English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Y ] / Yogun

Yogun translate Spanish

8,469 parallel translation
Evrenin her yanı Yoğun ve sıcaktı
# Todo nuestro universo estaba en un estado denso y caliente #
Evrenin her yanı Yoğun ve sıcaktı
Traducido por : Lord Avestruz
Aldığımız bilgilere göre Hintli casus, yoğun güvenlik önlemleri altında tutuluyor.
De acuerdo a nuestras fuentes.. .. el espía Indio está custodiado bajo fuertes medidas de seguridad.
Şu anda programım o kadar yoğun ki dünyaya kendimi mesajımı yaymakla, müziğimi yaymakla.
Porque ahí es dónde estoy ahora, hombre, llevando al mundo mi mensaje, mi música. ¿ Recuerdas mis canciones, Kenny?
Yoğun değilse ben gelmesem de olur mu diye soracaktım.
Me preguntaba, si no está lleno, si podrían prescindir de mí.
Gelirim ama yoğun değilse...
Solo pensaba que si no estaba lleno... Sí.
"Yoğun olmayan saatlerde, garsonlar sosları tazelemeli yerleri süpürmeli ve tuvaletleri temizlemelidir."
"Fuera de la hora pico, los camareros deben poner más condimento, trapear el piso y sanear los baños".
Yerel polisin dediğine göre, kayınbaban yoğun bakımdaymış.
La policía local dice que tu suegro está en la UCI.
Hala yoğun bakımda ama yalnız değil.
Todavía está en la UCI... pero no está sola.
Claire, Kremlin bana yoğun baskı yapıyor.
Estoy recibiendo mucha presión del Kremlin.
Böyle bir şaklabanı en yoğun saatte nasıl TV'ye çıkarıyorlar?
¿ Cómo ponen a un payaso como él en el horario principal de TV?
Yoğun takip iki yıl bekleme listesi, avukat masrafları.
Selección intensiva... dos años de listas de espera, facturas de abogados.
Benimki gibi bir kariyere, ne kadar yoğun hislerin olursa olsun kamu önünde patronunu eleştirerek erişemezsin.
No se tiene la carrera que tengo criticando de manera abierta a sus jefes, sin importar lo que piense.
Yoğun bir program, geri dönene kadar konuşamayabiliriz
Estoy ocupado. Quizá hablemos en el vuelo de regreso.
Yoğun trafik sıkışıklığı. Anahtar köprünün yakınında bildirildi.
Congestión de tráfico pesada... reportada en las proximidades del Puente Key.
Bugün salı büyük ihtimalle çok yoğun olmayacaktır. Tahminimce oldukça sakin olacaktır ama önemli olan her şeyin derli toplu, temiz olması, herkesin içkisinin yenilenmesi, suları ve masalarını sildiğinden emin olmandır.
Es martes por lo que talvez no esté tan movido, sabes, va a estar bastante tranquilo, pero lo importante es asegurarse de que todo esté ordenado, limpio, asegurarse de rellenar las bebidas de todo el mundo,
Zaten çok yoğun olan iş temponu sıkıştırıyorsun sonra.
Bueno, no puede hacerlo. Tenemos una agenda muy apretada.
- Yoğun görünüyordu, artık her neyse.
Lo que haya sido parecía una charla intensa. ¿ Ves?
Biliyorum, çok yoğun çalışıyoruz, özellikle de sen.
Lo sé, y hemos estado trabajando muy duro, especialmente tú,
Çok yoğun bir yer.
Es un lugar vertiginoso.
Yoğun araştırma yapmamız gerek.
Necesitariamos extensa investigación.
Yoğun tetkikler sayesinde paylaştıkları tek organın karaciğer olduğu sonucuna vardım.
A través del examen exhaustivo, he concluido que el único órgano que comparten es el hígado.
Nereye gitmeyi arzulardın? Meşgul olmaktan memnun değil misin? Bu yoğun ötesi ama.
¿ En tus sueños más salvajes dónde te apetecía ir?
Bugün çok gürültülü, Peg. Washington hattı yoğun.
