Sinirlenmeyin translate Spanish
93 parallel translation
Sinirlenmeyin bakalım.
Vamos, no pierda la calma.
Böyle ufak bir şey için sinirlenmeyin.
No se ofenda por un detalle como ése.
Sinirlenmeyin.
No se ponga nerviosa.
Sinirlenmeyin.
Vale, no se cansen.
- Sinirlenmeyin bakalım.
- No se altere.
Sinirlenmeyin.
No se altere.
Sinirlenmeyin. Hepsini ödeyeceğiz.
Señora, no se ponga nerviosa, que ahora se lo pagamos todo.
Tatlı azizem, kabalığımı bağışlayın, ne olur sinirlenmeyin.
¡ Dulce santa, por caridad, no cedáis ante el malhumor!
Lütfen benim yüzümden sinirlenmeyin.
Por favor, no se moleste por mí.
Lütfen sinirlenmeyin.
- Por favor, señor Pike, no se enfade.
Sinirlenmeyin Bayan Kratochvilova.
No se enfade, Sra. Kratochvilová.
Sinirlenmeyin Bayan Kratochvilova!
¡ ¡ No se enfade, Sra. Kratochvilová!
Lütfen sinirlenmeyin.
Por favor, no te enfades.
Kaybedince sinirlenmeyin.
Odio a los malos perdedores.
Sinirlenmeyin, lütfen!
Hermano Lung, no te enojes, por favor.
Mr. Spak, siz Volkanlıların üstün bir tür olduğunuzu kabul ediyoruz, sinirlenmeyin.
Sr. Spock, no se altere. Sabemos que los Vulcanos son una especie superior.
Size bir şey söylemeliyim. Lütfen sinirlenmeyin.
Tengo que decirle una cosa. ¿ No se enoja?
- Sinirlenmeyin.
- No se enfade.
- Sinirlenmeyin.
- Efectivamente no.
Lütfen sinirlenmeyin, efendim.
No pierda los estribos.
Bu kadar sinirlenmeyin.
No esté tan nervioso.
Sinirlenmeyin.
Olvida lo que dije.
Lütfen sinirlenmeyin.
Por favor, no sean malos.
Ama sinirlenmeyin lütfen...
No se ponga furioso.
Sinirlenmeyin, bir saniyede biter. - Yok artık!
Tranquilo, será un momento.
- Hayır, sinirlenmeyin lütfen.
No, no te preocupes.
Yarına konsantre olun ve bu gece sinirlenmeyin.
Mañana es lo importante. No se pongan nerviosos.
Lütfen sinirlenmeyin.
Tranquila.
Hayır, hayır. Lütfen, sinirlenmeyin.
Espere un momento no se me enoje
Üçüncü kardeş, sinirlenmeyin.
Tercera hermana, no te enfades.
- Lütfen, sinirlenmeyin. - Ne?
- Perdone, pero esta siendo irracional - ¿ Qué?
Sinirlenmeyin.
No se enfade.
Tamam, ama, lütfen sinirlenmeyin.
Vale, pero no se enfurruñe, por favor.
Sinirlenmeyin.
¡ Tranquilos!
Efendi Wang, sinirlenmeyin!
¡ Maestro Wang!
Efendi Wang! Sinirlenmeyin, Efendi Wang!
¡ No se enfade, Maestro Wang!
- Sinirlenmeyin. Araştıracağımı söyledim.
Dije que me informaría.
Sakin olun, sinirlenmeyin..
Tranquilo, no te enfades.
Sinirlenmeyin.
No se molesten.
General, sinirlenmeyin.
tranquilícese
Sakin olun. Sinirlenmeyin.
Tómenlo con calma.
Durun sinirlenmeyin Rasih Bey.
No te enfades, Rasih.
Tamam Bayan Forman, lütfen sinirlenmeyin. Tamam, işte.
Ok, Sra. Forman por favor no se altere.
# Sinirlenmeyin, olan oldu bir kere...
Así hasta el último rincón
Hemen sinirlenmeyin bakalım.
No hagas un alboroto.
Sinirlenmeyin.
Suéltense. Relájense.
- Şimdi, sinirlenmeyin, kaptan...
- No se ponga así, capitán.
Sinirlenmeyin.
No te enfades.
Lütfen sinirlenmeyin.
No se enfade, por favor.
Sİnirlenmeyin bayım, bu şekilde daha iyi olacak.
No se preocupe, jefe, es mejor así.
Sakın sinirlenmeyin.
No te enojes mucho.