Saldır translate Spanish
40,187 parallel translation
Yaralanma veya ölümle sonuçlanabilecek saldırıya maruz bırakma.
Exponiéndose a un ataque, que puede resultar con lesiones o la muerte.
K'un-Lun'u tüm saldırılardan korumak.
Proteger K'un-Lun de toda opresión.
Beraber saldırırız.
Atacaremos juntos.
Neden şimdi saldırıyoruz?
¿ Por qué atacarán ahora?
Colleen, hakkında saldırı, adaleti önleme ve bir kaçağa yataklık suçlamaları var.
Se te acusa de agresión, obstrucción de la justicia y complicidad con un fugitivo.
Sonuçta size tuzak kurulduğu ve Narkotik'in, Dullar ve Çocuklar Fonu'na cömert bir bağışta bulunduğunuz için, memurlarına yapılan saldırı dâhil, tüm suçlamaları geri çekecekler.
Dado que te pusieron una trampa, y que harás una contribución generosa al fondo de Viudas e Hijos de la DEA, retirarán todos los cargos, incluyendo la agresión a sus agentes.
"Uzun mesafeli saldırılardan kaçınıp sadece saldırı mesafesi içinde saldır"
"Evita las incursiones de largo alcance y ataca sólo a una distancia notable."
"Akıllıca saldır."
"Golpee con precisión."
Bir hava saldırısı çağırın.
Llama a un ataque aéreo.
Kutsal mekânına saldırıp, yerle bir ettiniz.
Incineró el templo del clérigo. Lo convirtió en cenizas.
Bir saldırı ihbarı için aramışsın.
Ha llamado por una agresión.
Cinsel saldırı için.
Una agresión sexual.
Cinsel Saldırılar İçin İlk Kanıt Örnek Kiti
KIT DE PRIMERAS PRUEBAS PARA AGRESIONES SEXUALES
Trish aradığında operatöre saldırıya uğradığını söylemişsin.
Trish, le dijo a la operadora de emergencias que fue agredida.
Saldırının nerede gerçekleştiğini bize söyleyebilecek misin?
¿ Podría decirnos dónde tuvo lugar la agresión?
Saldırıya dair herhangi bir şey hatırlıyor musun?
¿ Recuerda algo de la agresión?
Saldırı öncesinde bayıltılmış mıydın?
¿ Y estaba inconsciente antes de la agresión?
Nerede olduğunu veya saldırı öncesinde ne yapmakta olduğunu hatırlıyor musun?
¿ Puede recordar dónde estaba o lo que hacía cuando pasó?
Trish saldırı sonrası seni orada mı bıraktılar yoksa başka bir yere mi götürdüler?
Trish, después de la agresión, ¿ dejó el lugar donde pasó o fue llevada a algún otro sitio?
Saldırı bugün olmadıysa ne zaman olduğunu öğrenmeliyiz. O zamandan beri yaptıklarını da.
Si el ataque no ocurrió hoy, necesitamos averiguar cuándo y qué ha hecho desde entonces.
Saldırı orada mı oldu?
¿ Es dónde se produjo la agresión?
Peki cumartesi gecesinden saldırıyı ihbar edene kadarki zamanda ne yaptın?
Entonces, ¿ qué hizo... entre la noche del sábado y la denuncia de la agresión de anoche?
Trish peki dün senden aldığımız, üzerinde bulunan kıyafetler saldırıya uğradığında üzerinde bulunan kıyafetler değil miydi?
Y, Trish, las ropas que le cogimos ayer, ¿ eran las que llevaba cuando la atacaron?
Saldırı suya yakın yerde gerçekleşti dedi.
Dijo que el ataque tuvo lugar en un lugar con agua cerca.
Saldırı partide gerçekleştiyse görüşmemiz ve elememiz gereken uzun bir liste olacak. Saldırganın hala serbest olması da ayrı tabii.
Si la agresión ocurrió en la fiesta, eso es una larga lista de gente a entrevistar y descartar y el agresor aún suelto por ahí.
Ama saldırı cumartesi gecesi gerçekleşmiş.
Pero la agresión ocurrió el sábado.
- Yakınlarda bir kadın saldırıya mı uğramış?
¿ Han atacado a una mujer de por aquí?
Buralarda biri saldırıya uğramışsa ikinizin de gece yalnız gezmesini istemem.
Si una mujer de por aquí ha sido atacada no quiero que ninguna de las dos esté sola por la noche.
Bazen Frank'e gerçekten saldırıyorum.
A veces ataco a Frank de verdad.
Geçen sene 16 Ekim'de, sizi de saldırıdan tutuklamadılar mı?
El 16 de octubre del año pasado, ¿ no fue usted arrestado por asalto?
Her an saldırıya uğrayabileceğimizi unutmuşlar. Ne şekilde olursa olsun!
Les permitió olvidar que puede venir un ataque cuando sea ¡ desde cualquier flanco!
Bir saldırıyla dünyaya hükmedebiliriz.
¡ Con un ataque podríamos ganar la guerra!
Gece saldırısı.
Son los ataques nocturnos.
Açık bir şekilde, bu kurban saldırıya uğramış öldürülmüş ve kafası kesilmiş.
Tengo claro que la víctima fue atacada, asesinada y decapitada.
Bir araştırma öğrencisi saldırıya uğramış.
Un estudiante de investigación la lió parda.
Bu teknoloji doğrudan tek hedeflere saldırıyor olabilir,
Con esta tecnología podemos atacar directamente a objetivos individuales.
Tamamen otomatik, hedefli ve saldırı mükemmeldi,
Completamente automatizado, y una precisión perfecta contra el objetivo.
Onu saldırıya uğratacak ve kuleyi koruyacaktı,
Se uniráel ataque y dejara la construcción de la torre.
Saldırı ne olacak?
¿ Qué pasa con el ataque?
Fiziksel bir saldırı haline dönüştü,
Con un ataque físico...
Saldırı hazır,
Manden los misiles.
- Tornado roketi onlara saldırıyor,
- Es hora de atacar.
Tornado roket saldırısı,
Tenemos que lanzar los misiles ahora.
Ve Moskova'daki saldırının zaten başladığı gibi durdurulduğunun işareti
El ataque terrorista efectuado en Moscú se ha detenido repentinamente.
Saldırı ve bu zararın sorumluluğu,
No se sabe ciertamente quien fue el causante de este ataque
Bu saldırıdan uzak durmamız için bizi zorlamaya devam etmemiz,
Mantener la seguridad de las personas es primordial para la Nación afirma el Ministerio.
- Saldır o zaman.
- Entonces ven.
Saldır. - Durun!
- ¡ Basta!
İnsan kılıklı şeytanlar Başarıma saldırıyor
Hay diablos en persona Atacando mi éxito
Dom ya onlarla çalışıyordur, ya da bir planı vardır çünkü buraya ordusu olmadan saldıran delidir.
Dom trabaja para ellos o está haciendo un intercambio porque nadie está tan loco como para atacar este lugar sin un ejército.
- Ani saldırılardan kaçındık, Reis.
¡ Nos atacaron los vaqueros, jefe!