Patlayıcılar translate Spanish
1,441 parallel translation
Patlayıcıları çıkarsana, neyi bekliyorsun?
Quítale los explosivos, ¿ a que esperas?
- Kapıya patlayıcıları yerleştirdiler mi? - Evet.
- ¿ Colocaron explosivos en la puerta?
- Patlayıcıları yerleştireyim.
- Pondré los explosivos. - No.
- Patlayıcılarını gerçekten biliyor gibisin.
- Parece saber de explosivos.
- Kutunun altında patlayıcılar var!
Hay cargadores abajo de la caja!
Veya belki de patlayıcıları kumar borcunuzu kapatmak için satmışsınızdır.
O quizás vendió el TNT para pagar su deuda de juego.
Çünkü siviller öldürüldü. Patlayıcıları satın alan adam da öldürüldü.
Porque murieron unos civiles, así como el comprador del TNT.
- Hangi suçtan? Kalpazanlık, patlayıcılar, cinayete teşebbüs.
Falsificación, explosivos, intento de homicidio.
Paraları yok edecek patlayıcılar, arabada izleme cihazı istemezdim.
Ningún explosivo lanza-tinta dentro del bolso del dinero. El coche libre de dispositivos de rastreo.
Galler'deki "Tehlike! Patlayıcılar!" yazıları benim suçum değil.
Ellos eran franceses, y "Peligro Explosivos", sólo estaba escrito en galés.
Patlayıcılar geminin güvertesinde.
Los explosivos están en el casco del barco.
Patlayıcılar güvertede.
Los explosivos están en el casco. Vamos.
Geçen iki hafta boyunca bana patlayıcılar hakkında sorular sordu.
Lleva dos semanas preguntándome sobre explosivos.
Patlayıcıların mı?
¿ Algo de explosivos?
Abs, patlayıcıların izini bulamayacağına emin misin?
Abs, ¿ estás segura de que no se pueden rastrear los explosivos?
Peki, patlayıcılarla ilgili her yeri araştıralım, yani... bina inşaat alanları, askeri üsler, gübre toptancıları.
Deberíamos revisar lugares que traten con explosivos de alto poder, como sitios de construcción, bases militares distribuidores de fertilizante.
Eğer kamyonu çalanlarla aynı kişilerse, nükleer madde ellerinde, patlayıcılar, ve işte kirli bomba.
Si son los mismos que robaron el camión, tienen material nuclear explosivos de alto poder, y eso es una bomba sucia.
Patlayıcılar Donanma Silah Merkezinden çalınmıştı.
Los explosivos fueron robados del Centro Naval de Armas.
Filistinli intihar bombacıları, onlar Cordex kullanır patlayıcılarla karıştırırlar.
Los suicidas terroristas palestinos usan Cordex para mezclar con los explosivos.
Silahları, kullandıkları patlayıcılar, sahte ihbarlar bize oldukça deneyimli bir ekiple karşı karşıya olduğumuzu düşündürüyor.
Por las armas de fuego, los explosivos, las llamadas falsas al 911 asumimos que es un equipo con un gran entrenamiento y experiencia.
- Patlayıcılar? C-4 almak istediler.
- Los rusos me pidieron C-4.
- Patlayıcılar için sağlam gösterge değerleri var, fakat...
¿ Malcolm? Es evidente que es un artefacto explosivo pero no puedo ver...
Patlayıcıları zemin kata yerleştirmiş olmalılar.
Tienen que haber puesto los explosivos en la planta baja.
- Patlayıcılar satın alındı, saklanıyor.
Los explosivos ya han sido comprados y están almacenados.
Prens sana patlayıcıların nerede olduğunu söyledi mi?
¿ El Príncipe te ha dicho dónde están los explosivos?
- Ya patlayıcılar? - Onları biraz severim.
¿ Qué tal te encuentras con los explosivos?
Bu arada asıl soru, elinize patlayıcılar nereden geçti?
Lo cual lleva a la pregunta, ¿ cómo demonios echaron mano a explosivos?
Patlayıcılar ha. Adamı da öyle mi öldürdün?
Los explosivos ¿ así es como mataste a ese hombre?
