Sıra dışı translate Spanish
2,773 parallel translation
Çok sıra dışı bir isminiz var Bay Popper.
Tiene un nombre muy poco común, Sr. Popper.
Bakın işte sıra dışı birinin bana bir şans vereceğini biliyordum.
Creo que podría estar en lo cierto. \ nno me llamó la atención
Bunun biraz sıra dışı olduğunu biliyorum ama zaten hiç normal bir şey yapmadım.
Pero no puedo decidir \ que nlntroduzca. Así que...
İhtimali de düşük. Sıra dışı bir cömertlik ve kendini feda etme içermeli.
Hay una manera... pero es difícil y poco probable.
Birlikte birçok sıra dışı macera yaşadılar.
Juntos han tenido muchas aventuras poco comunes.
O gün benim görevim iki helikopter getirtilmişti helikopterle gidecek memurlardan birisi olarak ben görevlendirilmiştim ilçenin ve şehrin üzerinde havadan gözetleme yapmak ve nitekim bütün El Paso'yu baştan başa gözetledik sıra dışı bir şey görebilmek için.
Mi tarea del día fue... trajeron dos helicópteros. Y uno de los oficiales me pidió subir al helicóptero y volar por la ciudad y por el condado, y, de hecho, todos fuimos a El Paso buscando algo fuera de lo común.
Bu sıra dışı zevki neye borçluyum?
¿ A qué debo este extraordinario placer?
Katlanılmaz acıları için sıra dışı bir çözüm arzuluyormuş.
Desea una solución extrema a su enigma.
Bu, bunun oldukça sıra dışı bir global bakış açısı olduğu kadar gerçek bir masumiyet değil.
Aunque no es inocencia, también es una perspectiva global extraordinaria.
Tam bir baş belası. Ama sıra dışı biri olduğu kesin.
Es un problema estar a su lado, es un tipo raro.
Onu nakavt etti! Sıra dışı bir boksörün gösterisini izledik. Yabuki Joe!
¡ Hemos visto la aparición de un nuevo boxeador, Yabuki Joe!
Yabuki Joe gerçekten hafife alınacak biri değil! Onun gibi sıra dışı bir boksörü ilk defa görüyorum!
¡ Yabuki Joe, realmente nunca había visto un boxeador como él antes!
12 bölümlük sıra dışı bir belgesel.
Y es un documental extraordinario. Consta de doce partes.
Kendinden geçmeden önce sıra dışı bir şey oldu mu?
¿ Algo fuera de lo usual antes de que perdiera el conocimiento?
Gördüğün, kokusunu aldığın sıra dışı bir şey?
¿ Visiones, aromas, algo fuera de la rutina?
Sıra dışı muhasebecilerimden birinden öğrendiğime göre bu tesise milyon dolarla harcamışım.
Uno de mis, contadores, me informó que millones de dólares habían sido canalizados a estas instalaciones.
Yapmamız gerek kelimesi hiçbir zaman bizim sıra dışı ilişkimizde olmadı.
Lo "normal en estos casos" no va con nuestra relación.
Sıra dışı bir şey görürsen haber ver.
- Digo, obviamente no hizo nada bien.
Sıradan sıra dışılıktan başka bir şey yok.
Solo las rarezas habituales.
Her şey tamamen yasal ve korkacak bir şey yok Sıra dışı bir şey yok annen de bunu biliyordu
Es todo perfectamente legal y genéticamente con los estándarés de seguridad y se convierte en algo de lo que se pide...
Bayan Brown, öğleden sonra gözünüze çarpan sıra dışı bir durum oldu mu?
Srita Brown, noto algo inusual o algo fuera de lo común en su caminata esa tarde?
Sıra dışı bir şey yapma.
Sólo actúa normal.
Yani sıra dışı bir seçim diyebiliriz.
Como una elección inusual para mí.
Saito'lar sıra dışı saç stilistleri öyle olunca ben de onların bu yeteneklerini takımımız için kullanabileceğimi düşündüm.
Saito padre e hijo son unos peluqueros excepcionales, así que pensé que podría usar sus habilidades para nuestro grupo.
Sıra dışı zamanlar sıra dışı işler yapmayı gerektirir.
Pero los tiempos inusuales pide cosas insólitas
Sıra dışı biliyorum ama tek yolu bu.
- Joiner, sé que no es ortodoxo, pero es la única manera de que pueda funcionar, ¿ de acuerdo?
