English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Y ] / Yaklaşıyorsun

Yaklaşıyorsun translate Spanish

388 parallel translation
- Gittikçe yaklaşıyorsun.
Caliente, caliente.
Ne diye bir adama bu şekilde sessizce yaklaşıyorsun ki?
¿ Por qué te apareces tan sigilosamente?
- Olaya bir dul gözüyle yaklaşıyorsun.
- Como si fuera viuda.
Durmadan sinsice yaklaşıyorsun.
Siempre a hurtadillas.
Sorunlara kafanda bir buz torbasıyla yaklaşıyorsun.
Aborda todos los problemas con una bolsa de hielo en la cabeza.
Bir diğerinin yanına yaklaşıyorsun.
Se acerca al otro
Hız kesmeden dibe yaklaşıyorsun.
Usted cae más cada vez.
Tanrıya gittikçe yaklaşıyorsun tek kelime etmen yeter.
Te estás acercando a Dios. todo depende de una palabra.
Bütün bu olan bitene çok şahsi yaklaşıyorsun.
Te tomas todo esto como un asunto personal.
Fakat çok yaklaşıyorsun.
Pero te estás acercando mucho.
Hayır, ama yaklaşıyorsun.
No, pero casi.
Yaklaşıyorsun.
- Casi acierta.
Yaklaşıyorsun.
Te estás acercando.
- Doğru. Gezegen katiline tehlikeli bir şekilde yaklaşıyorsun.
Se está acercando peligrosamente al asesino planetario.
Yaklaşıyorsun.
Por lo menos una pequeña relación...
Yaklaşıyorsun, yaklaşıyorsun, yaklaşıyorsun.
Pedaleas más duro. Su pelo se mueve con la brisa.
Çünkü bana aşırı hızlı derecede yaklaşıyorsun.
Debido a que usted se está moviendo hacia mí un poco demasiado rápido.
Söylemiştim sana. Yanlış şekilde yaklaşıyorsun.
Ese no es un buen método.
Kısıtlanmış bir bölgeye yaklaşıyorsun!
¡ Se está acercando a un área restringida!
- Yaklaşıyorsun.
- Caliente.
Kızgınsın biraz ve olaylara en kötü yanından yaklaşıyorsun.
Pues qué cara más dura tienes... Como mala fe, no se puede encontrar mejor.
Kurtarıcına niçin sinsice yaklaşıyorsun?
¿ Por qué espías a tu salvador?
Giderek yaklaşıyorsun.
Se está calentando.
- Yaklaşıyorsun. Devam et.
- Pronto lo harás, ¡ adelante!
Yaklaşıyorsun kardeşim.
Con eso empieza a gustarme, hermano.
Yaklaşıyorsun ama içkiden fazlasını da ikram edecekler, değil mi?
Tomaremos algo más que un trago con ellas, ¿ no?
Her an kırbaca yaklaşıyorsun!
- Jovencito, te ganarás unos azotes.
Baksana sen! Bu ne bencillik ki terapimi kaçırmama bile seni sinir etmesi açısından yaklaşıyorsun!
Si se me olvida mi terapia, sólo piensas en lo que pueda afectarte a ti.
Olaya bilimsel olarak mı yaklaşıyorsun, yoksa yine duygularına mı kapılıyorsun?
¿ Piensas científica o emocionalmente?
Evet, yaklaşıyorsun.
Sí, así está mejor.
Bir konvoya yaklaşıyorsun.
Estás a punto de entrar en la caravana, Acércate bien al grupo,
Probleme eski kafayla yaklaşıyorsun.
Me acabas de describir un problema... tan viejo como el hombre
Yaklaşıyorsun ama biliyorsun ki Candice hafta sonu Summer Free'ye gitmezse karın hemen yasal işlemlere başvurabilir.
Tendrías mejores fundamentos. Pero si Candy no va a Cuerpolibre este fin de semana... tu esposa podrá demandarte inmediatamente.
- Ona ılımlı yaklaşıyorsun.
- Estás algo entusiasmado con ella.
Ne cehenneme, arkamdan sessizce yaklaşıyorsun.
Porque diablos no paseas o haces algo antes de venir a molestar?
Zemine yaklaşıyorsun!
¡ Llegamos al suelo!
Yaklaşıyorsun Data.
Se está acercando.
Kötü sona yaklaşıyorsun, eminim.
Tendrás un mal final, estoy seguro.
- Yaklaşıyorsun.
- Estas acercándote.
Şimdi yaklaşıyorsun.
Usted está cada vez más caliente.
Şükürler olsun ki beni korkutmak yerine aşk ve iyi niyetinle yaklaşıyorsun.
Gracias por darme amor y comprensión en vez de asustarme.
Yaklaşıyorsun.
se esta acercando.
Yaklaşık bir saattir burada sadece bakıyorsun.
Tú estuviste aquí hace media hora, mirando.
- Biraz fazla hızlı yaklaşıyorsun ama.
- ¿ No era lo que querías?
Yaklaşık 18-19 saniye kazanıyorsun Giulio.
Tendrás 18 o 19 segundos más, Giulio.
İşte bu, hmmm, yaklaşıyorsun
Qué sentimiento, lo hace más lento
Yaklaşıyorsun.
Estás en ello.
- Kaç yıldır burada çiftçilik yapıyorsun baba? - Yaklaşık 12 yıldır.
- ¿ Durante cuanto tiempo trabajaste de granjero antes de tener esta granja?
Söylesene Dennis, bir haftada yaklaşık kaç ayağa bakıyorsun?
Dennis, ¿ cuántos pies ves a la semana aproximadamente?
Hayır, ama yaklaşıyorsun.
¿ Es ésta la cámara negra? No, pero te estás acercando.
Yaklaşık 20 yıl önce oynadığım bir adamı hatırlatıyorsun.
¿ Sabes que me recuerdas un tipo con quien jugué hace 20 años?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]