Seni görmek translate Spanish
19,583 parallel translation
Seni görmek, sesini duymak istedim.
Solo quería ver tu cara, oír tu voz.
Seni görmek isteyen biri var.
- Sí. Alguien aquí para verte.
- Seni görmek ne güzel.
Que bueno verte.
Tatlım, seni görmek için sabırsızlanıyordum ben de.
Cariño, he estado deseando verte todo el día.
- Joe, seni görmek ne güzel.
Joe, es un placer verte.
Herkes seni görmek için çok heyecanlı.
Todos estan emocionados de verte.
- Robert seni görmek istiyor.
- Robert quiere verte.
Seni görmek istedim.
Quería verte.
Seni görmek güzel, Shosh!
¡ Qué bueno verte, Shosh!
müdür yardımcısı seni görmek istiyor.
El asistente de dirección quiere verte.
Seni görmek ne kadar güzel bilemezsin.
No tienes ni idea de lo que me alegro de verte.
"Seni görmek istemiyorum" cümlesinin neresini anlamadın?
¿ Qué parte de "No te veré" no fue clara?
Seni görmek güzel Abby.
Me alegro de verte, Abby.
Seni görmek istiyorum.
Quiero verte.
- Seni görmek de güzel Demir Adam.
Es bueno verte también, Iron Man.
Seni görmek için. Alfa Parçacıkları alanındaki uzmanlardan biriymişsin galiba.
¿ Es un experto investigador de las partículas alfa?
Seni nasıl mutlu ederim bilmiyorum ama yüzündeki buseni görmek istiyorum.
No sé cómo hacerte feliz, pero quiero ver una sonrisa en tu cara
- Seni görmek harika.
- Qué bueno verte.
Seni görmek güzel.
Qué gusto verte.
Vince, seni görmek güzel.
- Bienvenido, hermano. - Vince, me alegra verte.
Seni görmek güzel.
Me alegra verte.
Seni görmek de öyle.
Me alegra verte.
Nathan, seni görmek güzel.
Nathan, me alegra verte.
Seni görmek, düşündüğümden daha çok yaktı canımı.
Me duele más de lo que pensaba... verte.
- Ah! - Seni görmek güzel.
- Un placer verte.
Seni görmek güzel, hayatım.
Qué bueno verte, cariño.
- Seni görmek güzel.
- Qué bueno verte.
- Seni görmek çok güzel.
- Qué bueno verte a ti.
Herkes seni görmek istiyor.
Todos adorarán verte.
Seni görmek güzeldi.
Fue un placer verte.
Çocuklar seni özledi, seni görmek istiyorlar.
Los niños te echan de menos, quieren verte.
Seni görmek güzel.
Me alegro de verte.
Seni görmek güzeldi Remy.
Me alegró verte, Remy.
Seni görmek güzel, dostum.
Me alegra verte, amigo mío.
Seni görmek çok güzel.
Estoy feliz de verte.
Sırf seni görmek için.
Sólo para ver tu rostro.
Aslına bakarsan, Shoshanna, seni böyle açıkça seks kulübesinde çalışırken görmek benim için kolay değil.
Francamente, Shoshanna, me cuesta verte así, trabajando en lo que sin duda es un burdel.
Seni yeniden görmek çok güzel dostum.
Es tan bueno verte, mi amigo.
Chadwick, seni görmek ne güzel.
Chadwick, qué bueno verle.
- Sadece seni görmek istiyor.İçeri gel.
Tienes que entrar.
- Seni orada yalan söylerken görmek çok üzücüydü, Alex... Özellikle de ben haklı olduğunu bilen tek kişiyken...
Especialmente cuando soy la única persona que sabe que tenías razón...
Seni gerçekten görmek istiyorum.
Me encantaría verte.
Bregan'a seni ziyaret etmek ve ilk kez deniz görmek için gelişimden.
Cuando vine a Bregan. De visitarte y de ver el Whale Road por primera vez.
Seni öyle uzanırken görmek bana bugün temizlediğim o şişmiş cesetleri hatırlatıyor.
Es solo que, verte ahí tendido, me recuerda al cuerpo sanguinoliento que tuve que limpiar hoy.
Adam seni tekrar görmek istiyor.
El viejo quiere verle de nuevo.
- Seni görmek güzel.
Qué bueno verte.
Seni ringde görmek güzel ama seni hayır yaparken görmek zor.
Es bueno verte en el cuadrilátero, pero no peleaste con todo.
Seni görmek güzel.
Qué bueno verte.
- Adam seni tekrar görmek istiyor.
El hombre quiere volver a verte.
- Jack, seni yeniden görmek güzel.
Jack, me alegra volver a verte.
Seni tekrar görmek güzel.
¡ Qué gusto verte de nuevo!