Robert translate Spanish
12,901 parallel translation
Robert.
Robert.
Robert Frost'un şiirleri.
La poesía de Robert Frost.
Robert bizi Babalar Günü'nü botta geçirmemiz için davet etti.
Pero Robert nos invitó a pasar el día del padre en su bote.
Babalar Günü'nü onunla geçirmek isteyipte ona hala Robert diye seslenmen biraz garip kaçmıyor mu?
Si vas a pasar el día del padre con él, no crees que es raro seguir llamándolo Robert?
İlk olarak, Robert benim hayatımda olmak istiyor.
Bueno, para empezar, Robert sí quiere estar en mi vida.
Robert'da kağıtları imzaladı.
Robert también firmó los papeles.
Hayır, o kendi babasıyla yani Robert'la.
No, ella está con su padre... Quiero decir, Robert.
Donald, bu Robert.
Donald, él es Robert.
Sör Robert, Daniel'i pek haz etmez, bildiğiniz üzere.
Sir Robert no ve con buenos ojos a Daniel, como sabe.
Sör Robert için çalıştığınızı sanmıştım.
- Creía que trabajaba para Sir Robert.
- Sör Robert?
- ¿ A Sir Robert?
Sör Robert'ın Anotomi Yasası geçerse işimi yapmam yasaklanacak ve burayı kapatmak zorunda kalacağım.
Si se aprueba la Ley de Anatomía de Sir Robert se me prohibirá cobrar por mi actividad y tendré que cerrar.
Öyle değil mi Robert?
¿ No es así, Robert?
Adı Robert Barbiero.
Su nombre es Robert Barbiero.
Robert Oppenheimer karısını aldatıyor.
Robert Oppenheimer tiene una aventura.
Dr. Oppenheimer mı veya Robert mı?
¿ Dr. Oppenheimer o Robert?
Robert demirden dolayı olduğunu söylüyor.
Carne, carne, carne. Robert dice que es el hierro.
Robert seyahate çıkarken eline tutuşturduğum listeyi gör bir.
Deberías ver la lista de compras que endilgo a Robert cuando está de viaje.
Daha yeni üçüncü eşimle evlenmiştim tabii Robert da birinin karısını çalacak tip değil, o yüzden işi eski usül halletim.
Bueno, yo acababa de casarme con mi tercer marido. Claro que Robert no es de los que roban a la esposa de otro hombre, así que lo atrapé a la antigua... me quedé embarazada.
Ordu Robert'ın planlarını hep son dakikada değiştiriyor.
El ejército siempre está cambiando la agenda de Robert en el último minuto.
Robert Oppenheimer'ın yerinde sen olmalısın.
Deberías tener el trabajo de Robert Oppenheimer.
- Robert.
Robert.
- Robert, asla böyle bir şey -
- Robert, yo nunca...
Tahmin edeyim. Robert'ın seni kontrol etmeye çalıştığını mı düşünüyorsun?
Déjame adivinar, ¿ piensas que Robert está tratando de controlarte?
Robert, onların senin gibi savaşacak birine ihtiyaçları var. Ben yapamam bunu.
Robert, necesitan a alguien como tú que pelee por ellos... y yo no puedo hacerlo.
Eğer Robert Zane'in neden lobide olduğunu ve seninle bir randevusu olduğunu söyleyeceksen, var.
Sí, si estás aquí para contarme por qué Robert Zane está sentado en el vestíbulo... con una cita para verte.
Robert Zane'den korktuğunu mu söylüyorsun?
¿ Me estás diciendo que tienes miedo de Robert Zane?
Sanırım gidip Robert Zane'e birlikte çalışamayacağımızı söyleyeceğim.
Supongo que iré a decirle a Robert que no trabajaremos juntos luego de todo.
- Teşekkürler Robert.
Gracias, Robert.
- Robert, biz buna öyle bakmıyoruz.
Robert, nosotros no lo vemos de esa manera.
- Robert, bu kötü bir fikir.
Robert, es una mala idea.
Bana danışmadan Robert Zane'i buraya çağırmandan bahsediyorum.
Estoy hablando de Robert Zane y de que lo trajiste aquí sin consultarme.
Ve bu sorunu da Mike Ross'un Robert Zane ile gideceği paranoyası haline getiriyorsun.
Y acabas de exponerlo al traer a colación... no sé qué mierda paranoica sobre Mike Ross yendo con Robert Zane.
- Olur. Baştan söyleyim de Robert Zane ile yediğim öğle yemeği yüzünden midem hâlâ dolu.
Debo advertirte, mi estómago aún está lleno desde mi almuerzo con Robert Sane.
Normalde Robert'ın kısaltmasıdır ama benim durumumda Barbara'nın kısaltması. Daha kötü yani.
Normalmente es la abreviatura de "Robert", pero en mi caso es por "Barbara", lo que, para mí, es peor.
Robert kağıtları imzalamayacağını söylediğinde, Callie çıldırmıştı ve...
¿ Cuándo Robert dijo que no iba a firmar los papeles, Callie estaba muy enojada y...
Brandon'ı K.B'ne yardım gününde öptüm ama sırf Robert bana evlat edinilmeme izin vermeyeceğini söylediği için ayrıca düşündüm ki... Ondan bir hiç için vazgeçmiş olacaktım.
Besé a Brandon en la recaudación de fondos, pero solo porque Robert me dijo que no iba a dejar que me adoptaran, entonces pensé que estaba renunciando a Brandon para nada.
Ya da saygınlığını yitirmiş tam bir klinik vaka olan Robert Oz isimli bilim adamının aklıma girmiş olduğu gerçeğiyle mi başlasam?
¿ O mejor empiezo con el hecho de que se me metió en la cabeza que un científico completamente desacreditado llamado Robert Oz era algo más que un loco de atar?
Teşekkürler sen de öyle Penelope.
Gracias. Y tú también, Robert.
- Robert mı?
- ¿ Robert?
Düğünümüzü hatırlıyor musun Robert?
¿ Recuerdas nuestra boda, Robert?
- İlk ben çıkmak isterdim Robert.
Quiero ir primero, Robert.
Zayıf bir adamsın Robert. Hep de zayıf bir adam oldun.
Eres un hombre débil, Robert, y siempre has sido un hombre débil.
- Düz dur.
- De pie y erguido, Robert.
Robert'ı arasam?
¿ Qué tal si llamo a Robert?
Hayır, Kelton Sigorta Robert Zane'e bizden korktuklarını söylemiş.
Más como que Seguros Kelton le acaba de decir a Robert Zane... que tienen miedo de nosotros.
- Aynı Robert'ın söylediği gibi.
Como él dijo que lo haríamos.
Birileri Robert Zane'in ondan daha iyi olmasından endişeleniyor gibi.
Parece que alguien está preocupado por si Robert Zane... podría ser mejor que él.
Jordan'ım. Hey, neden gidip erkek arkadaşın Robert Zane'le buluşmuyorsun?
¿ Por qué no te fuiste con tu novio Robert Zane?
Robert, harçlardan sonra kişi başı 70 bin dolardan az para eder.
Robert, después de los impuestos... eso es menos que $ 70.000 por persona.
Robert kabul etmek istiyor.
Robert quiere aceptarla.