Tamamiyle translate Spanish
1,555 parallel translation
Eric, bu tamamiyle bizim olacak.
Eric, esto va a ser nuestro.
Tamamiyle müstehcen.
- Absolutamente asqueroso.
Bu tamamiyle anlaşıldı mı, Kate?
Kate?
Tamamiyle harab olmuştum.
Completamente desolada.
Tamamiyle içine çekilmiş durumdayım.
estoy completamente compenetrado.
Tamamiyle sana ait bir kulen olacak.
Tendrás una torre toda tuya.
Bu burada tamamiyle yasal.
Es perfectamente legal aquí.
- Evet, ama çözüm yolun tamamiyle ırkçı
- Sí, pero al deducirlo es racismo.
Tamamiyle yalnızız.
Estamos completamente solos.
Tamamiyle haklısın.
Tienes toda la razón.
Kısaca, bu tamamiyle aptal bir karar değil.
Evidentemente, no es una idea del todo absurda.
Emin misin? Buranın sakinleri tamamiyle ölü.
Los habitantes de Acheron están muertos.
Arabalar artık tamamiyle güvenli.
Ahora los autos son seguros.
- Ben Jenny'yi tamamiyle bilirim.
A Jenny la conozco desde siempre.
Tamamiyle beni görmeni umut ettim.
Sé que no vas a querer volver a verme.
Tamamiyle satılmadı. Satmayacak.
Si no están agotadas, no lo hará.
Tamamiyle dediğin gibi.
Ya está.
Onaylıyorum. Tamamiyle onaylıyorum... Ne olduğunu anlamadım.
que estoy de acuerdo... estoy completamente de acuerdo que... no sé que me ha pasado.
Benden tamamiyle dürüst olmamı istemedin mi?
¿ No dijiste que querías que fuera totalmente sincero?
Fakat ona karşı tamamiyle dürüst olamamam beni tekrar yabancılaşmış hissettirdi.
No poder ser sincero con ella me hizo sentir alienado otra vez.
Ve seks, benim için tamamiyle değişmişti.
Y el sexo de repente se volvió algo diferente.
Üzgünüm efendim, ama korkarım otel tamamiyle dolu.
Señor, me temo que el hotel está completo.
Tamamiyle
- De memoria.
Tamamiyle : Bu bizde kalan!
Y éso es todo lo que tenemos.
Yemin ederim ki... Tamamiyle çılgınsın.
Juro que estás totalmente loca.
Bu tamamiyle onun için.
Fue todo por él.
Acı, tamamiyle acı.
Amarga, completamente amarga.
Bunun tamamiyle faşist olduğunu sanmıyorum.
Yo no pienso que eso sea inherentemente fascista.
Ama tamamiyle buruştu ve beyazladı.
Está blanco y arrugado.
Şimdi tamamiyle farklı ama o zaman hepimiz rekabet içindeydik.
Ahora es diferente, pero antes, manteníamos una gran rivalidad.
Telleri vidalamak zorunda değil hatta çelik bir boru da kullanmayabilir ve bunları yapmazsa tamamiyle güvenli bir hale gelebilir ama bomba ölümcül olmaz.
No usó hilo en capas, y ni usó un tubo de acero, y habría sido más seguro de haberlo hecho. Pero la bomba no habría sido tan mortal.
Ne yazık ki, kreş tamamiyle dolu.
Por desgracia, la guardería está llena.
Tamamiyle bittim.
- Estoy bien jodida.
Bazıları romantik kartlar alırken, bazıları şeker ve çiçek satın almıştı, ve bazıları da güzel restorantlarda yemek rezervasyonları yaptırıyordu. Ve bazıları, bu günü tamamiyle unutmayı başarmıştı.
Mientras algunos escriben postales de amor y algunos llevan a casa bombones y flores y algunos reservan mesa en algún exquisito restaurante otros consiguen olvidarse por completo de la ocasión otra vez.
Yani sen olduğun için çok minnettarım, biliyorsun bir dakika bile bundan pişmanlık duymadım, ama, bunu tamamiyle bunaltıcı bulmuştum.
Estoy muy contenta de tenerte, y no lo lamento ni por un momento pero fue muy complicado.
Nasıl yapıyor bilmiyorum ama, Edie bunu tamamiyle kendisi ile alakalı bir şekle getirmeyi başardı.
No sé cómo lo hace, pero Edie ya se las ha vuelto a apañar para convertirse ella en el centro de atención.
Annemi defnederken, bunu tamamiyle saygıyla yaptım.
Cuando enterré a mi madre, lo hice con todo el respeto.
Haklısın. Sen sadece, seninle çıkarsam Edie'nin tamamiyle çılgına döneceğini söylememeyi seçtin.
Tú sólo decidiste no decirme que Edie se volvería loca si salía contigo.
Haklısın, Doktor. Tamamiyle haklısın.
y estas en lo cierto, Doctor, tienes toda la razón.
Stewie evde kendini tamamiyle dışa vurmaya başladı.Merak ediyorum da,... acaba okulda nasıl davranıyor?
Señorita Hopson, Stewie ha estado muy inquieto en casa últimamente. Y me preguntaba, ¿ cómo se ha comportado en la escuela?
Tamamiyle şaka yapıyorum
Es broma, amiga.
Oh, Tamamiyle sizi tavlamış
Te tiene tan obnubilado.
Nasıl normal olduğunu düşünürsün tamamiyle bana yalan söyleyerek
¿ Acaso creíste que podías ocultarme todo y mentirme?
ve tamamiyle iyileşmesini bekliyorum.
Y espero que ella se recupere completamente
Tamam. Sakinim. Tamamiyle sakinim.
Muy bien, estoy calmado, totalmente calmado.
İçi tamamiyle prezervatif ile dolu.
Solo es un montón de condones.
Tamamiyle anlıyorum. Um...
Umm... sólo necesito un poco más de tiempo
Tamamiyle sende.
Todo es sobre tí.
Tamamiyle benim.
Tengo todo.
Tamamiyle.
Exactamente.
Tamamiyle değil.
En absoluto.
tamam 65623
tamam mı 13610
tamam mi 103
tamamdır 2135
tamam canım 67
tamamen 264
tamam o zaman 544
tamam olur 25
tamam anladım 45
tamam tatlım 105
tamam mı 13610
tamam mi 103
tamamdır 2135
tamam canım 67
tamamen 264
tamam o zaman 544
tamam olur 25
tamam anladım 45
tamam tatlım 105
tamam efendim 298
tamam anne 127
tamamıyla 47
tamamlandı 26
tamamı 16
tamam oldu 33
tamam öyle olsun 18
tamam baba 89
tamam hayatım 43
tamam dostum 85
tamam anne 127
tamamıyla 47
tamamlandı 26
tamamı 16
tamam oldu 33
tamam öyle olsun 18
tamam baba 89
tamam hayatım 43
tamam dostum 85
tamam tamam 209
tamam patron 67
tamam mıyız 25
tamam o halde 42
tamam da 58
tamam evlat 70
tamam millet 88
tamam işte 104
tamam değil 44
tamam öyleyse 133
tamam patron 67
tamam mıyız 25
tamam o halde 42
tamam da 58
tamam evlat 70
tamam millet 88
tamam işte 104
tamam değil 44
tamam öyleyse 133