Bir yerlerde, patlayıcıların patlatılmış olduğunu fark ettim. " * Don Perkal, MSNBC *
Sabía que algunos explosivos habían detonado en alguna parte. "
Patlayıcıların bıraktığı hiç bir normal artık yok.
No queda ningún residuo que los explosivos casi siempre dejan.
Patlayıcılar.
Explosivos.
Sabah ilk iş olarak... yıkım şirketinden bir tır geldi... ve iki adam patlayıcılar için yeri kazmaya başladı.
A primera hora de la mañana... llegó un camión de demolición de la compañía... y dos tipos empezaron a hacer los agujeros para poner los explosivos.
Saldırı tüfekleri ve ev yapımı patlayıcıları var.
Llevan rifles de asalto y explosivos improvisados.
- Hotdog, sigara, patlayıcılar mı?
A los perros calientes, a los cigarrillos, a los explosivos.
Johannesburg ve Port Elizabeth'de komünist yapımı silah, mühimmat ve patlayıcılar ele geçirildi.
... armas de origen comunista... municiones y explosivos... fueron secuestrados en Johannesburgo.
Yetkililer, "Kirli Bomba" ya da kimyasal bomba olarak adlandırdıkları patlayıcılar hakkında uyarmaya devam ediyor.
Los funcionarios siguen advirtiendo que los explosivos podrían ser, cito : "bombas sucias" o bombas químicas.
Patlayıcıların, çok fazla miktarda ölümcül toksini dışarıya vermek için kullanıldığını tespit ettik ve bu toksinler dumanla çevreye yayılıyor.
Determinamos que los explosivos que utilizaron despidieron grandes cantidades de toxinas moleculares letales que ahora se transmiten en el humo causado por el fuego.
AR-15, C4 ve bir takım patlayıcılar var. Başka bir ihtiyacın var mı?
Hay un AR-15, C.4 y cápsulas detonadoras.
Bu patlayıcıları genelde konsolosluklarda kullanırlar içeri zorla girmeye çalışan kalabalık grubu uzak tutmaya yarar.
Usan estas bombas afuera de embajadas para proteger las puertas y que no entre gente.
Jack arayıp gedik noktasını değiştirince, patlayıcılar dahil, her şeyi değiştirmek zorunda kaldım.
Cuando Jack llamó y cambió el punto de entrada tuve que modificar todo, incluidos los explosivos.
Adamlarım yerlerinde, giriş için patlayıcıları yerleştiriyoruz.
Mis hombres están en posición y ya colocamos las cargas.
Giriş patlayıcılarında bir bozukluk oldu.
Hay un mal funcionamiento con las cargas de entrada.
Patlayıcıları yeniden ayarlıyorlar. Beklemede kal.
Están reiniciando los detonadores.
Evet, yani, liderleri, içlerinden birinin korkaklık etme ihtimaline karşı patlayıcıları ayrı ayrı hareteke geçirebiliyor.
Sí, entonces el líder puede cargarse individualmente al que quiera retirarse.
Daha fazla kalırsak patlamadan önce patlayıcıları bulmalarını riske atarız.
Más tiempo y nos arriesgaríamos a que descubran las cargas antes de que estallen.
Orada neler olduğunu kimsenin tam olarak bildiğinden emin değilim. - Patlayıcılar mı?
No estoy seguro de que nadie sepa qué hay allí.
- Sadece patlayıcılar değil.
- No solo explosivos.
- Patlayıcılar mı? - Patlayıcılar.
Explosivos.
Güderileri patlayıcıların bulunduğu dolapta tutuyormuş.
Guarda sus gamuzas en el mismo armario donde se encontraron los explosivos.
Muhtemelen patlayıcıların yalıtımı için kullanılmıştır.
Probablemente fue utilizado para aislar explosivos
- Park'ın gizlice ülkeye soktuğu Endonezyalıların üçü, patlayıcı uzmanıymış. El Kaide'nin kamplarında eğitilmişler.
Inteligencia indica que los tres indonesios que Park ayudo a entrar ilegalmente... en los Estados Unidos, eran expertos en explosivos.