English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ S ] / Silahsız

Silahsız translate Spanish

1,747 parallel translation
Silahsız kadınlara ateş etmeyin...
No se dispara a mujeres desarmadas.
Silahsızım.
Estoy desarmado.
Dünyanın sürüklendiği bu durumda silahsız hayatta kalamayacağımızı biliyorlar.
Tal como está el mundo sabían que no sobreviviríamos sin armas.
- Beni silahsız mı göndereceksin?
- ¿ Me vas a dejar desarmado?
- Beni silahsız mı göndereceksin?
- ¿ Me dejarás desarmado?
Yanından silahsız bir adam geçeli ne kadar oldu?
Desde cuando un tipo desarmado simplemente se larga de tí, ¿ eh?
Ve sen, ne olursa olsun, beni, silahsız yalnız başıma bırakamazsın.
Y tú no vas, bajo ninguna circunstancia a dejarme solo sin algún tipo de arma.
Silahsız erkekleri vurmaması için Japonları ikna ettik.
Pensamos que los japoneses no dispararían a hombres desarmados.
Bir albay ve adamları ofisimi aradılar, ve bir saat silahsız ek askerlerin nerede olduklarını keşfetmeye çalıştılar.
Un coronel y su personal me llamaron, y por una hora traté de descubrir dónde estaban todos los otros soldados desarmados.
Bizi asıl korkutan durum, biz, silahsız bir avuç yabancı, Japon askerlerini okullardan, yabancıların ve Çinlilerin evlerinden, kimseyi incitmeden nasıl kovacağımızdı.
Lo que nos asusta de toda esta situación es cómo nosotros, extranjeros sin armas, podemos echar a los soldados japoneses de las aulas de las escuelas, de los cuartos de casas extranjeras y de casas chinas.
Ama olanlara seyirci kalıyorduk. En fakirlerinin bile son mülkü, son parası, yatacak yeri elinden alınırken, silahsız binlerce asker sığınacak yer ararken, bununla beraber yüzlerce masum sivil, gözünüzün önünde vurulurken veya bıçak denemesinde kullanılırken.
Pero tener que quedarse al margen, mientras les sacan las posesiones incluso a los más pobres, hasta la última moneda, la ropa de cama, mientras se llevan ante nosotros, para balearlos o practicar con las bayonetas,
Kendinizi ve dünyayı koruma yolu işbirliği yapmanız ve silahsızlanmanız olacaktır.
La manera de protegerse y al mundo... sería cooperar, desarmarse.
Silahlarla Veya silahsız.
De cualquier forma, con o sin armas.
Benden tekrar silahsız adam öldürmeni izlememi mi istiyorsun?
¿ Para qué? ¿ Para asesinar a más gente indefensa?
Durumu çakmadan önce, en kısa sürede ve yavaşça Jack'i silahsız duruma getirmelisin...
Necesito que desarmes a Jack tan rápida y tranquilamente como puedas antes de que se dé cuenta.
Yalnız gel, silahsız ben de Josh'u serbest bırakayım.
Ven solo, desarmado, y dejaré ir a Josh.
Silahsızım!
¡ Estoy desarmado!
Silahsız gidersem kendisini tehdit altında hissetmez.
Si estoy desarmado, no se sentirá amenazado.
- Uçak mı? - Silahsızım.
¿ Un avión?
Ya Sam'le birlikte silahsız olarak çıkarsınız ya da biz gireriz.
Quiero que tú y Sam salgan desarmados, o entraremos.
Silahsız gelmeniz gerekiyordu.
Se suponía que debían venir desarmados.
Dışarı silahsız çıkarız.
Salimos desarmados.
İç güdülerim bana adamın silahsız olduğunu söyledi. Ama ben yine onlara karşı çıktım.
Mi instinto me decía que no estaba armado pero fui en contra de todos modos.
Silahsız mültecilerdi.
Eran refugiados desarmados.
Silahsızım.
No tengo ningún arma.
Silahsız, anladın mı?
Sin armas, ¿ Entendido?
O silahsız, silahı yok!
¡ Está desarmado, está desarmado!
O silahsız.
¡ Está desarmado!
O silahsız!
¡ Está desarmado!
Hepiniz dinleyin, o silahsız!
¡ Oigan, está desarmado!
Hey, o silahsız!
Oigan. ¡ Está desarmado!
Silahsızım.
Ni siquiera llevo arma.
Doğru. Biz, Kara Şövalyeler Tarikatı silahsız birisini öldürmeyiz.
Así es, la Orden de los Caballeros Negros no matará a alguien desarmado.
Kötü bir alet bir adamı silahsız gitmeyeceği yere götürür.
La verga dura... lleva a un hombre a lugares adonde no iría con una escopeta de dos caños.
Silahsız!
Nada de armas.
Oraya varmak için 10 dakikası var. Çatılarda üç nişancı olduğunu söyle o yüzden silahsız ve adamsız gelsin.
Dile que dé 3 vueltas alrededor del techo, y que venga solo y desarmado.
Asla silahsız olmayın, Başçavuşum
Nunca sin el fusil, el sargento primero.
Asla silahsız olmayacağım.
Nunca estare sin mi rifle.
Goetz'i yakalayıp silahsız bıraktığını biliyorum.
Sé que doblegaron y desarmaron a Goetz.
Silahsız bir polis.
Un policía sin arma.
Sokaklara döküleceğiz, silahsız.
Y saldremos a las calles sin armas.
Silahsız olduğunu nereden bileceğim?
¿ Cómo sé que no estás armado?
Silahsız olduğunu kanıtlamasını iste.
Dile que pruebe que no está armado.
Silahsızım.
Desarmado.
- Görevlilerin silahsız olduklarını söylemiştin.
- Dijiste que estaban desarmados.
Silahsızım.
Estoy desarmada.
Yemin ederim ki silahsızım.
Les juro por Dios que estoy desarmada.
Silahsızım.
Estoy desarmado. ¡ Deje de patearme!
- Ayrıca silahsızım. - Olduğunuz yerde kalın efendim.
No amenazo a nadie, ni siquiera estoy armado.
Asla silahsız olmayın, Başçavuşum. Nedir?
¿ Qué?
Silahsızım.
No estoy armado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]