English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Ç ] / Çok geçmeden

Çok geçmeden translate Spanish

1,247 parallel translation
Çok geçmeden, hastalandı ve öldü.
Después, murió pronto.
Çok geçmeden ondan bıkarsın ve sonra da benim Marisol'la konuşursun.
Ya te cansarás de ella y hablarás con mi Marisol.
Çok geçmeden okula gitmen gerekiyor... ve ayakkabımı giyip ve saçlarımı taramalıyım. - Hayır, teşekkür ederim.
Pronto tendría que ir a la escuela, usar zapatos y peinarme.
Ve çok geçmeden, bu kanıt tartışmasız olacak.
Y dentro de poco tiempo tambien, La evidencia sera incontrovertible- -
- Çok geçmeden alışırsın... - Gönlümü almayı bırak!
¡ Ya deja de animarme!
Ondan sonra da çok geçmeden şu yüzbaşı çıka geldi. Çiçekler, konserler, restoranlar...
Sólo después... de la llegada del coronel.
Çok geçmeden seni çağırtabilirim.
Puedo convocarte en poco tiempo.
Bir defa, ilk kez insan şeklini alabilmemin üzerinden çok geçmeden.
Una vez, al poco de poder asumir la forma humanoide.
Çok geçmeden kırık kalbimi ona açtım. Sonra o bana şiirlerinden ve aşk hakkındaki düşüncelerinden söz etti.
Luego le conté que tenía el corazón roto y él me contó acerca de su poesía y sus pensamientos sobre el amor.
Çok geçmeden yaşlı bir dilenciye rastlamış.
Pronto se cruzó con un anciano mendigo.
Çok geçmeden kımıldayacak yeri kalmadı.
Pronto el no tuvo a nadie a quién acudir.
Çok geçmeden ev hasretimin biteceğini biliyorlardı.
Sabían que no extrañaría mi casa para siempre.
Onların yanına kolayca girebilmemi sağlayın. Çok geçmeden onların korkusundan kurtarırım sizi.
Dadme acceso libre para llegar hasta ellos y pronto os libraré de vuestro temor hacia ellos.
Çok geçmeden sarraflar çok az kişinin makbuzu getirip altınını geri istediğini fark ettiler.
Eventualmente, los goldsmiths se dieron cuenta que solo una pequeña fracción de los depositantes volvían y requerían su oro de manera simultánea.
Çok geçmeden, dünyayı kurtarmanın tek yolunun doğum kontrolü olduğunu anlamamız gerekiyor.
Antes de llegar tan lejos, Necesitamos saber que la contracepción es el único medio de salvar la tierra.
- Enerji kesintisi üzerinden çok geçmeden Kızıl Takımın Akademiye geri döndürülmesi hakkında ışınlayıcı kaydı bulunduğundan haberin var mı?
Adelante. Según un informe, el escuadrón regresó a la academia poco después del corte de energía.
Raporlar gösteriyor ki,... bu bilgiyi Federasyona aktarmamın üzerinden çok geçmeden Amiral Leyton, sizinle görüşmek üzere üst düzey subaylardan oluşan bir gruba başkanlık yapmış ve dünyayı korumak amacıyla geniş içerikli güvenlik önlemlerinin yürürlüğe konulmasını tavsiye etmiş.
Tras comunicarlo a la Flota Estelar, el almirante Leyon y sus oficiales se reunieron con usted y le recomendaron drásticas medidas de seguridad para proteger la Tierra.
Daha gitmedilerse çok geçmeden orada olurlar.
Llegarán pronto.
Çok geçmeden, divanımın üstünde yatıyorduk.
Enseguida, estábamos tumbados en el sofá.
Ve Esenlik veren Tanrı, çok geçmeden Şeytan'ı ezecek.
" Y el Dios de la paz pronto a Satanás aplastará
Ve Esenlik veren Tanrı, çok geçmeden Şeytan'ı ezecek.
" Sí, y el Dios de la paz pronto a Satanás aplastará.
Çok geçmeden, beyaz adam onları unuttu, kendi hallerine bıraktı.
Poco a poco, el hombre blanco se olvidó de ellos y se fue, y, finalmente, los dejó en paz.
Çok geçmeden bir yere çarpıp petrolü dökecek ve Kuzey Atlantik'te bütün deniz yaşamını yok edecek.
No tardará mucho en chocarse, y derramar petróleo... y matar a toda la vida marina en el Atlántico Norte.
Çok geçmeden dualarımız kabul oldu. Çünkü gerçeğin gücü büyüktür ve kader yanılmaz.
