English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ U ] / Uyandı

Uyandı translate Spanish

23,548 parallel translation
Gus, onu burada kalıp kalamayacağını sormak için uyandıramam.
Gus, no puedo despertarla para preguntarle si puedes quedarte a dormir. No, no, no, no, no.
Eğer müvekkilin acıklı hikâyesini tüm detaylarıyla anlatır ve kasıtsız cinayet izlenimi uyandırırsa, tamam.
Tu cliente nos cuenta toda su desgraciada historia y si sugiere homicidio involuntario, lo acordamos.
O gün sabah altıda uyandım.
Y resulta que, a las 6 : 00 de esa mañana... me desperté.
Uyandırın.
Despiértalo.
Ve maalesef oğlumu da uyandırdım ve onu tekrar uyutmaya çalıştım ama işe yaramayınca ben de Good Morning Magic Sunshine'ı yazdım.
Por desgracia, me desperté a mi hijo, y traté de hacerle volver a dormir, y cuando no funcionó, escribí "Buenos Días Magia Sunshine".
AVUKAT : Verdiğin ifadeye göre, sen onu üst kata taşırken baygındı ve yatağa yatırdığında aniden uyandı diyebilir miyiz?
Entonces ¿ declaraste que la llevaste arriba, inconsciente, y cuando la acostaste, despertó de repente?
Arabadayken panik içindeydiler. Ağabeylerini uyandırmadan bizi nasıl indireceklerini düşünüyorlardı.
En el auto estaban locos, intentando resolver cómo dejarnos en casa sin que sus hermanos despertaran.
Bahçede uyandığımı hatırlıyorum. Donmak üzereydim ve kapıya ulaşmaya çalışıyordum.
Recuerdo que desperté casi congelada e intenté llegar a la puerta.
Her sabah uyandığımda, işvereniniz olan Jane O'Brien Media'dan kişilik haklarıma saldıran ve yasal tehditlerle dolu bir mesaj alıyorum.
Me despierto cada día con mensajes de Jane, para quien ustedes trabajan, con una lista de ataques personales y amenazas legales.
Bu bende başka bir şeyler dönüyor olabileceği hissini uyandırdı.
Lo que para mí es una alerta de que algo está sucediendo.
Uyandığı zaman da kendini sandalyeye bağlı olarak bulurdu... "Bana her şeyi anlatacaksın hemen" derdim.
Y cuando despierte estará atado a una silla y le diré :
Bu bende şeytanın takvimine merak uyandırdı.
Hace que te preguntes qué agenda sigue Satanás.
Kurt adam dönüşümü onu uyandırıp iyileştirene kadar hayatta tutuyoruz onu.
Solo lo mantenemos con vida hasta que su transformación lo despierte y lo sane.
Umarım seni uyandırmamışımdır.
Espero no haberte despertado.
O zaman uyandırmayalım onu.
Bueno, entonces, no debemos despertarla.
Demek istediğim, kimseyi uyandırmak istemeyiz.
Prefiero no irritar a los demás.
- Lütfen beni biraz sonra uyandır.
Ir a la cama ahora.
Bu makaleyi tamamlamam gerek. Sen uyandır onu.
Tengo que completar este artículo.
Uyandığımda keşke olmasaydım diyecek.
Va a desear no estarlo cuando se despierte.
İnsanları uyandırmayı.
Para despertar a la gente.
Uyandınız mı?
¿ Estás despierta?
Ama uyandınız.
Pero estás despierta.
"Evet, Ashley burada. Uğrayayım." Sonra sen uyandın.
"Oh, sí, Ashley está aquí, voy a pasar por aquí." Y eso es cuando despertaste.
Sadece... Neden beni uyandırmaya çalışıyorsun?
¿ Entonces por qué estás intentando que me levante?
Seni uyandırmadan, seni ve yatağını medya odasına nasıl taşıdığımı merak ediyorsundur.
Se pregunta cómo me las arreglé para moverle y su cama de la sala de prensa sin despertarte.
Bazı sabahlar uyandığımda gözlerim yaş içinde buluyorum kendimi.
En ocasiones, cuando despierto en la mañana.
Bilinmiyor Uyku? Öbür tarafta yaşadıklarımı uyandıktan sonra pek hatırlayamıyorum.