Yani Richard ve Emma biraz sıra dışıydı belki ama?
Es decir los propios Richard y Emma eran un poquito... -... ¿ cómo decirlo, excéntricos quizá? - Bueno, yo diría "recalcitrantes".
Siz... Çok sıra dışı bir büyücüsünüz.
Eres un mago fuera de lo común.
Bugün Phoeniks şehri sizin tarafınızdan temsil ediliyor. Sıra dışı bir fırsatla. Ama aynı zamanda size önemli bir sorumluluk da yüklüyor.
Hoy, la ciudad de Phoenix les ofrece una extraordinaria oportunidad, pero a la vez les confiere una solemne responsabilidad.
Bugün, Phoeniks şehri sıra dışı bir fırsatla sizin tarafınızdan temsil ediliyor.
Hoy, la ciudad de Phoenix les ofrece una extraordinaria oportunidad.
Paul Simmons'ın askere alma görüşmesinde sıra dışı bir şey var mı?
El contrato de reclutamiento de Paul Simmons ¿ dice algo - fuera de lo ordinario?
Onu sıra dışı yapan şey, kendine has tasarımıdır ve...
Lo que lo hace extraordinario es la individualidad de todo el diseño y allí entran ustedes.
Bu çok ta sıra dışı değil.
Ahora eso es común.
Sıra dışı pek bir şey yoktu.
Nada raro.
Salgın hastalıklar insanlarda sıra dışı davranışlara neden olurlar, Fleur.
Las epidemias causan comportamiento irracional en la gente, Fleur. Ya lo hemos visto.
Burada sıra dışı bir şeyler fark ettin mi?
¿ No ves algo extraño aquí?
Ona ait olan sıra dışı bir banka hesabı varmış.
Dicen que está involucrado con una actividad bancaria inusual.
Sıra dışı bir durum var mıydı?
¿ Algún comportamiento inusual?
Her şey sıra dışı bir hale büründü. It puts the lotion in the basket.
Se pone la loción en la cesta.
Sıra dışı bir zenginle evleneceğim.
Voy a casarme con un rico paquete resuelto.
Sıra dışı mı?
¿ Paquete?
Abin sıra dışı.
Tu hermano es un paquete.
Son bilimsel araştırmalara göre, bu, inanılmaz bir adanın, bu adada yaşayan insanların ve Atlantis efsanesini doğuran sıra dışı son günlerin hikâyesidir.
Basada en las últimas investigaciones científicas, esta es la historia de una increíble isla, de la gente que vivió allí... y de los extraordinarios últimos días que inspiraron... la leyenda de Atlantis.
Geçen hafta sıra dışı herhangi bir şey yaptın mı?
¿ Hiciste algo fuera de lo normal la semana pasada?
Hiç de sıra dışı bir şey değil.
No es raro, en realidad.
Eskiden sıra dışı silahlar üzerine çalışıyordum, ama bu geçmişte kaldı.
De acuerdo, solía trabajar en armas no convencionales, vale, en los viejos tiempos.
Peki bir tür sıra dışı bomba imalatçısı tanıyorsak?
Si solo conociéramos alguna clase de fabricante de bombas no convencional.
Çok sıra dışı, anne.
Es fenomenal, mamá.
Sıra dışı durum belirlendi.
Anormalidad borrada.
Kesinlikle sıra dışı
Y luego me gusta calmarme, así que asúmelo.
Ulusal Güvenlik mahiyetiyle güvenlik güçlerini düşmanınızın peşine takmanın en güzel yanı tüm kurumların seferber edilmesinin yanı sıra ardına düştükleri her kimse onu yakalamalarıdır.
Una de las cosas agradables de mandar contra tus enemigos una respuesta máxima de Seguridad Nacional es el hecho que tendrás los recursos de todas y cada una de las ramas de las fuerzas del órden, lo que significa que generalmente atraparán a quien estén persiguiendo.
dişi 48
dışişleri 20
disiplin 65
dışişleri bakanlığı 32
sıra sende 497
sıra senin 27
sıra bende 178
sıra sizde 90
sıra kimde 40
sıra bizde 39
dışişleri 20
disiplin 65
dışişleri bakanlığı 32
sıra sende 497
sıra senin 27
sıra bende 178
sıra sizde 90
sıra kimde 40
sıra bizde 39