Tanıstık translate Spanish
10,937 parallel translation
- Tanışma şerefine nail olmamıştık.
- No creo que tengamos el placer.
Tanıştık, doğrusu.
De hecho, sí.
Kendine başka Gurkha bul. Tamam, biriyle çıkıyorsun ve onu en iyi arkadaşlarınla tanıştırıyorsun ve kafayı yiyorlar.
Muy bien, tú sales con alguien y le presentas a tus mejores amigos y él se asusta.
Daha önce tanışmıştık.
Nos conocimos antes.
Kütüphanede beraber çok iyi çalıştık.
Trabajábamos tan bien juntos en la biblioteca.
Biz daha yeni tanıştık.
Acabamos de conocerte.
Biz hiç tanışmamıştık.
Nunca nos conocimos realmente.
- Hastanede tanıştık.
Nos conocimos en el hospital.
- Çok uzun zaman önce tanıştık.
Fue hace mucho tiempo. Sí
Birkaç sene önce bağış toplantısında tanışmıştık.
¿ Nos conocimos en un evento benéfico hace unos años?
Yeni tanıştık, sizi hayal kırıklığına uğratmak istemem ama şu anda olay yerinde değil.
Siento decepcionaros especialmente cuando nos acabamos de conocer y eso pero no está en la escena en este momento.
Daha yeni tanıştık, ama not ettim.
Te acabo de conocer, pero tomo nota.
- 16 yaşındayken tanışmıştık.
Nos conocimos a los 16.
Yeni tanıştık...
Me acabas de conocer... - Lo sé.
Tanıştık bile.
- Sí, lo sé. Le conocí.
Sadece iki hafta önce tanıştık.
Nos conocimos hace dos semanas.
Super Bowl reklamlarındaki Godaddy kızıyla tanıştın mı?
¿ Conoces a la chica de los comerciales de "Godaddy" del Súper Tazón?
Gündüz mesaisinden sonra, az personelin çalıştığı gece mesaisinde gidersek tanıdık birilerine rastlama olasılığı azalır.
Así que podemos entrar en el turno de noche... muy tarde, cuando haya menos gente... y con suerte nadie conocido.
Çok yaklaşmıştık.
Estuvimos tan cerca.
Delisiyle, tuhafıyla ve kız olduğundan bile şüphe ettiğinle tanıştın.
Bueno, has conocido a la chiflada, a la rara, a la de "ni siquiera estoy seguro de que sea una chica".
Annika, beni dünyanın bir sürü kıç oyunuyla tanıştırdın.
Annika, me has enseñado todo un nuevo mundo de juegos con el culo.
- Tanışmıştık.
Sí, ya nos conocemos.
Bu topyekün bir savaşa neden olacak bir hareketti ve New York daha önce hiç böyle bir şeye tanık olmamıştı.
Un movimiento que va a conducir a una guerra sin cuartel, como nunca jamás se había visto en Nueva York.
KAHTHIE'NİN GÜNLÜĞÜ 71 yılının sonbaharında tanıştık.
Diario de Kathy Nos conocimos en otoño del'71.
Kathie ve Bobby ile tanııştığımda il izlenimim... birbirlerine aşık olduklarıydı.
La primera impresión que tuve de Kathie y Bobby cuando los conocí es que estaban enamorados.
Bu şekilde tanıştık.
Así nos conocimos.
Düğününüzde tanışmıştık.
Nos conocimos en vuestra boda.
Sadece... İlk tanıştığım o iyi insanın, bütün bunların içinde kaybolmasını görmek istemediğim için kızgınım.
Es solo que... estoy enfadado porque no quiero ver a esa persona que conocí al principio, la buena persona...
Tam olarak tanıştırılmamıştık.
No nos hemos presentado adecuadamente.
Evet, St. Gildas kilisesinden tanıdık biriyle.
Sí, con quien llevaba St. Gilda.
Jimmy'yle birbirimizi biraz tanımıştık.
Y Jimmy y yo nos conocimos un poco.
Altı yıl önce Harvard'da tanıştık.
Nos conocimos en Harvard hace seis años.
Evet, adı Matteo'ydu ve ona o kadar ilgi duymuyordun. Kız arkadaşlarınla Atlantic City'ye gittin ve babamla tanıştın.
Sí, se llamaba Matteo y no te atraía y fuiste... a Atlantic City con tus amigas... y ahí conociste a papá.
JFK'in tuvaletinde çok tatlı bir kızla tanıştım.
Conocí a una niña linda en el baño del JFK.
Kumsalda tanıştığın kız bu.
Esta es la chica que conociste en la playa.
Heh. Sanırım 1988 te tanıştık.
Creo que le conocí en 1988.
Evet, efendim, Bay Garnet, daha önce tanıştık.
Sí, Señor Garnet, nos conocemos.
Çok yaklaşmıştık.
Estamos tan cerca.
- Hapishanede tanışmıştık.
- Nos conocimos en la prisión.
Tanıştığımız anı, aşık olduğumuz anı, seni sevmemeyi ne kadar istediğimi hatırlıyorum. Ama sanki istemediğim bir şeye doğru sürükleniyormuş gibiydi.
Recuerdo el momento que nos conocimos, el momento que nos enamoramos, cuanto no quería amarte, pero fue cómo... fue cómo... que estaba siendo arrastrada hacia una corriente.
Sabah tanıştık sayılır.
Camile, nos conocimos antes, algo así.
Üç yıl önce tanıştık. Birkaç seyahate gelmesini istedim ama elbette kendi amaçları var. O yüzden epey ayrı vakit harcıyoruz.
Nos conocimos hace tres años, le pedí algunos viajes pero tiene sus propias metas, por supuesto así que terminamos pasando mucho tiempo separados.
- Diğer gerçeklikte tanışmıştık.
- La conocí en la otra realidad. - Sí...
Britanya Virjin Adaları'ndayken Sir Richard'ın yatında tanıştık.
En el yate de Sir Richard en las Islas Vírgenes.
Sonra da babanla tanıştım ve aşık olduk.
Y luego, más tarde conocí a tu padre, y nos enamoramos.
Dan'in karşısında böyle bir şey dediği için çok kızmıştım.
Estaba tan enojada de que dijera algo frente a Dan.
Birkaç yıl evvel onunla, o babama Brezilya yağmur ormanlarında bir arazi alımı için danışmanlık yaparken tanıştık.
Nos conocimos hace años cuando estaba asesorando a Padre en la compra de unas tierras en el bosque brasileño.
Annesine yazdığı mektuplarda bir kızla tanıştığı yazıyor ama ön yargılı olmayacağız.
Bueno, las cartas a su madre decían que había conocido a una chica pero, bueno, no descartemos nada.
Evet, Saint Gilda kilisesinden tanıdık gelen biriyle.
Si, con quien llevaba St. Gilda.
Madem dürüst olacağız nasıl tanıştığımızla ilgili kısmı da es geçmememiz gerekiyor.
Oh. Bueno, ya que estamos siendo honestos, no debemos dejar de lado la parte de cuando nos conocimos.
Oturumda tanıştığı bir adam, destekçisi mi kefili mi, her ne diyorlarsa artık.
Un amigo de su reuniones, su padrino, o apadrinado, o como lo llamen.