Zâten translate Spanish
21 parallel translation
Bunu tavsiye etmem. Zâten yeterince dedikodu var.
No se lo aconsejaría, los rumores vuelan.
Zâten burada çalacak ne var?
¿ Y qué van a robar aquí?
Evet, bunu zâten biliyordum.
Sí, ya me parecía.
Zâten hiç sigara içmediğimi söyledim.
Ya le he dicho que no he fumado.
Evet, bunu zâten anlamıştım.
Sí, ya lo había comprendido.
Her neyse, zâten aramızda dostluktan başka ne olabilir ki.
Sí, ya sé que entre nosotros sólo puede haber amistad.
Ulaşmak istediğin de zâten bu!
A eso quería llegar.
Zâten bende birkaç gündür bunun üzerinde düşünüyorum.
Muévete ; hacer algo. Hace días que doy vueltas a este problema.
Zâten korkak gibi davranıyorsun. ... çünkü bu mesleği sürdürmeye cesâretin yok ve...
Eres tú quien se comporta como un cobarde,... porque no tienes el valor de mandar a paseo la vocación, la...
Bugünlerde genç insanlar nasıl, zâten biliyorsun.
¡ Ya sabe como son las jóvenes de hoy!
Ailede zâten bir şarkıcı var.
Menos mal. Para cantantes, en nuestra familia, nos basta con una.
Siz zâten kiliseyle evli olan bir adamla evlenmek istiyorsunuz!
Vd. quiere casarse con un hombre, que ya está casado con la Iglesia.
- Zâten oturuyorum. - Evet.
- Ya estoy sentada y bien sentada.
- Ve sen de zâten Romadasın, değil mi?
- Tú ya estás bien en Roma, ¿ verdad?
Size, Tregennis Ailesiyle.. ... bozulan ilişkimi zâten açıklamıştım.
Ya he explicado qué relación me unía a la familia Tregennis.
Siz zâten kararınızı vermişsiniz.
Ya se ha tomado la decisión.
Nereye bakarsak bakalım.. ... her türlü sikilmişiz zâten.
Estamos clásicamente jodidos sin importar... en qué dirección veamos.
Yâni, zâten mahâlleden yeterince uzaklaşmışım.. ... bir de benim silahımı..
Quiero decir, es bastante ser remolcado, mientras los locales... del vecindario ven, pero ahora vas a...
Hey, bu yoldayım zâten.
Oye, estoy a bordo con eso.
Yâni, zâten asla konuşamayız.
Quiero decir que jamás diríamos nada.
Zâten biliyordun, değil mi? Zach, bence çok fazla...
Mira Zach, creo que lo menos que sepamos, será mejor.