Lote de bullicio hoy, clavija de línea de CC caliente
- Blaine yoğun programının arasında bize piyano öğretmeye vakit ayırdığın için çok teşekkürler.
Blaine, muchas gracias por sacar tiempo de tu horario extremadamente ocupado para enseñarnos.
Oldukça küçük yaşta, ruhani şeylere yoğun ilgi göstermiş. Peder Herman onun yolundan gidecek birini bulduğuna adı gibi eminmiş.
Desde temprana edad, el niño demostraba interés por los temas espirituales, y el padre estaba seguro de que había hallado a un discípulo.
Hayır, sadece yoğun bir şekilde temizliyorum.
No realmente estoy limpiando con intensidad.
Yoğun olduğunu biliyorum fakat bana onunla iki dakika ayarlayabilecek kişi sizsiniz. Haksız mıyım?
Sé que está ocupada, pero usted puede conseguirme dos minutos, ¿ cierto?
Trafiğin yoğun olduğunu söyledim.
Le dije que había tráfico.
Delicesine yoğun.
Insanamente intenso.
Belediye binasında yoğun ateş altındayız.
Necesito una unidad de servicios de emergencia y una ambulancia, ya! Están disparando al ayuntamiento.
Yirmi kişi yaralanmış, dört kişi yoğun bakımda ve bir de ölü var.
Veinte personas heridas, cuatro en la UCI y un muerto.
Muhtemelen bir kaç haftalık yoğun bir tedaviden sonra olur.
Probablemente después de varias semanas de tratamiento intensivo.
Diğer ikisi yoğun bir alanda.
Las otras estaban en áreas concurridas.
Çok yoğun.
Saturado.
Birçok yönden yoğun ateş altındayız!
¡ Tengo 15, tal vez 20 se mueve a la izquierda! Tomando fuego efectivo ¡ En ambos flancos!
Demek istediğim, uh, bana yaptırdıkları dedektif işleri çok yoğun.
Quiero decir, por todo el trabajo de detective que me dieron.
Bu hafta iş yoğun geçti.
Tuve una larga semana de trabajo.
Bu konuda iyi hissetmiyorum, ama onu ağaçların yoğun olduğu yerin arkasına koydum, biliyor musun?
No me siento bien con esto, pero lo puse detrás de esos árboles gruesos, sabes?
Bugün çok yoğun duygular yaşıyorum.
Vaya, este día está siendo... muy intenso.
- Anlattıklarına karşı yoğun...
- Muestra profundo interés
- Tam da yoğun olduğum dönem bu.
- Mira, es mi temporada alta.
- Siletti'nin işler yoğun.
Silleti se ha vuelto loco.
Zamanla yoğun tedaviye olan ihtiyacın azaldığına dair bazı deliller mevcut.
Hay evidencia de que con el tiempo... la necesidad de tratamiento agresivo disminuye.
Bir süre sonra halüsinasyonlar daha yoğun hâle gelecek gerçeklik hissini tamamen kaybedeceksin.
Pronto las alucinaciones se volverán tan intensas que perderás todo el sentido de la realidad.
Yoğun bir gün oluyor, değil mi Kai?
¿ Un día duro, Kai?
Yoğun karışımı karıştır, daha falza su!
¡ La mezcla está espesa, más agua!
Yukarıda tüm cerrahi personel çalışıyor ama departman çok yoğun.
Todos los equipos de cirugía de arriba están trabajando, pero conseguir enterrados de cada departamento.
Harika, Yoğun Bakım birkaç yatak boşalttı.
Grande. I.C.U. sólo liberó hasta camas.
Her neyse. Yoğun Bakım'a gidiyorum.
Todas formas de dirigirse a la I.C.U.
Ya ülkenin bütün Amerikan Beşinci Filosu tarafından yoğun bombardıma maruz kaldığını izlersin ya da Pakistan'ın bir sonraki Başbakanı olursun.
Mira como bombardeamos su país hasta regresarlo a la edad de piedra por medio de nuestra Quinta Flota ó, se convierte en el próximo Presidente de Pakistán.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]