English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ S ] / Saklanın

Saklanın translate Spanish

1,872 parallel translation
Saklanın!
¡ Ocúltense!
Saklanın!
¡ Escóndete, negro!
- Onlar gidene kadar saklanın. Sonra bizim kampa gidin.
- Escóndanse hasta que pasen y luego regresan al campamento.
Saklanın!
Sigan atacando
Beni izleyin. Saklanın.
Seguidme, nos esconderemos.
Bunu altına saklanın.
Escóndanse debajo de esto.
Hemen şuraya saklanın.
Escóndete ahí. Ahora.
Seyahat acentesinde saklanın. Hareket etmeyin ya da hiçbir saldırı girişiminde bulunmayın.
Sigue escondido en esa agencia de viajes, no te muevas ni te aventures en operaciones ofensivas.
Saklanın ve sessiz olun!
Abajo, y quédense callados.
Her şüpheli telefon araması, her gizemli toplantı, eve her geç geldiğinde Resmi Sırlar Yasası'nın arkasına saklanıyorsun.
Cualquier llamada sospechosa, cada reunión misteriosa cada vez que llegas tarde a casa te escudas en el Secreto de Estado...
Sunucuların veri tabanlarında, her film, her kitap... her bilimsel rapor depolanmış halde saklanıyor.
Cada pelicula, cada libro, cada reporte cientifico, estan almacenados en bancos de servidores.
Ben saklan deyince, saklanırsın.
Cuando te lo diga, vete a esconderte...
Bugün kitabın satışa çıkıyor ve sen saklanıyorsun. Yorganımın altına kamp kurup, bir şişe viskiyi devirseydim saklanmak diyebilirdik ki bu da epey sağlığa zararlı. Hayır.
Hoy sale tu libro y te estás escondiendo.
Canını kurtarmak istiyorsan saklan! Bir silahı var.
Huye por tu vida... tiene un arma.
Saklanır mısın lütfen?
Ocúltate.
Ben de, izin verirseniz saklanıp bir yere, Dinleyeyim bütün konuşacaklarını.
Dejad que hable libremente con él, y yo, si os parece bien, me situaré a escuchar toda su conversación.
O evinde korumaların arkasında saklanıyor.
Escondiéndose en su puta mansión detrás de sus guardaespaldas.
Ben küçük ve boktan bir hücrede saklanıyorum veya ormanın ortasında. Ya sen?
Me escondo en un sotano sangriento de mierda o en mitad de un bosque. ¿ Pero tú?
Şimdi bir arkadaşının evinde saklanıyor.
Ahora se está escondiendo en el apartamento de un amigo.
- Şu ağaçların arkasına saklan.
- Ocúltate tras esos árboles.
Ben sadece... Ben kendi başına onlara söylersin diye düşünmüştüm, Ben bir yatağın altında saklanırken.
Pensé que se lo querrías decir tú mientras me escondo debajo de la cama.
Suikastçiler onların aralarına saklanıyor olacaklar.
El asesino está oculto entre todos.
Öğrenciler sıraların arkasında saklanırlar.
Los estudiantes detrás de los escritorios.
ve bunu yaptığınızda da, bir yerlere saklanır ve etkili bir pusu kurabilirsiniz.
Una vez que lo hagas, podrás encontrar un escondite y hacer una emboscada.
Ayrıca saldırganın saklanıp örnekleri yok etmesine neden olabilir.
Y si esto sale a la luz, el que lo haya hecho podría esconderse bajo tierra o destruir las muestras.
Earl Hickey barın arkasından bir şişe içkiyi aşırdıktan sonra tuvalette saklanıyor.
Earl Hickey escondiéndose en el baño tras robar una botella de alcohol de detrás del bar.
İddialara göre provalar tüm bunların arkasına saklanıp askeri yerleşke de bulunmak içinmiş.
Afirma que los ensayos tuvieron lugar en el recinto militar Y que yo estaba detrás de todo esto.
Saklanılacak en iyi yer garajın arkasındaki eski bir varildi.
