te mienta, señor.
Bir sır öğrenmek ister misin?
¿ Quieres saber un secreto?
Bütün hayatım boyunca 108 tekme tekniğini öğrenmek istedim.
Toda mi vida he querido aprender el sistema de las 108 patadas.
Böylelikle başkalarından öğrenmek zorunda kalmayız.
Para que no tengamos que enterarnos por boca de alguien más.
Öğrenmek yerine birini tutmamı önerdi.
Sugirió que contratara a alguien en vez de aprender.
- Şimdi, eğer burada kalacaksan... bundan daha iyi yatak yapmayı öğrenmek zorundasın oğlum.
- Ahora, si vas a quedarte aquí... vas a tener que aprender a hacer mejor una cama, muchacho.
O treni neden soyduğunu öğrenmek istiyorum.
Quiero saber por qué robó ese tren.
- Yani ona ne olduğunu öğrenmek zorundayım.
Tengo que descubrir qué le pasó a él. Sí, lo sé, pero...
Şimdi dikkatinizi çektiğime göre disiplininizi öğrenmek için test yapacağız.
Ahora que tengo su atención. Haremos una prueba para discernir su disciplina. Su área de concentración.
Sadece ona ne olduğunu öğrenmek istiyorum.
Solo quiero saber qué le pasó.
Sadece Charlie'ye ne olduğunu öğrenmek için buradayım. Ona yardım edip edemeyeceğimi öğrenmek için. Ben gidiyorum.
Estoy aquí y es para investigar qué le pasó a Charlie y ahora que sé que puedo ayudarlo, lo voy a hacer.
Öğrenmek istediğim şey bu.
Eso es lo que quiero averiguar.
- Onu öğrenmek sana kalmış. - Evet.
- Eso es lo que usted debe averiguar.
Öğrenmek için sabırsızlanıyorum.
Estoy nervioso por descubrirlo.
Bu bilginin kaynağını öğrenmek istemiştim.
Solo quería llegar a la fuente de la información.
Öğrenmek gereken bir şey Aşkım.
Eso es algo que tendrás que aprender, mi amor.
Öleceğim günü öğrenmek istiyorum.
Quiero saber el día en que moriré.
İşin aslı, yaşayıp yaşamadığını öğrenmek istedim.
Me preguntaba, de hecho, si él aún estaba vivo.
Bu işin aslını öğrenmek için nehre tekneler gönderdim.
He enviado barcos río abajo para averiguar la verdad.
Ama babamızın ne yaptığını öğrenmek istiyoruz.
Pero queremos entender qué hizo nuestro padre.
Sadece kabul sürecinin nasıl işlediğini öğrenmek istiyoruz.
Solo queremos saber cómo funciona el proceso de admisiones.
O yüzden Mary'den, gerçekte ne olduğunu öğrenmek için şirketini kullanmayı istedim.
Así que le pregunté a Mary si podía ayudarme a averiguar lo que realmente pasó.
Bu adamın kim olduğunu öğrenmek istiyorum.
Quiero saber quién es ese hombre.
- Hayır, bu kumaştan elbise diktiğiniz müşterinin adını öğrenmek istiyorum.
No, me gustaría el nombre del cliente para el que haya hecho uno.
- Cinsiyetini öğrenmek ister misiniz?
- ¿ Quiere saber el sexo?
Hakkınızda bir şeyler öğrenmek için bu kompozisyon başlığını seçtim ve çok güzel kompozisyonlar var.
Les pedí un ensayo porque quería saber sobre ustedes, y hubo algunos ensayos excepcionales.
Delikanlı, senin havalı olmaktan daha önemli olan şeyi öğrenmek gerek.
Bueno, jovencito, debes aprender sobre las cosas que son más importantes que las geniales.
- Hayır, bu kumaştan elbise diktiğiniz müşterinin adını öğrenmek istiyorum.
¿ Quiere un traje? No, me gustaría el nombre del cliente para el que haya hecho uno.
Bu yarışları neden bırakamadığını da öğrenmek istiyorum kardo.
Digo, quiero saber qué es lo grandioso sobre esto que no puedes dejar, hermano.
O gemide Randall'a bir şey oldu. O konteynerin içindeki şey yüzünden. ve ne olduğunu öğrenmek için yardımınızı istiyorum.
Algo le pasó a Randall en ese barco, algo que estaba en ese barco y necesito su ayuda para descubrir el qué.
Bazen ailenizin size adapte olması zaman alır ve tabi sizin de onlara adapte olmanız. O çalışanın kim olduğunu öğrenmek istemiyor musunuz?
A veces la familia tarda un tiempo en adaptarse a ti y tú tardas en adaptarse a ellos. ¿ No quiere saber quién fue?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]