English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ T ] / Tamamıyla

Tamamıyla translate Spanish

4,170 parallel translation
Diyelim ki, buna uygun kişileri buldun onlara ulaştın, zihinlerinin en derin noktasına girdin tamamıyla kontrolün altına aldın eğer çok çalışırsan... ve mesai harcarsan ve doğru yaparsan neredeyse her şeyi yapmalarını sağIayabilirsin.
Veamos. Si tuvieras a la persona adecuada y la coges y escarbas en su interior, si consigues controlar su voluntad, con mucho trabajo... y tiempo,
Elbette iyi bir okul, beni tamamıyla sorumsuz mu sandın?
¡ Por supuesto que es buena! ¿ Crees que soy irresponsable?
Kaldırımın üzerindeki o küçücük harfler doğumumun, tamamıyla bir kaza olmadığının kanıtıydılar.
Este pequeño dibujo en la acera era como la prueba fundamental que mi nacimiento no fue un total accidente.
Birkaç hafta önce yarıştan tamamıyla kopmuştun ve şu an geri göndün.
Hace unas semanas estabas fuera de competencia y ahora estás de regreso.
Çünkü biz daima birbirimize tamamıyla dürüst ve açığız.
Porque estamos siempre abiertos y somos honestos entre nosotros.
- Tamamıyla. - Harika.
Bueno, yo he sobrevivido,
Size gönlümü tamamıyla kaptırdığımı söylemekte bir sakınca görmüyorum, fakat o gidip, Franklin'le evlendi.
No me importa decirle que me enamoré completamente, pero ella fue y se caso con Franklin.
Bana bir bak, tamamıyla kötürüm ve çarpılmış, hareket etme gücünden yoksun, yine de vaz geçmeyi düşünmüyorum.
Míreme, todo entumecido y retorcido, incapaz de moverme, y aun así no pienso en abandonar.
Tamamıyla katılıyorum.
- Estoy de acuerdo.
Oh, hayır, o bunu tamamıyla ahlaki nedenlerle, başkalarını kurtarmak için yaptı.
No, lo hizo por razones estrictamente morales, para salvar a otros.
Bence herkes tamamıyla normal görünüyor.
A mí me parecen todos completamente normales.
Tamamıyla yok olmuş görünüyor.
Parece haber desaparecido completamente.
Hayır, tamamıyla düzgün bir ipucuydu.
No, era una pista perfectamente sencilla.
Tamamıyla öyle, efendim.
Muy cierto, señor.
Onun "tamamıyla yanlış, bunu sürdüremem" dediğini işittim.
Lo escuché. "Todo está mal. No puedo seguir con esto".
Tamamıyla yanlış ".
Todo está mal ".
Her neyin olduğunu düşünüyorsan, o tamamıyla... işte şurada.
Lo que sea que piensa que va mal está simplemente... aquí arriba.
Senin tamamıyla yararsız bir muhafız köpek olduğunu belirlemiş olduk.
Ha quedado demostrado que eres un perro guardián completamente inútil.
Siz acıma ve bağışlama duygusundan tamamıyla yoksunsunuz.
Que no tiene ninguna compasión, ninguna piedad.
Başbakan, balistik füze kalkanı kurma çabanızı tamamıyla destekliyor. Tabii Birleşik Devletler ile birlikte Avrupa'yı da içine alırsa.
La Primer Ministro apoya completamente sus esfuerzos de construir un escudo de misiles balísticos, hacerlo cubre tanto a Europa, como a Estados Unidos.
Mesele tamamıyla mevki, mevki, mevki.
Todo es sobre la ubicación, ubicación, ubicación.
ve bugün size tamamıyla Belçika'dan ithal yeni banyo fayanslarından veriyoruz.
Y hoy vamos a ponerle su nueva ducha, completa con azulejos belgas importados.
Tamamıyla tek başına.
Enteramente por sí mismo.
Hayır, sanırım Horace Bindler hiç beklemediği bir şeyle karşılaştı, tamamıyla yeni bir şeyle.
