Ve seni translate Spanish
43,377 parallel translation
Ve seni izlerdim... Gözlerine bakardım, hareketli gözlerine. Üzerine toprak dökülürken.
Y te miraría, a tus ojos, tus ojos salvajes, mientras la tierra cae sobre ti.
Artık ne olduğumu bilmiyorum ve seni incitmek istemiyorum Jenny.
No sé lo que soy. No quiero lastimarte, Jenny.
Ve seni bu dördüyle mi bırakayım?
¿ Y dejarte aquí con estos cuatro?
Dinle. Bence çok tatlı birisin ve seni çekici buluyorum.
Escucha, creo que eres dulce, y me pareces muy atractiva.
Ve seni bir sebepten oraya çekmeye çalışıyorsa?
Y entonces él está intentando conseguirle hacia fuera allí Para quién sabe qué razón.
Beni tanısaydın ve seni ne çok sevdiğimi bilseydin beni anlamasan dahi senin hayatını daha iyi yapmak için çabaladığımı bilirdin.
Y si me supieras y cuánto te amo, Entonces incluso cuando usted no entiende, Usted podría saber que estoy trabajando en su vida para siempre.
Kördüm ve seni göremiyordum.
Yo estaba ciego y no podía verte.
Onu tahrik etmelisin, seni saçından çekip sikini suratına sürttürmüş ve senin ağzına almanı istiyor.
Quiero decir, tendrías que seducirlo, ya sabes,... hasta el punto de que te agarre del pelo... y te obligue a meter la cara en su pene... y te meta en la garganta.
Daha onunla tanışmamıştım bile ve seni ele verdi.
Ni siquiera lo conocía, y sin embargo te entregó.
Yakınlardaydım ve seni gördüm.
Estaba cerca y lo ví.
Ve seni çok sevi... biraz daha uzatsam yerini şıp diye bulurlar.
Y yo amo... Es mucho más largo y sabrán nuestra ubicación.
Ve seni hayal kırıklığına uğratmayacağım.
Y no te decepcionaré.
Seni rahatsız etmek, ne bileyim işte, ne yapıyorsan seni alıkoymak istemem ama arkadaşımla biraz tartıştım ve senin hakkında saçma sapan şeyler söylemeye başladı.
No pretendía interrumpir tu momento de furia o lo que sea que sea, pero estábamos discutiendo con mi amigo, y él comenzó a decir verdaderas barbaridades sobre ti.
- Çok güzel bir kadınsın ve seni seviyorum. - Bende seni seviyorum.
Eres una mujer muy hermosa y te amo.
Ve seni öldürecek.
Y te va a matar.
Seni almaları için bir ekip arabası göndereceğim ve seni aldıracağım.
Enviaremos un equipo para recogerte y llevarte a la estación.
Geçen sefer de bir şeyi değiştirmedi ve seni temin ederim ki Sherlock'ta da bir şey değişmeyecek.
No cambió la última vez y te aseguro que no cambiará... con Sherlock.
Ve seninki, seni çok uzun zamandır bekliyordu.
Y los tuyos llevan mucho tiempo esperando.
Annenle baban dün gece rüyama girdi ve seni özlediklerini söylediler.
Tu mamá y tu papá se me aparecieron anoche en un sueño y me dijeron que te extrañan.
Çünkü bu paçavrayla asla burada işe alınmazdın ve seni hiçbir yerdeki bir iş için de önermem.
Porque basado en esta mierda... Nunca te contratarían aquí y yo nunca te recomendaría para ningún trabajo en ningún lugar.
Kapüşonlu bir adam geldi ve zorla içeri girdi, seni bir çukura attı
¡ Cállate! Vino y entró y te echó en un agujero,
Karanlık seni çepeçevre sarmış ve yaşamın tadını çıkarmaya hiç vaktin yok.
Tu vida es un collage de negro sin tiempo para la alegría.
Biliyordum! Ve eğer isteseydim seni ona teslim ederdim!
¡ Y podía haberte entregado en bandeja de plata!
Seni bu akşam ağırlamaktan büyük bir zevk ve büyük bir gurur duyuyoruz.
Con el orgullo más profundo y el mayor placer le damos la bienvenida esta noche.
Ve şimdi seni rahatlamaya davet ediyoruz.
Y ahora la invitamos a relajarse.
Ve bizim seni ne kadar çok sevdiğimize dair hiçbir fikrin yok.
Y no tienes ni idea de cuánto te amo.
Seni ve aileni kurtarmak istiyorum, tamam mı?
Quiero salvarlo a usted y a su familia, ¿ de acuerdo?
Oturdum ve on dakikadır seni bekliyorum.
Llevo diez minutos esperándote aquí.
- seni ararım ve...
- y yo te llamaré.
Ve ben seni suçlamıyorum.
Y no los culpo.
Seni ben yarattım ve benim emirlerimi uygulayacaksın.
Te haré obedecerme.