El mejor lugar era un viejo barril detrás del garaje.
İyi bir yerde saklanıyor olmalıymışsın.
Debes haberte refugiado en algún buen lugar.
Panis saklanırken ben, Tarralyn'in babasına atlı bir haberci göndererek Darken Rahl'ın Brennidon'daki yani kehanetteki çocuğun doğacağı söylenen kasabadaki ilk doğan erkek çocuklarının hepsini öldürme emri verdiği konusunda uyardım.
Cuando Panis paso a la clandestinidad, Envié un jinete al padre de Tarralyn, para avisarle de que Darken Rahl había ordenado la muerte... de todos los primogénitos nacidos en Brennindon, donde la profecia decia que el niño naceria
Bu binanın arkasına saklanıp, pencere ararım.
Me puedo esconder detrás de este edificio, esperando el momento justo.
Evet, tamamen masum birini reytingler uğruna canavarlaştırıyor ve kanalın arkasına saklanıp onu koruyacaklarını düşünüyor.
Sí, demoniza a personas perfectamente inocentes para obtener sintonía y entonces se refugia en el canal pensando que ellos la protegerán.
¶ İşe yaramaz ta * akların ardına saklanır ¶
# Se esconde detrás de sus huevos podridos #
Orada, biri karavanın altında saklanıyor!
¡ Por aquí! Hay uno escondido aquí!
- Bebeğim, yatağının altına saklan!
Cariño, ¡ ponte debajo de la cama!
Bebeğim, yatağının altına saklan!
Cariño, métete bajo la cama.
Bebeğim, yatağının altına saklan!
¡ Métete debajo de la cama!
House nerede? "Yeni bir vakadan kaçınmak için Cuddy'den saklanıyorum" ayini dansını sergiliyor.
Realizando su ritual danzante de "esconderse de Cuddy para evitar que le asignen un nuevo caso".
Muhtemelen saklanıyordur çünkü senin ona kızdığını sanıyor.
Probablemente esté escondiéndose porque cree que estás enojado con él.
Suç mahallerinde bulduğumuz ve kanıt olarak sınıflandırılmayan eşyalar burada saklanır.
Aquí guardamos los objetos hallados en las escenas del crimen que no son clasificados como pruebas.
Evet, elbette. Üzgünüm. Ve saklanıyor olsaydın.
Vale, claro, perdona... y estuvieras escondido, pero quisieras darme una información crucial de manera no te pudieran localizar,
Bence kapının arkasında saklanıyor.
Creo que se está escondiendo detrás de la puerta.
İşte burada, ağaçların orada saklanıyor size söylemiştim.
Aquí está, escondido en el bosque, como se los dije.
Ağaçların içinde güvende olur olmaz,... bu erkekler yaprakların arasında saklanır ve olağanüstü bir dönüşüme başlarlar ki bu, onların baba olup, olamayacaklarını belirler.
Una vez a salvo en los árboles estos machos se esconden entre las hojas y comienzan una extraordinaria transformación una que hará la diferencia entre engendrar vástagos o no.
Harun, dokunulmazlığının arkasına saklanıyor.
Harun se esconde tras su inmunidad.
Bu adamı beni soyunma odama saklanıp boğazıma yumruk atsın diye mi tuttun? - Hayır.
¿ Contrataste a este tipo para que se escondiera en mi vestuario y me golpeara en la garganta?
Bahsettiğim yer deniz piyadelerinin yakalandığı yere yakın olup saklanılabilecek en güvenli yerdir.
El sitio que les he dicho es el más cercano y seguro para esconderse, y los marines están ahí.
Komşularınızdan neden saklanıyorsunuz?
¿ Por qué se estan escondiendo de los vecinos?
O sırada ben yatağın altında saklanıyordum.
Yo estaba escondido debajo de la cama cuando sucedió.
- Nerede saklanıldığını biliyorum.
- ¿ Qué? - Pero sé donde los tiene escondidos.
Halkın arasına saklanıyorsun.
Te escondes a la vista de todos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]