No, sospecho que Horace Bindler podría haber tropezado con algo bastante inesperado, algo bastante nuevo.
Fakat Nettie bir hizmetçi ile evlendiği için, babası Decimus onları mirasından tamamıyla çıkardı.
Pero como se casó con un sirviente, su padre Decimus cortó los lazos con ella completamente.
Ve benim sana olan sürprizim tamamıyla mahvoldu.
Y espero que sea algo que me sorprenda.
Tamamıyla üretim hatası.
Defecto total de fabricación.
Ben mi tamamıyla gittim yoksa sen mi?
¡ O yo estoy totalmente loco! ¡ O todos ustedes han perdido sus mentes!
O da, bana bir kez bile lordum demeyi unutmadığın ve tamamıyla saygıdeğer bir yoldaş olduğun için teşekkür edecek.
Está aquí para agradecerte por ser un muchacho respetuoso que nunca obvió referirse a mí como "mi señor".
- Tamamıyla uydurma.
Eso es completamente falso.
Bu benim hikayem ve tamamıyla gerçek.
Esta es mi historia. Y es toda verdad.
Tamamıyla katılıyorum.
No podría estar más de acuerdo.
Durumu tamamıyla anlıyor.
Entiende la situación perfectamente.
O gayet sağlıklı ve atletik bir kızdı. Tamamıyla normaldi.
Ella era una niña saludable y activa, perfectamente normal.
Yeter artık Brian, tamamıyla saçmalıyorsun.
Es suficiente, Brian, esto es realmente ridículo.
Bu ilişkinin yürümesi için gerçekten çabalamış olman seni tamamıyla anlatıyor.
El hecho de que estés intentado que esto funcione dice todo sobre ti.
Olağanüstüydün, tamamıyla olağanüstü! Ben Doktor'um, Kasterborous Sistemindeki...
'Has estado fantástica, absolutamente.''Soy el Doctor, soy de Gallifrey,
Tamamıyla bağlantı kurmak için tek bir soruya cevap bulmamız gerekiyor.
Hay que contestar una pregunta para unirlo todo.
Koca Ed'in tamamıyla iyileşeceğini söylemekten mutluluk duyuyorum.
También me alegra informaros de que Big Ed se recuperará del todo.
O gece annenle aramızda olanlar tamamıyla doğal ve arabesk tarzındaydı.
Lo que pasó entre tu madre y yo aquella noche fue completamente natural - y arabesco.
C sınıfı yaralarım tamamıyla görünmez oldu.
Mis cicatrices de la cesara han desaparecido totalmente.
Tamamıyla haklısın.
Estabas completamente en lo cierto.
Anlıyorum, tamamıyla anlıyorum.
Lo entiendo, completamente.
Hata, Poirot. Yanıldığını göstermek için tamamıyla çocukça bir zevk uğruna.
Solo por el enorme placer infantil...
O iş için fazlasıyla heteroyum ben, tamam?
Soy demasiado hetero para eso. ¿ Está bien?
Prezervatifin olmamasıyla ilgili kimseye bunu söyleyemezsin, tamam mı?
Sobre la cosa de que no hay condones... no lo puedes decirselo a nadie, ¿ de acuerdo?
- Tamam. Bir kayıp olayıyla ilgili bazı haberler varmış.
Tenemos noticias sobre un caso de persona desaparecida.
Tamam, belki benim planım tam anlamıyla mantıklı değildi fakat işe yaradı.
Vale, bueno, quizá mi plan no fue exactamente como se planeó, pero quizá sí.
Başkalarıyla olan tüm planlarını iptal etmeni istiyorum. Tamam.
Necesito que canceles todos tus planes con cualquiera.
Christie'nin arabasıyla git, tamam mı?
Que te lleve Christie, ¿ vale?
Dinle, Leo, Rita'yla biraz zaman geçirdik, tamam mı?
Mira, Leo, pasamos algo de tiempo con Rita, ¿ de acuerdo?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]