Ve bir türlü susmak bilmiyor, sana kaltak ve şişko sürtük, minik korkak göt falan diyor, seni kendi sürtüğü yapacağını söylüyor.
Y no paraba. Dijo que eras una puta, un cobarde total, una puta cobarde y sumisa, y dice que eres su puta.
Git yoksa seni ben oraya postalarım!
¡ Ve allá antes de que te arrastre!
Ve ben seni izlemekten başka hiçbir şey yapamıyorum.
Y solo me siento a mirarte.
Ve sonunda, seni yakaladılar.
Y finalmente, te acabaron.
Seni seviyorum ve ben kimseyi sevmem.
Te amo y ni siquiera me gusta la gente.
Seni korumak için söz vermiştim ve tam olarak bunu yapıyorum.
Te prometí protegerte y eso es exactamente lo que voy a hacer.
Hayatta kalan tek kişi sensin, bu yüzden seni istiyor olmalı ve Thatcher büstünü ararken halihazırda cinayet işledi bile.
Tu eres la única otra sobreviviente, debes ser tú lo que él quiere, y ya ha matado por los bustos de Thatcher.
- Ve sadece seni kastetmiyorum.
Y no sólo me refiero a ti. ¿ Qué?
Seni hak etmiyorum ben, sadece... Yapmak istediğim tek şey seni ve Rosie'yi korumaktı ; sadece bu.
No te merezco, yo... lo único que quería era mantenerte a ti y a Rosie seguros, eso es todo.
Ve sadece seni kastetmiyorum.
Y no me refiero sólo a ti.'
Seni bu kodu almak için buraya getirdim. Ve babanın günlüğünü yok et.
Te traje aquí para obtener el código y destruir el diario de papá.
- Git, git! - Olmaz, seni bırakmayacağız.
- Ve. ¡ Vete, Roderick!
Annem ve babam seni tanımıyor bile.
Mamá y papá ni siquiera te conocen.
Kendisini çok fazla önemseyen şu altın kız seni ve arkadaşlarını ona götürmemiz için bize büyük para teklif etti. Çünkü hepinizi öldürmek istiyor.
La chica dorada con una gran opinión de sí misma... nos ofreció una buena suma por entregarle a ti y a tus amigos... porque los quiere liquidar a todos.
Çirkin olduğunda ve biri seni sevdiğinde seni sen olduğun için sevdiklerini bilirsin.
Cuando eres fea y alguien te quiere... sabes que te quiere por lo que eres.
Berbatlar, iğrençler, yalancılar ve istediklerini alana kadar seni kullanır sonra bir kenara atarlar.
Cualquiera que sea la causa, la gente es un asco. Es un asco que mientan... y te usan para conseguir lo que quieren, y luego simplemente te desechan.
Seni çok severim ama Hayvanlara Özgürlük Cephesi'nin 40 yıllık tarihine ve anlamlı mirasına saygısızlık ettin.
Te aprecio de corazón, pero deshonraste 40 años de historia y el valioso legado del Frente de Liberación Animal.
Seni görebileceğim yakın bir yere git ve acele et tamam mı?
Ve a hacer donde pueda verte y date prisa.
Denise olmadan önce Dennis olduğun ve yöneticin olduğum dönemde seni Narkotik'te gizli görevde çalıştırırken karmaşık ve vahşi şeyler yapıyordun bazen.
Antes de que fueras Denise, cuando eras Dennis y yo era tu Jefe, cuando tuve que trabajar de encubierto en la DEA, estabas confundido y eras muy loco a veces.
Seni şunu söylemek için çağırdım ; herhangi bir yerde iş bulmak istiyorsan kendine çekidüzen ver, işlerini hakkıyla yap ve gelecekteki muhtemel işverenine biraz saygı göstermeye başla.
Quería verte para decirte que si alguna vez quieres encontrar trabajo en alguna parte será mejor que reacciones, hagas las cosas apropiadamente y empieces a mostrar respeto por un posible futuro empleador.
ve seni seviyorum 36
ve senin 20
seni çok seviyorum 321
seni seviyorum 4697
seni çok özledim 187
seni 1182
seni görmek istiyorum 81
senin adın nedir 33
seni istiyorum 270
senin adın ne 311
ve senin 20
seni çok seviyorum 321
seni seviyorum 4697
seni çok özledim 187
seni 1182
seni görmek istiyorum 81
senin adın nedir 33
seni istiyorum 270
senin adın ne 311
seni anlamıyorum 181
senin 814
seni seviyorum baba 42
seninle 184
seninle olmak istiyorum 35
seni gördüğüme sevindim 550
seni seviyorum anne 35
seni çok özlüyorum 22
seni bekliyorum 106
seni özledim 350
senin 814
seni seviyorum baba 42
seninle 184
seninle olmak istiyorum 35
seni gördüğüme sevindim 550
seni seviyorum anne 35
seni çok özlüyorum 22
seni bekliyorum 106
seni özledim 350