Mis recuerdos son bastante borrosos cuando cambiamos de lugar.
Kıymetini bil. uyandıktan sonra kaybolur gider.
Valóralo, los sueños desaparecen cuando despiertas.
- Kataware-doki neredeyse... Uyandığımızda unutmamamız için isimlerimizi yazalım mı? -... bitmek üzere.
El KATAWAREDOKI se... acaba.
Uyandığımızda unutmamamız için isimlerimizi yazalım mı?
Para no olvidarnos cuando despertemos, escribamos nuestros nombres.
Niye bende bu kadar merak uyandırmıştı hâlâ hiçbir fikrim yok.
Ni siquiera yo mismo entendía la razón por la cual eso me interesaba tanto. Ni siquiera yo mismo entendía la razón por la cual eso me interesaba tanto. Ni siquiera yo mismo entendía la razón por la cual eso me interesaba tanto.
Dağda bir yerde bayıldım ve uyandığımda çok küçük ve uzak bir köydeydim boynumda bir açık yarayla birlikte.
Me desmayé en algún lugar de las montañas, y cuando me desperté, estaba en un pequeño pueblo, a distancia, con el cuello abierto extendidas.
Bu sabah beni uyandırmadan gitti.
Se fue sin despertarme.
İshida-kun uyandıktan sonra bile gidip onu göremem gibime geliyor.
Incluso cuando Ishida-kun se despierte, No tengo el coraje para verlo.
Biliyor musun, geçen gece uyandığımda sağ kolum yatak örtüsünün altındaydı.
¿ Sabes qué? La otra noche, me levanté con el brazo derecho por fuera de las sábanas.
Uyandığında size haber veririz, sadece iyi olduğunu bilmek istersiniz diye düşündüm.
La avisaremos cuando despierte, pero pensaba que le gustaría saber que está evolucionando bien.
Medici evinde kalmanız yanlış izlenim uyandıracak, hazretleri.
Alojaros con los Médici enviará un erróneo mensaje, Santidad.
Sabah seni uyandırmaya çalıştım...
Intenté despertaros, pero.
Üzgünüm, seni uyandırmak istememiştim.
Lo siento, intenté no despertarte.
- Uyandı mı?
- ¿ Está despierto?
Onu uyandıralı epey oldu.
Lo desperté hace un rato.
Koma halinden uyandığınızda bu sizin için bir şok olabilir ama...
Puede ser que tuvo un poco de shock... cuando despertó de un estado de coma a...
Amy uyudu, ardından Yvegeny ağlayarak uyandı, ardından Amy yine uyudu sonra Gemma kaka yapıp uyandı.
Amy se durmió y Yvegeny se despertó llorando... y Amy se durmió otra vez... y Gemma se despertó cagada encima.
Böyle uyandım.
Me he despertado así.
Ve uyandığımda, her şey yok olmuştu.
Y cuando desperté, no quedaba nada.
Tüm bu kargaşa ikiz kardeşi Clyde'ı uykusundan uyandırmış. Bana anlattığına göre bu olaylar yaşanırken odasında uyuyormuş.
Toda esa conmoción despertó a su hermano gemelo Clyde, que, según me contó, estaba en su habitación, buscando el sueño, cuando pasó todo.
Birkaç hafta kederden donakaldıktan sonra bir sabah uyandım. Normalde yaptığım gibi kendime kahvaltı hazırladım. Normalde yaptığım gibi kendimi diyaliz makineme bağladım.
Pasé semanas paralizado en mi propia pena, pero desperté una mañana, me hice de desayunar, como de costumbre, me conecté a mi máquina de diálisis, como de costumbre y empecé a hablar... en voz alta.
Birkaç saat sonra uyumuşum. Uyandım. Odadaki tüm sunucular yok olmuştu.
Después de varias horas, me quedé dormido, me desperté... y todos los servidores del cuarto estaban destruidos.
Tek hatırladığım üç gün sonra Tyrell Wellick'in arabasında uyandığım.
Solo recuerdo que desperté en el auto de Tyrell Wellick tres días después.
Marcus, uyandın mı dostum?
¿ Marcus? ¿ Estás despierto, amigo?
Orada sızıp kaldın. Uyandığında ise sabah olmuştu ve o ölmüştü.
Usted se fue a dormir y cuando se despertó por la mañana, ella no estaba.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]