Tıpkı bunun gibi translate Spanish
230 parallel translation
Tıpkı bunun gibi bir gündü.
Era un día igual que éste.
Tıpkı bunun gibi pek çok yetişkin de var, Tom.
Hay muchos adultos que también son así.
Tıpkı bunun gibi.
Igual que ésta.
Tıpkı bunun gibi.
Es sólo que...
Bizim de tıpkı bunun gibi bir radyomuz var.
Tenemos una radio como ésta.
Tıpkı bunun gibi, New York başmakalesi.
Como este, una editorial de Nueva York.
Tıpkı bunun gibi.
Así tal cual.
Bu sabah da tıpkı bunun gibi bir ses duydum.
Escuché uno igual esta mañana.
Ama hatırlamalısın ki çocuğum, eğer onu kaybedersek, tıpkı bunun gibi yaklaşık 200 tane daha var.
Pero así se acuerde, hijo, si lo perdemos, hay alrededor de 200 o más delante de nosotros así como así. Ahora, vamos.
Tıpkı bunun gibi.
Eso mismo es esto.
Tıpkı bunun gibi... "Biliyorum"?
¿ " "Lo sé" "? ¿ Así nomás?
Tıpkı bunun gibi.
Como estos.
Lane'le ben tepeye çıkmıştık... Grady'yi ateşin başında bıraktık, tıpkı bunun gibi.
Lane y yo subimos a la parte alta... y dejamos a Grady sentado al fuego, igual que éste.
Ah-choo! Tıpkı bunun gibi.
Justo así.
Tıpkı bunun gibi.
Como aquí.
Öyleler. Çirkin, korkunç kertenkeleler. Tıpkı bunun gibi.
Lo son, son lagartos feos y horrendos.
Tıpkı bunun gibi bir tane de annen için yapmıştım.
Hice uno como estos para tu madre.
Tıpkı bunun gibi.
Como esa.
Ve bir jilet çıkardılar. Eski tip bir jilet. Tıpkı bunun gibi.
Sacaron una hoja de afeitar, una hoja de afeitar común, como ésta,
.. tıpkı bunun gibi.
como éste.
Babanın da tıpkı bunun gibi bir tane vardı.
Su papá tenía uno así.
Tıpkı bunun gibi büyük bir ağacın dibine oturmuştu.
Siddhartha se sentó bajo un gran árbol, justo como este.
Beynin kafatasına baskı uygular tıpkı bunun gibi!
¡ El cráneo te aprieta el cerebro y se siente así!
- İnanmayacaksın ama Francie annemin de tıpkı bunun gibi bir bonesi vardı.
Nunca lo creerás, Francie... pero mi madre tenía una capelina muy parecida.
Tıpkı bunun gibi konuşmadan iletişim kurabiliyoruz.
Nos comunicamos sin necesidad de hablar.
Biliyorsun... tıpkı bunun gibi bir tanesini Magar'da finalleri kazanmak için kullandım.
Sabes, usé una igual a esta para ganar las finales de Magara.
Onlar gezegen tıpkı bunun gibi.
Esos son planetas, planetas como éste.
Ben de biraz payladım onları. ve bir tecrümeleri vardı, tıpkı bunun gibi.
Les eché de aquí y ellos tenían las Biblias como esa
Evet bir tarzı var. Tıpkı bunun gibi.
Tenia buen balance, era algo asi.
500 yıl önce.. generaller adamları ile bir hat oluşturdular... tıpkı bunun gibi silahlarla onları kararlaştırılmış pozisyonlarda gönderdiler...
Hace 500 años... los generales formaban a sus hombres en líneas rectas... y los enviaban a atacar posiciones fijas... con armas como esta.
Tıpkı bunun gibi.
Míralo...
Tıpkı bunun gibi.
Como esto.
Tıpkı bunun gibi mi?
- ¿ Así de fácil? La próxima vez elige la otra ventana.
Bir gün, senin de bunlardan olacak. Tıpkı bunun gibi.
Un día tendrás una de estas, igual a esta.
- İşte tıpkı bunun gibi sorular.
Como esas. Preguntas como esas.
Bir gün, Londra tıpkı kor gibi parıldayacak... ve o kadar güzel olacak ki sen bile bunun karşısında hayran kalacaksın.
Un día, Londres brillará, incandescente... y será tan hermosa que hasta tú te emocionarás.
Ve sen de tıpkı benim gibi bunun aşk olmadığının farkındasın.
Y sabes que no era amor, como lo sé yo.
Bunun için asılacaksın, Conover. Tıpkı Naomi Drake'in de asılacağı gibi.
Le colgarán por esto, igual que a Naomi Drake.
Tek bildiğim bunun kaçınılmaz olduğuydu tıpkı benim ölümüm gibi.
Yo sólo sabía que era inevitable. Tal como mi muerte es inevitable.
Bunun olmasını istiyordun tıpkı benim gibi.
Estabas soñando, y yo soñaba.
Vince Tıpkı kasabanın geri kalanı gibi seni de idare ediyor. Herkes bunun farkında.
Vince manda en usted como en los demás, y todo el mundo lo sabe.
Peh, bunun tadı tıpkı tuvalet kağıdı gibi.
Tío, esto sabe a papel higiénico.
Tıpkı Yaponchik gibi bunun da gerçek ismi olduğundan şüpheliyim.
Dudo que sea su verdadero nombre, como el de Yaponchik.
- Pazartesi günü de tıpkı bunun gibi bir tane giymiştiniz.
El lunes llevaba una como ésa.
Dolap çeviriyorlarsa bunun bedelini ödemeleri gerek. Tıpkı herkes gibi.
Bien, si quieren joder, tendrán que pagar, como todos.
Tıpkı bunun Kurba yediği zamanki gibi.
Igual que cuando él se comió la rana.
Bunun tadı tıpkı eyer sabunu gibi.
Porque sabe a jabón para pieles.
Bunun farkındayım, Binbaşı, tıpkı Başkan gibi.
Soy conciente de eso, Mayor, y también el Presidente.
Bizi tıpkı David'in babası gibi terk etmiş. Bunun nesi güzel?
Como el padre de David, mi padre nos dejó.
Bunun yerine Amerika tıpkı Sovyet Rusya gibi yeni bir global dayanışma yaratmak için diğer devletlerle anlaşmaya varmalıydı.
En vez de eso, debía llegar a acuerdos con países como la Unión Soviética, para crear un nuevo tipo de interdependencia global.
Tıpkı... bunun gibi mi?
¿ como esto?
bunun gibi 190
bunun gibi bir şey 34
bunun gibi mi 57
bunun gibi şeyler 48
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
tıpkı 157
bunun gibi bir şey 34
bunun gibi mi 57
bunun gibi şeyler 48
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
tıpkı 157