English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ U ] / Uyanığım

Uyanığım translate Spanish

760 parallel translation
Sevgilim... Gerçekte demek istediğim ; sen burada olmadığın için karanlıkta uyanığım ve ağlıyorum.
Cariño lo que en verdad quiero decirte,... es que estaré despierta en la oscuridad y lloraré tu ausencia.
Uyanığım ve kalkmak istiyorum Nanine.
He despertado y quiero levantarme.
- ört saattir uyanığım.
Hace horas que estoy despierta.
Ben uyanığım.
Estoy despierta.
- Evet, uyanığım.
- Sí, estoy despierto.
Evet, uyanığım.
Sí.
Uyanığım zaten. Ne bağırıyorsun?
Estoy despierto. ¿ Por qué gritas?
- Evet uyanığım.
Sí, estoy despierto.
Ben tamamen uyanığım.
Estoy muy despierto ahora.
Tamamen uyanığım.
Estoy bien despierta.
Tanrım, hayır uyanığım!
Cielos, no! . Estoy despierto!
- Uyanığım Xandros.
Estoy despierto, Sandros.
Ben çoktan beri uyanığım ve bir sürü de ilginç şeyler yaşadım. Sen ise daha uyuyorsun!
Llevo siglos despierta y he tenido experiencias extrañas.
Çünkü her zaman buradayım, uyanığım!
Porque siempre estoy aquí desvelada
Hala daha çok uyanığım madam. Ve her şey kontrolüm altında.
Aún estoy bien vivo, madame, y cuerdo.
Hala uyanığım.
Aún estoy despierta.
Parmak uçlarına basarak geliyor ama ben uyanığım!
No encendió la luz, y andaba sigilosamente.
Evet, sanırım, uyanığım.
Si, creo que lo estoy.
Ben uyanığım.
Yo estoy insomne.
Ben uyumuyorum kızım. Uyanığım.
Yo no duermo, hijita, no duermo, estoy despierto.
Hadi, kes şunu, ben uyanığım.
¿ Por qué...? No duermo.
Hayır, tatlım. Henüz uyanığım.
No, estoy despierto.
Hala uyanığım.
Sigo despierta.
- Uyanığım.
Estaba despierta.
Eve gidip bu fedakarlığımızı hak edip etmediklerini görelim. Uyanın! "
Volvamos a casa a ver si son dignos de nuestro sacrificio. ¡ Despierten!
Frankie'yi yakaladığım zaman zirvesine çıktığın pislikten kurtulmak için içinde bir his uyanır diye düşünmüştüm.
Cuando encerré a Frankie pensé que tenias sentido suficiente para salir de la basura.
Uyanığım!
Estoy despierta.
Bütün gece senin çadırında uyanık kaldığımı hatırlasana çünkü "Kuzey Kutup" u oynamak istemiştin?
Recuerdas cuando me quedé toda la noche en tu carpa Por que querías jugar "Polo Norte"?
Ayrıldığında uyanıktım, oradan eminim. Gittiğini gördüm.
Pero estaba despierta cuando se marchó esta mañana.
Ama bu sefer uyanık olacağım ve kimin yaptığını göreceğim.
Pero esta vez estaré despierto y sabré quién lo hizo.
Uyan. Bu aradığımız şey.
Para esto nos buscaba.
1911 yılı, taç giyme töreni sabahı uyanıyorum ve çılgınca aşığım.
En este día de la coronación de 1911 estoy locamente enamorada de ti.
Yarın yarın burdaki uyanışımızın son gecesi, ama ben ayrılsam da sizler yaptığım işi devam ettireceksiniz.
Mañana es la última noche de nuestra obra evangelizadora, pero, cuando me marche, continuaréis mi labor.
Sanırım bana uyan kötü alışkanlığı buldum ; ılık ve güzel.
Pues yo creo haber encontrado el vicio que me gusta. Es caliente, es bueno.
Hayır daha sonraydı, gece uyanıp ağladığım zaman.
No, fue después, cuando me desperté llorando.
Sanırım başvuracağı başka yol kalmamıştı ama öyle bile olsa dilini ısırmasına ne demeli? Sence uyanıklık mı yapıyordu yoksa yaptığı sadece münasebetsizce bir hareket miydi?
Sí, incluso como recurso final morderse la propia lengua es un acto digno de alabanza, aunque resulte impropio.
- Hiç kimse uyanık değil. - Ben uyanığım. - Buna hakkın yok.
El empuje de la I, excepto I no tenga Para apetecer.
Sandığın içindeki her neyse, uyanıyor. Bunu daha önce de yaşamıştım.
Lo que hay en ese Arca está despertando y lo he visto antes.
Ben tamamen uyanığım.
- Estoy totalmente despierto.
Uyuyamadığım gibi gece boyu uyanık kalırdım.
Odiaba despertar en medio de la noche. Me quedaba levantada para no despertarme.
Muazzam muhteşem ve merhametli majesteleri ey kainatın efendisi, uysalların koruyucusu ey burnunu karıştırmaya layık olmadığımız ey dışkısı kısıtlanmamış bir zevk olan ve ey tavus kuşlarının gürültülü çiftleşmeleri bizi gece boyunca uyanık tutan. Yalvarırız, bu hizmetkarlarınıza klasik bir Dor sütun pervazının friz bölümündeki üçüz yivler arasındaki bölümün adını söyleyiniz.
Magnífica y Graciosa Majestad, amo del universo... protector de los mansos que somos indignos de sonarte... tú que cuando cagas no hueles mal... tú que no nos dejas dormir criando pavos que follan de noche... haz el favor de decir a tus esclavos... cómo se llama la parte del entablamiento... que está entre los tríglifos del friso de un templo dórico.
Tanıdığım en uyanık tip.
Es uno de los tíos más listos que conozco.
Şimdi de uyanıp, yemyeşil, soluk bir suratla, neler yaptığına mı bakıyor?
¿ Y se despierta ahora para mirar, pálida, lo que hizo tan fácilmente?
Uykularım huzursuz rüyalarla uyanıklığım özlemle dolu.
Al dormir tengo sueños inquietos. Al despertar tengo ansias.
Dostlarım iş yardım programındaki bu tip kötülüklerden sakınmanın... en etkin yolu... Amerikan halkının kendisindeki sonsuz uyanıklığıdır.
Amigos, la manera más efectiva de prevenir esos males... en este programa de empleo... será la constante vigilancia del pueblo estadounidense.
Avazım çıktığı kadar çığlık atarak uyanırım.
Es bochornoso. Me despierto gritando como un condenado.
Düşünsene, evde kendi yatağımda uyanıyorum ve başımdan aşağı su döken tanımadığım bir kadın görüyorum.
Imagínese lo que sentí, cuando me desperté en mi casa, en mi cama,
Ben... kanunlara uyan bir vatandaşım. Yaptığım şey kanunlara aykırı değil.
Soy un ciudadano honrado.
Tekrar uyanınca, ona aradığımı söyler misin?
Cuando se despierte, ¿ le dirá que he llamado?
Uyanığım.
Estoy insomne, ¿ por qué lo dices?
Bazen geceleri uyanıkken gerçekten yaşayıp yaşamadığımı merak ederdim.
A veces, cuando estoy despierta por la noche... me pregunto si he vivido.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]