Nuestras oraciones pronto fueron respondidas porque el poder de la verdad es grande y el karma infalible.
Çok geçmeden dizlerinin üzerinde, her zamanki pozisyonunu alırsın.
Volverás a andar de rodillas en un santiamén.
Çok geçmeden bizimki depreşiyor yine. O halinle kalk git sen Diyarbakır'a.
Pronto la perra comenzó de nuevo y fue a Diyarbakir con un tipo.
Ve çok geçmeden, her tüfeğin, her şahsın yerini tam olarak öğrenmiştik.
En seguida supimos dónde estaba cada persona y cada arma.
Çok geçmeden yumruklaşmaya dönebilirsiniz.
Enseguida podrás maltratar.
Çok geçmeden göz göze geldik. Ben de beğeninin karşılıklı olduğu kanısına vardım.
¡ Papá, hace 15 años que no te había visto!
Çok geçmeden, onun için çalışmaya başlamıştım.
Antes de darme cuenta, ya estaba trabajando para él.
Gitmek mi? Federasyon gemileri, çok geçmeden gelirler.
- La federación estará aquí pronto.
Çok geçmeden dağın tepesine çıkamazsam, kovulacağım.
Si no llego a la cima enseguida, puedo ser despedido.
Çok geçmeden sendelemeye başladılar, dans eder gibiydiler.
Poco después, se empezaron a retorcer por todos lados...
Görevimi çok geçmeden tamamlasam iyi olacak.
Debo completar mi misión lo antes posible.
Çok geçmeden birileri burada olur.
No tardará mucho en venir alguien.
Amerikan, İngiliz ve Fransız askerleri çok geçmeden enkazda onlara katıldı.
Soldados estadounidenses, británicos y franceses pronto se unirían a ellos entre las ruinas.
Çok geçmeden beni işe alamaz mısınız?
¿ No puede ser antes?
Ama çok geçmeden hayatınız ya da eviniz yandığında ve canımdan yakın dediğiniz arkadaşlara verecek bir şeyiniz kalmadığında olanların hepsi sessizlik içinde sizi kahredecektir.
Pero el día en que tu vida y tu casa se prenden fuego que tus sueños de burgués se derrumban y no te queda nada, tus hermanos, tus supuestos amigos...
Çok geçmeden, demode olacağım.
En poco tiempo, yo sería obsoleto.
Gücümüz az ve yörüngenin de altındayız,..... o nedenle, çok geçmeden Dünya'nın atmosferinde yanacağız.
Tenemos poca potencia y nuestra órbita es baja, asi que no falta mucho para que nos inciniremos en la atmósfera terrestre.
Bunu yapmasa bile iş arkadaşları çok geçmeden uçağı benim sabote ettiğimi anlar.
Aunque no lo haga, sus colegas pronto averiguarán - que yo saboteé la nave.
Çok geçmeden yol geçilmez oldu yiyeceğimiz de bitmişti.
El camino se hizo infranqueable... y nos quedamos sin comida.
Et bize bir hafta yetmedi ve çok geçmeden tekrar acıktık.
La carne no duro ni una semana... y pronto volvimos a estar hambrientos.
Sen burada bekle çok geçmeden gelirim ben de. Beni bekle, burada.
Quédate aquí un rato y volveré en un instante.
Çok geçmeden...
DENTRO DE UNOS MESES...
Eminim, bu açıklanamayan olay çok geçmeden kendini bize açıklayacaktır.
Estoy seguro que lo inexplicable se explicara sólo en breve..
Bırakılmasından çok da uzun bir süre geçmeden Derek ile konuştum.
Hablé con Derek cuando lo liberaron.
Fakat eminim, çok uzun süre geçmeden geri geleceksin. Duyduğuma kadarıyla, Bajorlular'la savaş çıkacakmış.
Seguro que no tardará en volver aunque, por lo que he oído, será para luchar contra Bajor.
- Çok geçmeden buradan çıkarsın.
Muchas querrán conocerlo.
Çok zaman geçmeden filiz, kökçükleri yere indirerek yeni toprakların böğürtlen imparatorluğuna katılmasını sağlar.
Antes de alargarse, los brotes largan raíces, para anexar nuevos territorios al imperio de la zarza.
Şimdi bugünkü hizmetimizin yiyecek bölümüne geçmeden önce aramızda çok özel bir ziyaretçimiz var. Bay Jack Taggert.
Antes de que lleguemos a la parte alimenticia del servicio les quiero presentar a un visitante especial, el Sr. Jack Taggert.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]