Tartışmak istemiyorum translate Spanish
513 parallel translation
" Tartışmak istemiyorum.
" No quiero discutir.
Bunu tartışmak istemiyorum.
No quiero discusiones.
- Tartışmak istemiyorum.
- No quiero pelear.
Bunu daha fazla tartışmak istemiyorum ve eğer mahsuru yoksa kitabı da almak istiyorum.
Preferería no seguir discutiendo, y si no le importa, me gustaría comprar este libro.
Ve bu konuda tartışmak istemiyorum!
¡ Y no lo discutiremos más!
Hayır, tartışmak istemiyorum galiba.
No quiero hablar de él.
Gel hadi, şunun şurasında birkaç saatimiz var. Tartışmak istemiyorum.
Vamos, tenemos que pasar un rato juntos y no me apetece discutir.
Tartışmak istemiyorum.
No quiero discutirlo.
Bu davayı O'nun yanında tartışmak istemiyorum.
No quiero discutir este caso delante de él.
Bunu tartışmak istemiyorum!
Es que no quiero discutir.
Julian Craster ekipten ayrılıyor ve bunu daha fazla tartışmak istemiyorum.
- Julian se va de la compañía. - No quiero discutir el asunto.
Tartışmak istemiyorum.
No quiero hablar de eso.
- Tartışmak istemiyorum, Bayan Wynand.
- No quiero discutirlo, señora Wynand.
Bea, bütün gün burada oturup, aynı şeyleri tekrar tekrar tartışmak istemiyorum.
Bea, no voy a quedarme todo el día discutiendo esto.
- Pekala, seninle tartışmak istemiyorum
Bien, no discutiré contigo.
- Bunu tartışmak istemiyorum.
- Prefiero no discutirlo.
Seninle bu konuyu tartışmak istemiyorum.
Preferiria no discutir esto con Ud.
- Daha fazla tartışmak istemiyorum.
No quiero seguir discutiendo este asunto.
Bunu daha sonra tartışmak istemiyorum. Hemen şimdi karar verilsin istiyorum.
No, lo decidimos aquí y ahora.
Bu konuyu daha fazla tartışmak istemiyorum.
No pienso discutir más esto.
Ama tartışmak istemiyorum.
Pero no busco conflictos.
Kusura bakmazsan Tracy'yi seninle tartışmak istemiyorum.
Recuerdo... - Prefiero no hablar de ella contigo.
Bunu tartışmak istemiyorum.
No te hablaré de él.
Seninle tartışmak istemiyorum.
No quiero que nos peleemos.
Seninle tartışmak istemiyorum Lena.
No quiero discutir contigo, Lena.
Frank, daha fazla tartışmak istemiyorum.
Frank, me niego a seguir discutiendo este asunto.
Tartışmak istemiyorum.
No quiero discutir.
Sizinle tartışmak istemiyorum Bayan Lora.
Siento disgustarla, señorita Lora.
Bak Mabel, seninle tartışmak istemiyorum. Şu dış hattı biran önce bağla yoksa gelecek sefere sana gösteririrm.
No voy a discutir, dame línea y luego te doy dos peniques.
Seninle kavga etmek ya da tartışmak istemiyorum.
No quiero pelear contigo. No quiero discutir contigo.
Seninle tartışmak istemiyorum.
No quiero pelearme contigo.
Bu konuyu tartışmak istemiyorum.
No quiero discutirlo.
Doctor, seninle tartışmak istemiyorum.
Doctor, no quiero discutir contigo.
Lütfen, Paul, tartışmak istemiyorum.
Por favor, Paul, no quiero discutir.
Hem boş mideyle tartışmak istemiyorum.
No pienso discutir con el estómago vacío.
Bu gece daha fazla tartışmak istemiyorum.
No quiero discutir más esta noche. Me voy a la cama.
Tartışmak istemiyorum. Emirlerimi yerine getir.
No quiero discutir el tema, señor Spock.
Şimdi, tartışmak istemiyorum, ama geçen defa da tam görüşecekken bir şeyler olmuştu.
No quiero ponerme a discutir, pero la última vez que quedamos también le surgió algo.
- Bunu tartışmak istemiyorum.
- No tengo ganas de hablar.
Matt, tartışmak istemiyorum.
Matt, no voy a discutir.
Zengin oluş şekliniz hakkında daha fazla tartışmak istemiyorum. Ama, herhangi bir şekilde fikrinizi değiştirmeniz durumunda o paranın kızıma kalacağına dair sizden teminat istiyorum.
No hablemos de cómo se ha enriquecido, pero por si cambiara de opinión, preferiría tener una garantía de que devolverá el dinero a mi hija.
Bunu tartışmak istemiyorum.
No quiero hablar de ello.
Seninle tartışmak istemiyorum.
No quiero discutir.
- Bunu tartışmak istemiyorum.
- No qu ¡ ero d ¡ scut ¡ r.
- Bunu tartışmak istemiyorum!
- ¡ No qu ¡ ero d ¡ scut ¡ r! ¡ Ya está!
Tartışıyor olsaydım, kabul ederdim ama tartışmak istemiyorum!
S ¡ qu ¡ s ¡ era d ¡ scut ¡ r d ¡ ría que sí. ¡ Pero no qu ¡ ero!
Bunu tartışmak istemiyorum.
No qu ¡ ero d ¡ scut ¡ r.
Bu konuda tartışmak istemiyorum!
No pienso discutir sobre eso.
Seninle ters düşmek de, bunu tartışmak da istemiyorum.
No quiero contradecirla y no quiero que discutamos.
- Tartışmak istemiyorum.
¿ Por qué me equivoco siempre sin saber porqué ni sobre qué?
Tartışmak bile istemiyorum.
Yo no quiero discutir.